Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı'nın moderatörlüğünde gerçekleşen programda, BGC Yönetim Kurulu üyelerinin Bursaspor ve Türk futboluna ilişkin sorularını yanıtlayan Bursaspor Kulübü Başkanı Enes Çelik, yönetici alacaklarının tamamının silinmesi gerektiğini söyledi.

Bursaspor'un 1 milyar 800 milyon liralık borcunun yaklaşık yarısının ödediğini, kalan 900 milyon borcun 600 milyona yakınının yönetici alacaklarından oluştuğunu açıklayan Bursaspor Başkanı Enes Çelik, "Bu miktarın kesinlikle silinmesi gerekiyor. Çünkü 130 milyonluk vergi borcunu, 65 milyonluk SGK borcunu bu yöneticiler yapmış. Ölü taklidi yapmaya gerek yok. Hem vergi hem SGK borçlarının oluşturduğukülfet ortada. Geçmişten gelen 480 milyon TL transfer tahtasındaki enkazı da eski yöneticiler bıraktı. Kimin hangi dönem hangi sportif başarısızlığı yaptığı ve hangi borçları takıma bıraktığı ortada. Bu yöneticileri açıklarız, bakın açık söyleyeyim bunları rezil ederiz. Bursa'da ben bu kadar sert tonda hiç konuşmadım. Deşifre etmenin dışında hukuki anlamda da uğraşırız. Biz borçları, bankaları temizlerken onların bıraktığı vergi borçlarını temizlerken, orada federasyonda eski yöneticinin ismini görmem beni sinirlendiriyor. Eski yöneticilerle yüz yüze görüşeceğiz, şu an hiçbir isim kullanmıyorum. Ama artık sıra oraya geldi. Herkes kendi üzerine düşeni yapmak zorunda" dedi.

Basın Kültür Sarayı BGC Nilüfer Sahnesi'nde gerçekleşen BGC Başkanlarla Yüz Yüze programının açılışını yapan Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı, Bursaspor Başkanı Enes Çelik'in Bursasporlular tarafından tanındığını, ama tanımayanlar için kendini tanıtmasını istedi. Bursaspor Başkanı Enes Çelik şunları söyledi;

Enes Çelik,''1986 Bursa doğumluyum. Evli, iki çocuk babasıyım. İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde eğitimimi tamamladım. Bursa Barosu'nda avukatlık stajımı yaptım. İlk etapta inşaat, daha sonra son 9 yıldır da tekstille, ev tekstili ile alakalı bir şirketim var.

Gürsu ve Kestel'deki organize sanayilerin birleşmesinden oluşan Uludağ Organize Sanayi Bölgesi'nin yönetim kurulu başkanlığını yapıyorum. Son 9 aydır da Bursaspor Kulübü Başkanlığı görevini ifa ediyorum.

Enes Çelik,''Şöyle söyleyeyim; öncelikle güven. Sosyal hayatta, her aşamada çok önemli bir şey güven. Bursaspor'da maalesef hangi iş adamına gitseniz, ya da hangi taraftarla konuşsanız; Kombine alıyoruz, yardım yapıyoruz ama bu paralar nereye gitti? Dipsiz Kuyu. Vesaire. Hep böyle bir algı vardı maalesef.

Biz daha göreve gelirken bir taahhütte bulunduk. Biz önce yönetim kurulu olarak kendimiz elimizi taşın altına koyacağız. Ciddi bir meblağ taahhüt ettik ve bu taahhüdümüzü yerine getirdik. Akabinde şeffaf bir şekilde Valilik onaylı hesapta, daha da doğrusu denetim altında olan hesapta, maddi anlamda ekonomiyi orada topladık ve oradan bu harcamaları yaptık.

Yani şeffaflık ve bu güven. En önemli şey güvendi. Akabindeki hamlelerimizi de bu güven ve şeffaflık ilkeleri doğrultusunda getirince, bizim de tahmin etmediğimiz şekilde gerçekten büyük bir teveccüh oluştu. Bunda Bursaspor markasının ve Bursa'daki bu uzun zamandır futbola olan açlığın da tabii ciddi bir etkisi vardı.

Yanlış yapmamak için ciddi anlamda istişareler yapıyoruz. Bu güven ve bu güzel gidişatın bozulmaması adına elimizden geleni yapıyoruz.

Sorduğunuz sorunun temeli güven diyebilirim. Şeffaflık çok önemli. Daha önceki dönemlerde bu konuda maalesef sorunlar yaşayan bir takımız.

