Beyindeki elektriksel aktivite kalıpları, bir kişinin bildiklerini ortaya çıkarabilir ve yeni geliştirilen bazı “beyin devrelerini” uyarma yöntemleri, yakın gelecekte nörolojik ve zihinsel sebeplerden oluşan birçok rahatsızlığı ve davranışı kontrol edebilir. Tabi tüm bu büyük gelişmelerin yanında, olası zihin okuma ve zihin kontrolü teknolojilerinin ne kadar “etik” olduğuna dair de birçok tartışma yürütülüyor.

Zihin Okumak Mümkün Mü? Nasıl Yapılır

İnsan beynindeki elektriksel aktiviteyi sorgulama ve manipüle etme yeteneği, biyokimyanın vücut için yaptığını beyin için yapmayı vaat ediyor. Doktora gittiğinizde, vücudunuzun sağlığını ve potansiyel hastalıkları tespit etmek için kanınız üzerinde bir dizi kimyasal analizler yapılır. Kolesterol seviyenizin yüksek olduğu ve felç geçirme riskiniz olduğu konusunda önceden uyarıda bulunarak, bu sorunları yaşamamak için önlemler alabilirsiniz. Benzer şekilde, yakında tıbbi uygulamalara dahil edilecek deneysel araştırmalarda, beyninizdeki elektriksel aktiviteyi EEG (elektroensefalografi) ve diğer yöntemler kullanarak sadece birkaç dakika izlemek, yalnızca nörolojik hastalıkları değil, aynı zamanda kişilik bozuklukları ve şizofreni gibi ruhsal sorunları da ortaya çıkarabilecek. Dahası, beyninizdeki elektriksel aktivitenin sadece 5 dakikalık bir süre izlenmesi, beyninizin nasıl çalıştığına dair birçok soru işaretini giderebilir.

Bu yolla gelecekte IQ ölçümü yapılabilir, bilişsel yönden güçlü ve zayıf yönler belirlenebilir, bireyin kişiliği algılanabilir ve bilgiyi öğrenme yeteneğine dair bazı sınıflandırmalar getirilebilir. Okul öncesi çağındaki bir çocuğun beynindeki elektriksel aktivite, örneğin o çocuğun okula gittiğinde ne kadar iyi okuyabileceğini ve derslerdeki algı becerisinin ne seviyede olacağına dair fikirler sunabilir.

Nörobilimci Marcel Just ve Carnegie Mellon Üniversitesi’ndeki meslektaşları, bir bireyin ne düşündüğünü deşifre etmek için fMRI beyin görüntülemesi yöntemi üzerine bir dizi çalışmalar yürütüyor. Araştırmacılar, belirli bir sayıyı veya nesneyi düşündüklerinde, bir cümleyi okuduklarında, belirli bir duyguyu deneyimlediklerinde veya yeni bir bilgi öğrendiklerinde, kişinin beyninde oluşan karmaşık kalıpları analiz edebilir, zihinleri okuyabilir ve bireyin zihnindeki özel duyguları belirleyebilir. İşte bu kısım biraz mahremiyeti ihmal ediyor diyebiliriz, çünkü kişinin en büyük özeli “düşünceleridir”.

Bireyin ne düşündüğünü bilme becerisine sahip olan bilim insanları, daha fazlasını da yapabilir. Bir kişinin ne yapabileceğini tahmin edebilirler. Marcel Just ve ekibi, sadece beynin “ölüm” veya “mutluluk” gibi kelimeleri duymasına nasıl tepki verdiğini izleyerek kişinin o an intihar etmeyi düşündüğünü ortaya çıkarabiliyor. Komedyen Robin Williams ve ünlü şef Anthony Bourdain’in trajik ölümlerinin gösterdiği üzere, intihar düşüncesi genellikle ani olarak gelir çünkü insanlar, intihar düşüncelerini sevdiklerinden ve terapistlerinden gizlemeyi tercih ederler.

Birinin intihar etmeyi düşündüğünü ortaya çıkarmak için bu tarz bir “beyin hacklemesi”, gelecekte birçok hayatı kurtarabilir.

Zihin Kontrolü Nedir ve Nasıl Engellenir?

Beyin devrelerindeki elektriksel aktiviteyi kontrol etme becerisi, birçok ruhsal sorunun çözümü olabilecek bir potansiyele sahip. Araştırmacılar ve doktorlar, kafa derisinden elektriksel ve manyetik sinyaller göndererek beyne elektrotlar yerleştirir ve Parkinson hastalığından kronik depresyona kadar çok çeşitli nörolojik ve psikiyatrik bozuklukları tedavi edebilirler.

