Biyoçeşitliliğin azalmasında etkili olan faktörler ile ilgili incelemeler yaptığımız bu makalemizde sizlerle konuya dair bir değerlendirme yapmak istedik. İster bitkiler, hayvanlar ister mikroskobik organizmalar olsun, Dünya’daki çok çeşitli türler, dünyanın her yerindeki ekosistemleri sağlıklı ve dengeli tutmak için hayati öneme sahiptir (yediğimiz bitkiler, altında gölgelenebileceğimiz ağaçlar ve tüm canlılar…).

Başka bir deyişle, biyoçeşitlilik gezegendeki tüm yaşam için doğal bir sürdürülebilirlik sağlar. Örneğin her türlü mahsulün çok fazla olduğunu ve daha temiz havamız olduğunu düşünün. 3 milyardan fazla insan deniz ve kıyı biyoçeşitliliğine bağlıyken 1,6 milyardan fazla insan geçim kaynakları için ormanlara güveniyor. Biyolojik çeşitlilik kaybı ise kurak alanlarda yaşayan 1 milyardan fazla insanın hayatını olumsuz etkiliyor.

Peki, biyoçeşitliliğin oluşumu ve azalmasında etkili olan faktörler nelerdir? İklim değişikliğinden istilacı türlere kadar gezegenimizin biyolojik çeşitliliğini tehdit eden birçok beşeri (insan yapımı) ve doğal sorun bulunuyor. Aşağıda, dünyamızın biyoçeşitliliğinin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden bazılarını ve bunları kontrol altında tutmak için neler yapabileceğimizi (ve yaptığımızı) tartıştık.

İklim Değişikliği

Gezegenimizin tarihi boyunca iklimdeki değişiklikler, elbette uzun vadede Dünya’daki yaşamı değiştirdi (Çeşitli ekosistemler oluştu ve yok oldu)

Ancak hızlı, yani insanların sebep olduğu iklim değişikliği, ekosistemlere ve türlere uyum sağlama zamanı vermeden süreci hızlandıran ve kalıcı hasarlara sebep olan bir iklim değişikliğidir. Örneğin, okyanuslardaki sıcaklığın yükselmesi ve kutuplardaki buzulların erimesi gibi etmenler, deniz biyoçeşitliliğini etkiler ve küresel etkileri olan bitki örtüsünü değiştirebilir.

Genel olarak iklim, türlerin dünya genelindeki dağılımında önemli bir faktördür; iklim değişikliği onları uyum sağlamaya zorlar (Evrim ve doğal seleksiyonun sebeplerinden biri de budur). Birçok tür bu uyum süreciyle baş edemez ve yok olmaya mahkum kalır.

Peki, biz neler yapabiliriz? İklim değişikliğiyle mücadele etmek için karbon ayak izlerini azaltmak, sosyal bilinci oluşturmak ve hükümetler çapında ciddi adımlar atmak gereklidir.

Ormansızlaşma ve Habitat Kaybı

Ormansızlaşma, canlıların ölmesinin ve biyoçeşitliliğin azalmasında etkili olan faktörler arasında en etkili olanlardan biridir. Ağaçların kesilmesi ve çeşitli beşeri uygulamalar nedeniyle her yıl tahmini 18 milyon dönümlük orman alanı yok oluyor ve doğrudan birçok türün ekosistemlerine zarar veriyor. Özellikle Amazon gibi tropikal yağmur ormanları, çok büyük bir tür çeşitliliğine sahiptir ve bu bölgedeki canlı türleri, ormanların yok edilmesi ve orman yangınları sebebiyle ciddi ölçüde azalış gösteriyor. Yaşadıkları habitat kaybı, onları yok olmaya mahkum ediyor.

Ne yapabiliriz? Ormansızlaşmaya yönelik sebep ve çözümlerin birçoğunun altında politika yatar. Şirketler, doğayı gözeten bir politika benimseyebilir ve ormansızlaşmaya sebep olan kereste ve kağıt tedarikçilerini tercih etmeyebilirler. Aynı şekilde, bilinçli tüketiciler bunu yapan şirketlerden alışveriş yapmayarak, sürdürülemez üretim yöntemleri kullanan perakendecilere geri adım attırabilir. Bireyler ayrıca hayır kurumları ve özel şirketler aracılığıyla arazi korumaları için düzenlenen etkinliklere katılabilir. Ancak nihayetinde uluslararası hükümetlerin daha güçlü, bilimsel orman koruma yasaları çıkarması gerektiği de aşikar.

Aşırı ve Kaçak Avcılık

Aşırı avlanma ve aşırı üretim gibi sebepler, biyoçeşitliliğin azalmasına ciddi bir etkide bulunur. Son birkaç yüz yılda çok sayıda tür, aşırı avlanma sebebiyle yok olmuş durumda. Kaçak avlanma ve diğer kâr amaçlı avlanma biçimleri, canlı türlerinin yok olma riskini artırır.

Peki, bizler ne yapabiliriz? Aşırı avlanmayı engellemek ve toplumsal farkındalık yaratmak, özellikle de kaçak ve aşırı avlanmayı ortadan kaldırmak önemlidir. Ayrıca balıkçılık faaliyetlerinde, türlerin yok olmaması için belli bir sınır koyulması da olumlu bir yaklaşım olacaktır. Bunun dışında özellikle de uluslararası hükümetlerin bu tür uygulamalara karşı aktif olarak kurallar uygulaması gerekir, caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.

İstilacı Türler

Alışılmadık yabancı türlerin bir ekosisteme girmesi, endemik vahşi yaşamı tehdit edebilir (Ekosistemdeki canlıları avlayabilir veya nüfusu artmasına yiyeceğin azalmasına sebep olabilir), insan sağlığını etkileyebilir ve ekonomileri alt üst edebilir.

Ne yapabiliriz? Ulusal Yaban Hayatı Federasyonu’na göre çözümler, ilk etapta istilacı türlerin girişini önlemek için çeşitli sistemler oluşturmayı, yeni istilaları etkin bir şekilde izlemeyi içeriyor. Günümüzde konuya dair birçok çalışma yürütülüyor.

Kirlilik

Kirlilik, fosil yakıtların yakılmasından (atmosfere tehlikeli kimyasallar salarak ve ozon tabakasını zayıflatarak) okyanusa her yıl binlerce ton plastiğin akması gibi etkilerle, Dünya genelindeki ekosistemleri tamamen bozar. Sera gazı etkisine sebep olabilir ve bu da küresel ısınmayı tetikler.

Örneğin, tipik olarak fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan asit yağmuru, daha küçük su ve toprak kütlelerini asitlendirebilir, üreme ve beslenme alışkanlıklarını değiştirerek orada yaşayan türleri olumsuz yönde etkileyebilir.

Ne yapabiliriz? Ortalama bir insan, atmosferik ve hidrolojik kirlilikle savaşmak için geri dönüşüm, evde enerji tasarrufu ve toplu taşıma gibi pek çok şey yapabilir. Çevre Koruma Ajansı’nın burada yararlı bir kılavuzu var.

Kaynak: Haber merkezi