Enes Çelik,''Yönetim kurulundaki şu anki arkadaşlarımızın bir bölümüyle, haftalık, iki haftalık aralıklarla yemekli toplantılarda bir araya geliyorduk. Sohbetlerde zaten hep Bursaspor gündemi vardı. Ne olacak Bursaspor'un hali diye konuşuyor, fikir üretiyorduk. O zamanki Bursaspor Divan Kurulu Başkanı Sayın Galip Sakder ve bazı Bursasporluların girişimleriyle bu fikir hep önümüze getiriliyordu. Biz de Bursa'da yöneticiler nezdinde ciddi anlamda bir birliktelik olması gerektiğini söylüyorduk. 1,5 milyar TL gibi ciddi bir borç yükü vardı. Dokuz asıl, sekiz yedek yönetim kurulu üyesinin 17 kişinin sırtında böyle bir yükün göğüslenmesi mümkün değildi. Bir konsensüs oluşması ve bir destek ortamının olması gerekiyordu.

Bu şartlarda, geçtiğimiz Mayıs ayında son profesyonel ligin de altına düşme durumu söz konusuydu. Hem belediye başkanlarımız tarafında, hem siyasi irade tarafında ortak bir konsensüs oluşunca konu gündeme geldi. En zor kısmı babamı ikna konusunda oldu.

Enes Çelik: Neticede futbol riskli bir alan. Sadece mali ve idari anlamda güzel şeyler yapmak yetmiyor. Bunun sportif alana da yansıması gerekiyor. O alandaki eksiklik diğer taraflarda yaptığınız bütün doğruları da götürebiliyor.

Dolayısıyla "nasıl olacak nasıl edecek" diye oturduk, yönetim kurulu üyeleri ile konuştuk. Bunları önceden rasyonel olarak planlamak çok zor.

Çünkü nerede biteceği belli değil. Örneğin bir futbolcuyla transfer tahtasını açmak için bir görüşme yapıyorsunuz, ama rakamın nerede biteceği, ne olacağı belli değil.

Bir taraftan geçmişle boğuşuyorsunuz, bir taraftan da önünüzde sıfırdan kurmanız gereken bir kadro var.

Bütün bunların tartışmalarını yaptık ve bir yola girdik.

Hayatımda ilk defa rasyonel anlamda sonunu göremediğim bir yola girdim. Biraz duygusallık da etkili oldu. Ama çok şükür bugün geldiğimiz noktada artık önümüzü görüyorum. Daha net ve daha güzel aydınlık şeyler görünüyor şu anda.

Enes Çelik: Büyükşehir Belediye başkanımızla adaylık öncesinde bir istişare yaptık. Sağ olsun kendisi her konuda destek oldu. Sadece laf olarak değil. O an o duyguyu almak önemli, samimi bir şekilde arkasında duracağını, doğru yapılacak olan işler neyse, ne yapılması gerekiyorsa o şeyi yapacağı duygusunu bana geçirdi.

Enes Çelik: Dediğim gibi adaylık öncesinde kendisiyle görüştük. Ayrıca Sayın Bakanımız Mustafa Varank ile görüştük. AK Parti İl Başkanı Sayın Davut Gürkan'la görüştük.

İşe güzel başladığınız ve güzel devam ettiğiniz zaman, o ivme daha da artarak devam ediyor. Ama yanlış işler olursa neticede her şeyin siyasi anlamda da bazı sonuçları var.

Tamam insanlar sizi destekleyecek ama yanlış bir şey olduğu zaman kimse arkanızda durmaz. Dolayısıyla güzel bir gidişat olunca sağ olsun onlar da memnun oldular.

Bursa'nın böyle bir markasının tekrar gün yüzüne çıkması, her şeyden önemlisi bu şehrin gençlerinin, çocuklarının tekrar Bursaspor'a yönelmesi, yüzlerini tekrar Bursaspor'a dönmeleri; bizi ve Bursa'daki tüm o yöneticileri, yola çıkarken bizimle konuşan herkesi mutlu ediyor.

Siyaset değil Bursaspor konuşuyoruz

İnsanlarla iletişim samimi olduğu zaman, karşımdaki insanın benim için partisinin önemi olmuyor. Şimdi mesela Bursaspor'da mesela icra kurulumuzda Cumhuriyet Halk Partisi'nden meclis üyesi abilerimiz var. AK Parti'den de var. Onun dışında diğer partilerden de farklı siyasi görüşleri olan insanlar var. Ama biz parti konuşmuyoruz. Bursaspor'da, yönetim kurulunda, icra kurulunda, proje kurulunda, Bursaspor'u konuşuyoruz.