Bir kişinin beynini elektriksel uyarımla kontrol etme olasılığı birçok kişi için rahatsız edicidir, ancak zihinsel ve nörolojik bozuklukları tedavi etmenin mevcut yöntemleri ne yazık ki yetersiz ve oldukça etkisizdir. Nörolojik ve psikoaktif ilaçlar, hedeflenene ek olarak birçok farklı nöral bölümleri de etkiler ve geniş kapsamlı yan etkilere neden olur. Bundan sadece beyin hücreleri değil, vücudun neredeyse her bölgesinden hücreler olumsuz etkilenebilir.

Günümüzde ruhsal hastalıkları ve nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmek için mevcut olan ilaçlar her zaman etkili olmaz ve genellikle deneme-yanılma yöntemiyle reçete edilirler. Bilinen adıyla prefrontal lobotomi olan psikocerrahinin, trajik bir istismar geçmişi de vardır. Dahası, herhangi bir cerrah ameliyat masasında hastayı kaybetme olasılığıyla karşı karşıya kalırken, beyin cerrahlarının operasyonlarında gereken hassasiyet çok daha fazladır. Beyin dokusunun ameliyatla alınması, sağlıklı dokuya zarar vererek veya benzer olumsuz etkilerle hastaları fiziksel ve zihinsel olarak daha kötü bir duruma sokabilir. Kronik depresyon ve benzer ruhsal rahatsızlıkları tedavi etmek için kullanılan elektrokonvülsif stimülasyon (EKT), beyni bir bütün olarak sallar ve bu elektrik fırtınasının ardından, beyin kendini sıfırlar ve birçok hastaya olumlu etkiler bırakır, ancak bazı hastalarda bazı yan etkiler de gösterebilir (geçici hafıza kaybı gibi).

Beyni tamamen ilaçlarla doyurmaktan ziyade, hatalı çalışan sinirsel devreleri uyarmak birçok bilim insanına çok daha mantıklı bir çözüm yolu olarak görünüyor. Parkinson hastalığının tedavisinde, derin beyin stimülasyonunun başarısının ardından, doktorlar artık distoniden OKB’ye kadar birçok nörolojik ve psikolojik rahatsızlığı tedavi etmek için aynı yöntemi uyguluyorlar.

Ancak elektrik stimülasyonunun Parkinson hastalığı da dahil olmak üzere benzer rahatsızlıklara nasıl yardımcı olduğu tam olarak anlaşılamamıştır, yani tam olarak deneme-yanılma yoluyla keşfedilmiştir de diyebiliriz. Elektrotların nereye yerleştirileceğine veya hangi güç ve elektriksel stimülasyon modelinin kullanılacağına dair kesin bir bilgi havuzu bulunmuyor. Bu alanda çalışmalar yürüten doktorlar aslında hastaları üzerinde deneyler yapıyorlar, ancak bunu yaparken aynı zamanda hastalarına bu sorunları düzeltmelerinde yardımcı oluyorlar.

Amerika Birleşik Devletleri ordusu, pilotlarda öğrenmeyi hızlandırmak ve bilişsel performansı artırmak için bu ve benzer yöntemleri kullanıyor. Yöntem o kadar basit ki, beyin stimülasyon cihazları birçok ülkede internet üzerinden satın alınabilir veya dokuz voltluk piller kullanılarak rahatlıkla el yapımı olarak hazırlanabilir.

Günümüzde yeni “hassas beyin stimülasyonu” yöntemleri geliştirilmektedir. Deneylerde kullanılan kobaylarda, çok hassas bir nöral ateşleme uyarımı veya inhibisyonu optogenetik ile elde edilebilir. Bu yöntem, bir fiberoptik kablo aracılığıyla beyne gönderilen lazer ışığını kullanarak, zihnini çok hassas bir şekilde kontrol etmek için genetik mühendisliğinin çalışmalarından faydalanır. Optogenetik stimülasyon insanlara uygulandığında, bazı sinir devrelerini kontrol ederek birçok nörolojik ve psikiyatrik rahatsızlığı ortadan kaldırabilse de bu yöntemi insan üzerinde kullanmak etik olarak kabul görmüyor.

Zihin Kontrolünde Eşiği Geçmek

On yıllar önce ruhsal hastalıkların ortadan kaldırılması için yapılan beyin stimülasyon araştırmaları sırasındaki etik hatalar, günümüzde birçok insanın bu ve benzeri tedavileri kabul etmemesine yol açıyor. Beyindeki elektriksel aktiviteleri okuyarak kişinin zihnini okumak ve konrtol etmek, gerçekten de birçok açıdan etik sayılmaz. Beynin aktivitesini izleyip gelecekte zihin kontrolü yapabilme ihtimali, birçok etik mahremiyeti gündeme getirdiği için; bu yöntemin olumlu kullanılması için uzun vadede birçok çalışmaya ihtiyaç var gibi görünüyor.

Kaynak: Haber merkezi