Üzerlerinde yapılan genetik çalışmalara göre, onların ilk kızıl derililer oldukları düşünülüyor. Andaman Adaları’nda yaşayan bu kabileler, ana akım medeniyetin bir parçası olmayı reddediyor ve kendi gururlu kimliklerini korumaya devam ediyorlar.

Andaman ve Nicobar adaları, dünyanın en ilkel kabilelerine ev sahipliği yapmaktadır. Birçok yoğun akademik çalışmanın konusu oldular ve teknolojik gelişmelere tamamen kapalı kaldılar, bu konuda hayli ısrarcılar. Bu kabileler üzerinde yapılan çeşitli genetik araştırmalara göre, Andamanese kabilesi ve tümü 65.000 yıl öncesine kadar izlenebiliyor. Afrika’dan göç eden ilk insanlar olarak buraya yerleştikleri düşünülüyor, bu sebeple onlara ilk kızıl derililer demek hiç de yanlış olmayacaktır. Çeşitli sebeplerle günümüzde sayıları oldukça azalan, bu Afrika kökenli büyüleyici Andamanese Kabilelerine bir de bizim gözümüzden bakın.

Andamanese Kabilesi

Bir zamanlar adalardaki en büyük kabile olan Andamanlar, 18. yüzyılda 10.000’i bulan bir nüfusa ulaşmayı başarmıştı. Sayıları, ciddi bir düşüşle 1969 yılında 19’a kadar geriledi, ancak 1999’da yapılan nüfus sayımında 41 kişiye çıktıkları belirlendi. Sayılarının bu denli azalmasının sebebi, avlanma bölgeleri ve sömürge savaşları olarak tahmin ediliyor. Yıllar boyunca, kültürel ve dilsel geleneklerini kaybettiler ve şimdi bu kabilelerin üyelerinin çoğu Hintçe dilinde ve kendi geliştirdikleri karma bir dilde konuşuyor, her birinin oldukça ilginç isimleri var.

Andamanese Kabilesi ile Kanlı Olan Jarawa Kabilesi

Güney ve Orta Andaman adalarında bulunan Jarawalılar, avcı-toplayıcıdır. Şu anda sayılarının 420 civarında olduğu tahmin ediliyor. “Jarawa” adı Büyük Andaman dilinden geliyor ve kelimenin tam anlamıyla “yabancılar” anlamına geliyor. Jarawalar ve Andamanese Kabilesi halkı arasında sürekli bir kan davası hikayeleri var. İlginç bir şekilde Jarawa kabilesi, herhangi bir hükümet sübvansiyonu almayan tek Andaman kabilesi olmaya devam ediyor. Oldukça ilkel bir yolla avlanıyorlar ve tamamen çıplak dolaşıyorlar. Jarawa kabilesinden birini kıyafet içinde görebileceğiniz tek zaman, başkent Port Blair’e giderken onlara kıyafet teklif edildiği zamandır. Medeniyetle ilk etkileşimleri videoya kaydedildi ve büyüleyici bir saat olmaya devam ediyor:

Sentinelese (Sentinel Kabilesi)

Sentinelese halkı, dünyanın en izole kabilesi olarak bilinir ve ana karadan veya Hindistan hükümetinden insanlarla herhangi bir temas kurduklarına dair hiçbir iz yoktur. Bu ilginç izolasyon isteği, adaların diğer dillerinden farklı olarak kendi dillerine de yansımıştır. Sayıları 250 olarak tahmin ediliyor, artış veya azalış eğrisi hakkında ise kesin bir bilgi yok. Kendilerini ziyarete gelen insanlara karşı bazı saldırgan tavırları olduğu iddia edildiğinden, birçok insan tarafından en vahşi kabilelerden biri olarak kabul ediliyorlar. Adalarda bulunan diğer kabilelere kıyasla, Sentinel Kabilesi yerililerin genellikle son derece formda ve sağlıklı oldukları belirtiliyor.

Onges (Onge Kabilesi)

Yine Afrika kökenli ve yarı göçebe bir kabile olan Onge Kabilesi, modern dünyanın temel tuzaklarına kapıldılar. Onların bulunduğu bölgelere yapılan geziler sırasında, kabanlar ve ev terliği gibi eşyalar giydikleri görüldü. Bölgeye giden turistler, Onge Kabilesi ile etkileşime girmekten oldukça çekiniyorlar. Yiyecek ve içecek kaynakları tamamen doğaya bağlıdır, barınma için kano ve yarı kalıcı barınaklar yapabildikleri bilinmektedir. Ayrıca, 1940’lara kadar Küçük Andaman’ın bilinen tek sakinleri onlardı.

Hindistan Hükümeti şu anda bu kabilelere yönelik temassız bir politika sürdürüyor ve kendilerine özel alanlar ayrılmış durumda. Ancak turizmin bu kabileler üzerinde ciddi bir etkisi oldu. Bölgeye yakın yaşayan bazı Hintliler ve turistler, Andamanese Kabilesi ve diğer kabilelerdeki ilkel insanları bir turizm malzemesi haline getirmenin etik olmadığını düşünüyor. Aktivistler, bu kabilelerin kendi kültürlerine göre yaşama hakları olduğunu ve onları uygarlaştırmaya çalışmanın gereksiz olduğu yönünde bildirilerde bulunuyor.

Kaynak: Haber merkezi