Bursaspor'a faydalı bir şey yapılabilir noktasında birleşiyoruz. Karşı tarafa o enerjiyi geçirdiğinizde perde kalkıyor, yani siyasi olarak bir yaklaşım görülmüyor.

Mesela Şükrü Başkan sağ olsun gelir, Gemlik Belediye Başkanımız. Sporu çok seviyor. Onunla, Bursa Büyükşehir Belediye başkanımız gibi futbol konuşuyoruz.

Siyasi bariyerler Bursaspor'da tamamen kalkmış durumda. Mesela idari menajerim AK Parti Gençlik Kolları Başkanı oldu. Futbolcularla çok iyi ilişkisi var. Diğer anlamda siyasette işini de çok iyi yapıyor. Geldi bana, "Başkanım AK Parti'deki görevim nedeniyle istifa edeceğim" dedi. "Sen buraya gelince siyasi rozeti çıkaracaksın, dışarı gidince takacaksın. İşine devam et" dedim. O eski kompleksler yok. "Zaten diğer partilerden de yönetici abilerimiz, icra kurulunda yönetici abilerimiz var" dedim. O da mutlu oldu.

Yani demek istediğim, o noktada siyaset üstü bir yaklaşım var. O da bizi çok mutlu ediyor. Tabii olması gereken de bence buydu. Tribünlere yansımasından belli.

İkinci lig hazırlıkları

Enes Çelik: Şampiyonluk noktasında tabii daha 10 maçımız var. 20 tane maç yaptık. Bu haftaki maçımız kış şartlarından dolayı ertelendi. 9 puan farkla öndeyiz ama, o ciddiyeti elden bırakmamak gerekiyor. 3 puanlık bir sistemde mücadele ediyoruz. Allah korusun bir iki maç kötü gittiğinizde hemen altınızdaki takımlar ellerini ovuşturur.

Teknik heyetin ciddi anlamda bir çabası var. Bu noktanın bilincindeler. İnşallah bir aksilik yaşamadan birinci olarak ikinci lige çıkacağız.

Gelecek sene ile alakalı da şu anda orta saha bölgesine takviyemiz var. Bizim 3. ligdeki mottomuz tecrübeydi. Skor almaya dönük ve tecrübeli ayaklarla sonuç alıp ilerlemek. 3. ligden çıkmakla alakalı bizim bir riske girmememiz gerekiyordu. Tecrübeyle gençleri harmanlayarak ilerliyoruz.

Her maç gördüğünüz gibi birileri çıkıyor sahneye. İlk yarıda özellikle kaptanımız Ahmet İlhan 10 tane golü var. Umulmadık noktalarda sahneye çıkıyor. Son maçta Hamza sahneye çıktı. Ondan önce Mücahit. Yani her maç böyle bir yıldızla işi götürdük, ama ikinci ligde daha dinamizme dönük olacağız, yaş ortalamasını düşürücü ve göze daha hoş gelen bir futbol amaçlıyoruz.

Bu doğrultuda iki tane oyuncuyla anlaşmaları yaptık, Önümüzdeki seneye dönük. Ancak bunu açıklayamıyoruz. Çünkü mevcut oynadıkları takımlar var. Orada bir huzursuzluk yaşamamaları için bunu şu an açıklamıyoruz.

Mevcut oyuncularımız da var ve iskeleti bozmadan kadro mühendisliği noktasında, profesyonellerle birlikte o çalışmaları yapıyoruz. Tabii ki İkinci Ligi şimdiden düşünüyoruz.

Şu anda futbolcuların ve teknik heyetin görevi bu kalan 10 maçta da gerekeni yapıp ikinci lige bizi taşımak. Ama tabii yönetim planlamalarını yapıyor.

Siyasete girmeyeceğim

Siyasetle alakalı sorunuza gelirsek: ben çocukluğumdan beri adeta siyasetin içindeyim. 1999'da babam milletvekili oldu. 20 yılı geçti milletvekilliği ile. 11 yıl bakanlık yaptı. Bu süreçlerde hep göz önünde olduk.

