Ülke nüfusumuzun % 80´inin köylerde yaşadığı süreçte nüfusu az küçük köylerin öğretmen ihtiyacını gidermek için yapılan bir uygulama vardır. Köy Enstitüleri Projesinin başlangıç dönemi uygulamasıdır. Askerliğini onbaşı ve çavuş olarak yapmış okuryazar köylü gençler altı, sekiz ay gibi kısa süreli kurslara tabi tutularak kendi köylerinde “Eğitmen” sanıyla görevlendirilmişlerdir. İlki 1936 yılında Eskişehir Çifteler Çiftliği´nde 84 kişi ile başlatılmış; bunu başka kurslar da takip etmiş. Uygulama 1938 yılında sonlanmış yerini köy öğretmen okulları ile köy öğretmenlerine bırakmıştır. 1, 2 ve 3. sınıfları okutan bu eğitmenleri “Gezici Başöğretmenler” görev başında da yetiştirmeye devam etmişler. Eğitmenler ayrıca köyde çıkan sağlık sorunlarını kaymakamlığa iletmek, köylüye modern tarım tekniklerini öğretmek, akşam okulları ile yetişkinlere de okuma yazma, hesap ve yurttaşlık bilgileri öğretmekle de yükümlüydüler. Siyasal bakış açılarına maruz kalmadıkça, eğitim adına düşünülüp incelendiğinde faydalı ve de sevimli bir uygulama ve süreç. Eğitmen adına baktığınızda da size önemli sorumluluklar yükleyen fakat bir o kadar da güven ve itibar sunan bir görev ya da meslek. İlk kez babamın ağzından duyduğum “o eğitmendi, ya da o köyde bilmem kim eğitmenlik yapıyordu” gibi sözcükleri o yaşlarda çok da kavrayamazdım. Geçtiğimiz günlerde Olay Gazetesi Bursa´da Yaşam Eki Mayıs 2017 tarihli dergide değerli edebiyatçı İnegöl´lü Nadir Gezer öğretmenimiz tanıdığı bazı İnegöllülerin biyografilerini yazmış. Onlardan biri de İnegöllü Eğitmen Akif Baştürk´tü severek okudum. Diğerlerini de merak eder oldum tabii ki. Tespit edebilmek için üç yaşlı ve değerli öğretmenimle temasa geçtim. Oğlu Mesut Yazıcı ağabey aracılığı ile Mehmet Zeki Yazıcı Öğretmenimize haber yolladım. Mesut Ağabey Cerrah´ta görev yapmış Ömer Bey, Şipali´de görev yapmış İbrahim Şafak, Hocaköy´de görev yapmış Mustafa Yiğit adlı eğitmenlerimizin isimleri ile döndü babası Mehmet Zeki Yazıcı öğretmenimizden. Mustafa Yiğit adlı eğitmenimiz Endüstri Meslek Lisesi emekli öğretmenlerimizden Kadri Yiğit´in babası imiş. Kızı Eczacı Hamiyet Kelebek Abla aracılığı ile babası Mustafa Kelebek Öğretmene ulaşmak istediğimi söyledim. Mustafa Kelebek Hocamız´dan yüzyüze görüşme isteği gelince çok mutlu oldum. Gerçekten çok fazla isim hatırlayabilmişti. Yeniyörük Köyü´nden Ali Bey´i, Karalar Köyü´nden Kamil Beyi, Yeniceköy Beldesi´nden İsmail Bey´i, İsaören Köyü´nden Feyzullah Bey´i, Cemiyet Köyü´nden Osman Beyi ve Çeltikçi Köyü´nde görev yapan ismini hatırlayamadığı Romanya Göçmeni öğretmeni Mustafa Kelebek öğretmenimden öğrendim. Bu isimleri not almıştı Cerrah ve Doğanyurdu´da görev yapmış Kazım Güngör, Cerrah´ta görev yapmış Ahmet Pamuk, Tekke Köyü´nde görev yapmış Mehmet Güngör´ün de ismini hatırlayabilmişti Mustafa Kelebek öğretmenimiz. Eğitmenler konusunu konuşurken muhasebeci arkadaşımız Murat Çetin´in dedesinin Alanyur´ta geçmişte görev yapmış ve 1984 yılında vefat eden Mehmet Çetin olduğunu tesadüfen öğrendim. Yardımlarını esirgemeyen bu üç değerli öğretmenimize teşekkür edip saygılar sunuyorum. |