Esenyurt'ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin davanın görülmesine başlandı. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Tarık Özer “Ben sadece oğlumu, kardeşimi ve kendimi korudum. Yunus Emre Erzen’i öldürme kastım yoktu. Amacım sadece yaralamaktı” derken, Sanık Murat Özer ise, “Keşke o gün ayağım kırılsaydı oraya gitmemiş olsaydım” ifadelerini kullandı.
Esenyurt'ta Temmuz ayında Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır’ın hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin 10 sanığın yargılandığı davanın görülmesine başlandı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuksuz sanıklar Adem Kılıç, Ercan Topçu ve Hüsamettin Ahmetoğlu hazır bulundu. Duruşmada tutuklu sanıklar Tarık, Murat, Azat ve Servet Özer ise SEGBİS sistemi ile hazır edildi. Duruşmaya taraf avukatları ile müştekiler de katıldı.

“Amacım sadece yaralamaktı”
Sanık Tarık Özer savunmasında Cantürk Erzen’i 2015 yılından beri tanıdığını söyleyerek “Kendisi ile hem ticari ilişkim hem arkadaşlığım vardır. Olaydan 2-3 ay önce kendisi ve oğlu benden 70 ton demir aldılar. Bunun karşılığında 1 milyon TL tutarında 2 çek verdiler. Birini ödediler birini ödemediler. Sonra ödeme emri çıkarttım. Olay günü şirketimden çıktım evime gittim. Sonra Cantürk Erzen’in benim göndermiş olduğum ödeme emrine karşılık küfürlü, hakaretli paylaşımlarını gördüm. Kardeşim Murat Özer’e de gösterdim. Oradan kalktık kardeşime de kalk gidelim dedim. Yolda giderken birkaç kişi de beni aradı. ‘Cantürk Erzen’in paylaşımlarını gördün mü?’ dediler bana. Sonra sitemin önüne geldik. Kardeşime ‘bu bizi rezil etti’ dedim. Ne yapabiliriz diye düşündüm. Kardeşime ‘sen Cantürk’ü ara hem kendini rezil ediyor hem bizi rezil ediyor’ dedim. Kardeşim Cantürk’ü aradı ama kendisi cevap vermedi. Sonra kardeşim ile birlikte oğlumu da aldık. Paylaşımları kaldırması için gidip konuşmak istedik. Biz esnaf insanız, tatsızlık olmasın istedim. Tekel bayiye gittim. 3 kişi vardı içerde. Selam verdik. Kardeşim Murat, Yunus Emre’nin yanına gitti ‘baban nerede’ dedi. O ise ‘babamı ne yapacaksın?’ dedi. Yunus Emre o gün kinayeli kinayeli konuşmaya başladı. ‘Babanı çağır, gelsin bir konuşalım’ dedim. Kardeşim ile Yunus Emre itişip kakıştılar. Ben olayın büyümemesi için engellemeye çalıştım. O sırada Batuhan Bayındır yere düştü. Ben sırtım dönükken silah sesi duydum. Oğlum ‘baba’ diye bağırdı. Döndüğümde kardeşim vurulmuştu, kan vardı. Oğlum da vuruldu diye düşündüm. O esnada Yunus Emre’nin bacaklarına ateş ettim. Tamamen ayaklarından vurup etkisiz hale getirmek için. Yusuf Erzen eli belinde gelince bir tane de ona ateş ettim. Silahı hala bırakmadığı için Yunus Emre’ye bir kez daha ateş ettim. Ben Batuhan Bayındır’ı hayatım boyunca görmedim tanımam. Ben sadece oğlumu, kardeşimi ve kendimi korudum. Olay bu. Sonra kardeşimi acil servise bıraktım tedavi altına aldılar. Yunus Emre Erzen’i öldürme kastım yoktu. Amacım sadece yaralamaktı” dedi.


“Keşke o gün ayağım kırılsaydı oraya gitmemiş olsaydım”
Sanık Murat Özer ise, “Benim Cantürk Erzen ile herhangi bir husumetim yoktu. Abimle arasında bir demir ticareti konusu olmuştur. Cantürk çekin bir kısmını ödemiş bir kısmını ödememiş. Olay günü tekel bayide Yunus Emre Erzen kinayeli kinayeli bana baktı. İçki bardağını gördüm. Alkollü olabileceğini düşündüm. Elimi iteledi. Ben de onu içki şişelerine doğru ittim. Kasanın altında bulunan silahı aldı. Ben Yunus Emre Erzen’e zarar vermeyi istemiş olsaydım kendisine direkt ateş ederdim, ruhsatlı silahım var. Ben elime tesadüfen geçirdiğim bir şişe ile engel olmaya çalışıp vurdum. Benim de elim parçalandı. Engel olamadım. Yunus Emre silahını çıkarıp ateş etti. Ben abim Tarık Özer’in ateş edip etmediğini bile bilmiyorum. Benim amacım canımı kurtarmaktı. Ben engel olmaya çalıştım. Kendilerini dışarı çıkarmaya çalıştım. Ben yaralıydım bu nedenle hastaneye kaldırıldım. İddia makamı kan gütme saikiyle hareket ettiğimizi söylemiş. Benim yaşım 40 karakol önünden bile geçmemişimdir. 6 kardeş olarak hepimizin sabıkası tertemizdir. Ölenlere Allahtan rahmet diliyorum. Keşke o gün ayağım kırılsaydı oraya gitmemiş olsaydım. Cantürk Erzen keşke anamıza avradımıza küfretmeseydi” şeklinde savunma yaptı.

İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 28 Temmuz günü gece saat 23.20 sıralarında Esenyurt Güzelyurt Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Caddesi Baray Tekel-Gold Park Şarküteri isimli iş yerinde meydana gelen olay anlatıldı. İddianamede, taraflar arasında meydana gelen tartışma ve silahla ateş edilmesi sonucu Yunus Emre Erzen'in 8 adet kurşunla yaralanarak hayatını kaybettiği, Batuhan Bayındır'ın ise 2 el ateş edilmesi sonucu yaralanarak öldüğü anlatıldı. İddianamede müşteki Yusuf Erzen ve şüpheli Murat Özer’in de çeşitli yerlerinden yaralandıkları belirtildi.
İddianamede, şüpheliler Tarık, Murat, Azat, ve Servet Özer’in ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme’, ‘kasten öldürme’, ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürmeye teşebbüs’ ve 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet suçlarından 1 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 kez müebbet, ve 16 yıl 6 aydan 31 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. 5 diğer şüphelinin ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılması istendi.

Kaynak: İHA