Bende siyasete karşı bir şey oluştu. Yani artık biraz daha kendi özelimizi, ailemizi yaşamaya dönük bireysel yaşam istiyorum. Çünkü çocukluktan itibaren bunları yaşayınca, o noktada bir heyecanım yok. Hatta kendimi siyaset yapmış gibi de hissediyorum. Ben şahsım adına söylüyorum, başka bir enerji, başka bir motivasyon siyaset. O yüzden benim öyle bir planlamam yok.

Stadyum çevresi canlanacak

Enes Çelik: Stat etrafıyla ilgili sorudan başlayalım. Bizim Kültürpark'taki eski stadımızın olduğu yerde Altıparmakta bir kültür vardı. Bir tarih vardı, hatıralar vardı ve bir yaşanmışlık vardı. Oradaki çay bahçelerine gidiyordu insanlar çocuklarıyla. Hani "babamın omzunda gelmiştim" diye hatırları var bir çoğumuzun. İnsanlar gidiyordu, orada oturuyordu, çayını nargilesini vesaire içiyordu. Orada bir iki saat oturup yürüyüş yapıp maça gidiyordu insanlar. Dolayısıyla o aidiyet stadın etrafında gelişiyordu.

Şimdi insanlar mahalle aralarında toplanıyor, taraftarlarımız her iki haftada bir 41 bin, 42 bin ortalama resmi biletli maça geliyor. Bir de çocuklar var, localar var. Sayı 45 bin üstü oluyor.

Şimdi bu insanların orada sosyal anlamda ihtiyaçları var. Kafe, restoran diğer insani ihtiyaçları giderecek alanlara da ihtiyaç var. Bununla alakalı da şu an bir çalışmamız var.

Orada tek katlı, bu ihtiyaçları gidermeye dönük dükkanlar olabilir. Bir de biliyorsunuz hastane de açılacak o bölgede. Hem gelir getirmesi anlamında Bursaspor'a hem de orada taraftarların ihtiyaçlarını görüp, tekrar Bursaspor aidiyetinin hissedilmesi için bir çalışmamız var. Eğer hukuki anlamda, mevzuatsal anlamda bir engel yaşamazsak öyle bir düşüncemiz var.

Bursaspor'un borçları ödeniyor

Borçlarla alakalı sorunuz vardı. Biz göreve geldiğimizde 1,5 milyar TL'ydi borç. Resmi bilançodaki rakamlar. Ancak transfer tahtasındaki rakamı gördük ki 350 milyon, 480 milyona çıktı. Futbolcuların cezai şartları, zamanında temerrüde düşülerek ödeme vakitlerinin geçmesi, vesaire transfer tahtasından bir 130 milyonluk sapma vardı. Bankaların faizlerinden kaynaklı ciddi anlamda 70 - 80 milyon bandında bir sapma vardı. Geldiğimiz tablo 1,8 milyar TL'lik borç yükü gösteriyordu.

Yöneticilerin bazıları altın, bazıları dolar, euro alacaklarını da istemeleri, böyle değişik bir borç yapısına götürmüş Bursaspor'u.

Transfer tahtasındaki 480 milyonluk borcun, 400 - 420 milyonluk bölümünü ödedik. 89 milyon TL Ziraat Bankası borcunu tamamen kapattık.

Geçmiş personel ve futbolcu alacaklarının da yaklaşık 100 milyona yakın bir kısmını kapattık. Yaklaşık rakamları veriyorum, mali genel kurulumuz var Mayıs ayında, orada inşallah tek tek bunları slayt şeklinde açıklayacağız.

Onun dışında vergi borcunu da şu an 130 milyonluk vergi borcunun da 100 milyonunu kapattık. SGK borcumuz 60 milyon civarında.

Tabii bir taraftan bunları yaparken, mevcut dönemin de futbolcularının alacakları var, 17 tane transfer yaptık, bunların da ödemelerini hiçbir gün aksatmadan, 120 milyona yakın ödedik.

Bunları aksattığımız zaman, bir gün bile gecikse huzursuzluk olur. Bunları günü gününe ödeyen ben iddia ediyorum Türkiye'deki 130 küsür profesyonel takımdan belki ilk 5 takımdan biriyiz şu anda. Hiçbir gün bunları çok şükür geciktirmeden ödüyoruz.

Şu an Bursaspor'un 1 milyar 800 milyon liralık borcunun yaklaşık yarısını ödedik, 900 milyon borç kaldı. Bunun 600 milyona yakını yönetici alacaklarından oluşuyor. Bu miktarın kesinlikle silinmesi gerekiyor. Çünkü 130 milyonluk vergi borcunu, 65 milyonluk SGK borcunu bu yöneticiler yapmış.

