Sanırım 1985-86 yılları idi. Gömlek, pijama terziliği yapan babam Gömlekçi Şaban´ın dükkanındayım. Bir amca geldi dükkana, babamla tanışıyorlardı çaylar içildi bir miktar sohbet de edildi. İnegöl Hamzabey Köyü´nden idi amcamız. Gömlek diktirmek için gelmişti, kumaş seçimi yapıldı. Sıra amcamızın ölçüsünü almaya gelmişti. Babam elinde mezuro ile ölçü almak için beklerken amcamızın ceketini elinden aldık. Ben de ölçüyü yazacağım kağıdı elime alım. Amcamızın ismi Mehmet´ti de soyadını yazabilmek için sordum. -Amca isminiz. -Mehmet Avcı. Bir an durdu ve belli ki bilmemizi istedi. -Ben Rüstem Avcı´nın babasıyım. “Çok ama çok güzel bir sahneydi.” Kıvanmak sözcüğünün TDK´na göre anlamı, övünülecek bir olaydan dolayı sevinmek, iftihar etmek, memnun olmak. Hikayemizin kıvanılan kahramanı Rüstem Avcı´ya gelince. 2012 yılı Şubat ayında “İnegöl Şiirleri” adlı kitabımın tanıtım gecesinde kendisi ile tanışmış ve babası ile yaşadığım yukarıdaki o tatlı anı´yı aktarmıştım. İkimizde çok duygulanmıştık. Hem bugünkü konser´den ilçemiz insanının haberdar olması, hem de başarılı insanların aileleri başta olmak üzere yakın çevrelerini nasıl kıvandırdıkları, mutlu ettiklerine yönelik yaşadığım güzel bir örneği kaleme almak istedim. Ne diyelim “Biz de Rüstem Avcı´nın Hemşehrisiyiz” Saygılarımla. |