Anadolu’nun dört bir yanında düzenlediği ‘100. Yıl Buluşmaları’ kapsamında kamu, yerel yönetimler, akademi, sivil toplum ve iş dünyası ile ‘Hayalimizdeki Türkiye’ manifestosunu paylaşan TÜRKONFED’in altıncı durağı Diyarbakır oldu.DİYARBAKIR (İGFA) - TÜRKONFED Heyeti, Doğu Güneydoğu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu’nun (DOGÜNSİFED) katkıları ilekamu, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve iş insanlarıyla bir araya geldi.
Diyarbakır’da DOGUNSİFED ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte “Hayalimizdeki Türkiye” temalı bir konuşma yapan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, “Ortak acılar, heyecanlar ve sevinçleri bir arada yaşadığımız siyasi ve toplumsal atmosferin; müzakere ve uzlaşma zemininde inşasında bilim, kurallar ve kurumların esas alındığı ‘Ulusal Dönüşümü’ başlatmak için önemli bir fırsatın arifesindeyiz. Ekonomiden demokrasiye, eğitimden gençliğe, kadından çevreye, Türkiye’nin aydınlık geleceğini, aklın ve bilimin ışığında inşa edebiliriz. Kalkınmayı başarmış ortak Türkiye hayaline ulaşmanın yolu da bölgesel gelişmişlik farklılıklarını gidermek ve bunları gidermede kilit rol oynayacak KOBİ’lerimizigüçlendirmekten geçiyor” dedi.
“Yeni kabinemizin ekonomi kurmaylarının ilk açıklamalarını pozitif karşılıyoruz. Verimlilik temelli iktisat bilimi politikalarını sadece söylemde değil eylemde de ortaya koyacaklarını ifade etmelerini önemsiyoruz” diyen TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, şöyle devam etti:
“Ekonomik ve mali istikrarın en büyük düşmanı belirsizliktir. Çünkü üretim yatırım istiyor, yatırım da mali istikrar ve öngörülebilirlik arıyor. Ekonominin değişmez kuralı dışında geçici yollar arandığında, maalesef orta ve uzun vadede kalıcı bir devamlılıktan da vazgeçmiş oluyoruz. Artık ekonomimizi dayanıklı kılmak için güvenli patikalara ihtiyacımız var. İkinci yüzyılın kalkınma reçetesi can suyu değil kaynağın sürekli canlı kalmasını sağlayacak sürdürülebilir, kapsayıcı, çevre ve insan odaklı politikalar olmalıdır. Bununla birlikte liyakatle yönetilen kurumlarımızın, bağımsızlığı, şeffaflığı ve hesapverir yaklaşımı, üretim ve yatırım atmosferinin bağışıklığını güçlendirecektir.”