‘'Ölü taklidi yapmaya gerek yok''

Biz hem 30 milyonun üzerinde vergi ödedik, hem de geçmişin borçlarını ödüyoruz.

Ölü taklidi yapmaya gerek yok. Bir bankaya borcumuz kaldı.

Hem vergi hem SGK borçlarının oluşturduğu külfet ortada. Geçmişten gelen 480 milyon TL transfer tahtasındaki enkazı da eski yöneticiler bıraktı.

45 gün önce Sayın Ali Ayla bir araya geldik. Yönetici borçlarının silinmesi konusunda yaklaşımı olumlu oldu. Ama Ali Ay dışında da alacaklı olduğunu söyleyen yöneticiler var.

Şimdi ben şunu söylüyorum; kimin hangi dönem hangi sportif başarısızlığı yaptığı ve hangi borçları takıma bıraktığı ortada. Eğer diğer yöneticilerden de iyi niyetli yaklaşım gelmezse, ne gerekiyorsa yaparız.

Efendim "şunu yaptık bunu yaptık" diyorlar. Ben hep şunu diyorum: Bir kuyumcu dükkânı var. Kuyumcu dükkanını soydurmuşsunuz, bir tane altın kalmamış, kuyumcu dükkanını birinci sınıf caddenin caddeye cephe yerinden, 3 sınıf kuyumcu dükkanına getirmişsiniz.

‘'Bunları rezil ederiz''

Biz banka temliklerini kaldırıyoruz, bir bakıyoruz orada bir yöneticinin ismi var.

Bu yöneticileri açıklarız, bakın açık söyleyeyim bunları rezil ederiz. Bursa'da ben bu kadar sert tonda hiç konuşmadım. Deşifre etmenin dışında hukuki anlamda da uğraşırız. Ya ben bunu ilk defa bu kadar sert tondan söylüyorum. Çünkü zoruma gidiyor. Yani biz borçları, bankaları temizlerken onların bıraktığı vergi borçlarını temizlerken, orada federasyonda eski yöneticinin ismini görmem beni sinirlendiriyor. Bu çok ayıp bir şey. Eski yöneticilerle yüz yüze görüşeceğiz, şu an hiçbir isim kullanmıyorum. Ama artık sıra oraya geldi. Herkes kendi üzerine düşeni yapmak zorunda, onu söyleyeyim.

Enes Çelik: Ben bir Belediye başkanıyla görüştüm. Dedi ki "Benim dönemimde ben şu kadar para, kaynak verdim Bursaspor'a. Şu başkan zamanında. "Nerede" dedi. "Bunları kendine borç olarak yazdırmış" dedi. "Ben mahkemede şahit olurum" dedi. Bunları da açıklayacağım. Bir sürü şey var. Dönemin BTSO başkanı, dönemin belediye başkanı bu paraları o anki başkana veriyor ve Başkan bunu kendine yazdırıyor. Bu çok büyük bir ahlaksızlık. Ve bunu talep ediyorsun, "Bursaspor'dan alacağım benim" diye.

İnanın banka borçları, SGK borçları, transfer tahtası, mevcut takımla, bir sürü şeylerle boğuştuk. En son buraya geliyor artık konu. O noktada eğer iyi niyet görmezsek, çok açık söylüyorum, ben bundan sonraki yaşamımı bu işe vakfedeceğim. Çünkü çok büyük terbiyesizlik.

Enes Çelik: Ya gelmiyorlar, telefon bile açmıyorlar. Ben olsam 50 kere silmiştim. Ayıptır. Çünkü bizim dönemimizin şu anki yöneticilerin 15 milyon, 20 milyon, 10 milyon koyduğumuz paraların hepsi Valilik hesabına bağıştır. Hibedir. Biz yönetimden yarın ayrılalım hiç bu paraları geri talep etme gibi bir hakkımız yok. Bu insanlar bunu bağış yapıyor, bu insanlar bu takımı bir lig yukarı çıkarıyor da, sen aşağı düşürüyorsun ve bunu hala da yokmuşsun gibi yeryüzünde davranıyorsun. Senin gelmen lazım bize, bir sürü ortak tanıdığımız var. Niye gelip bir şey yapmıyorsun, yani bir öncülük yapmıyorsun bu duruma. O yüzden bizi bu rahatsız ediyor.

Yeni Transferler

Enes Çelik: Son sorununuzla başlayayım. Bir sağ bek aldık kiralık, Berkan Mahmut Keskin, Iğdırspor'dan. Biz kendisinden çok memnunuz, teknik heyet de memnun, fizik kalite olarak ve hücumlara bindirme anlamında kendisinden üst liglerde de beklentimiz var. Faydalı bir transfer olduğunu düşünüyoruz. Onun dışında Fenerbahçe'den 2,5 yıllık Muhammed Zeki Dursun'u aldık. Çok teknik ve geleceği açık, 19 yaşında bir kardeşimiz. Onu da geleceğe yatırım şeklinde aldık, bonservis ödemedik Muhammed Zeki'ye. Ama Fenerbahçe'nin geri alım noktasında maddeleri var. Yüksek rakamlar koyduk orada da, bonservis ödemediğimiz için bu maddeyi koydular.

Onun dışında bir transfer daha yaptık, Vefa'yı zaten önce açıklamıştık: Vefa Temel'i istanbulspor'dan. O da kiralık. 10 numara bölgesinde ve birkaç bölgede daha oynayabiliyor. Ondan da çok memnunuz. Zaten son maçta da gerçekten müthiş bir performans sergiledi. Hem penaltı yaptırdı, hem gol attı. Devre arasındaki transferler bence cuk oturdu yerine.

Herkes santrafor istiyordu. Santraforda Tahir iyileşti. Artık hoca ona belirli dakikalarda süre veriyor. Mücahit var, Hamza Gür'ün yardımcı forvet bölgesinde eskiden oynadığı takımlar var, Ahmet İlhan forvet oynayabiliyor. Şimdi bir taraftan da mali dengeyi gözetmemiz lazım. Sırf taraftar istiyor diye 10 maç kala, bu senelik bir forvet transferi yapmak bizim için mantıklı değil, ama önümüzdeki sene zaten bizim o noktada atacağımız adımlar var.

Hedef 30 bin kongre üyesi

Üyelik seferberliği konusuna da geleyim. Bu kulübün 4 bin tane kongre üyesi var şu anda. Seçimlere de bine yakın katılım oluyor genelde. Şehrin takımı diyoruz ama 1000 kişinin seçtiği bir yönetim kurulu var ve başkanı var. O zaman burada bir tezat var. Bizim hedefimiz 30.000'e çıkarılması 4000'den. Şu anda biz 1200'ü geçtik yeni kongre üyesi sayısında. Bunu 12-13 günde geçtik. Yani günde 100 tane ortalama kongre üyesi yaptık.

Kongre üyelerine bazı ayrıcalıklar tanıdık. Sadece 3 yılda bir gidip oy kullanmaları değil amaç. Bursa Store mağazalarımız var. Bu mağazalarımızda yüzde 15'lik indirim sağladık.

Önümüzdeki yılbaşına kadar yetiştirmeyi planladığımız lüks bir sosyal tesis yapma hedefimiz var Özlüce tesislerin hemen orada. Kongre üyelerine burada da yüzde 15 indirim yapacağız.

Bursaspor'un futbol okullarında yüzde 15 indirim yapacağız. Kombine biletlerinde, ayrıca basketbol maçlarında yüzde 15 indirim olacak.

Her ay yöneticilerin ve başkanın katılacağı 20 - 30 bin kişinin interaktif katılacağı sohbet odalarında kongre üyelerimizle buluşacağız. Mahmut Orhan konseri var, 3 Mayıs'ta, orada da yüzde 15 indirim yapacağız.

Bursa'da kurumsal iş yerlerinde, mesela bazı hastanelerde, bazı kırtasiyelerde ve benzer anlaşmalı iş yerlerinde yine indirimler olacak. Cüzi bir meblağ ile kongre üyesi oluyorsunuz, ama bunun karşılığını belki bir-iki ayda hemen geri alıyorsunuz.

Bursaspor Yönetim Kurulu Üyeleri ve başkanları artık 300 - 500 kişinin, bir kamyonla getirilen 200 üyenin elinde olmayacak. Bir meşruiyet olacak ve şehrin takımına yakışır şekilde seçilecek. Bunu sağlamak için bunu yapıyoruz.

Ben 30 bin 40 bin insanın kongrede bir yanlışa yöneleceğini tahmin etmiyorum.

İnşallah öyle. Ama aksi halde bugün yapılan bütün kazanımlar inanın 6 ayda biter, hepsi aynı şekilde beş tane yanlış transfer, yanlış adımlarla bütün kazanımlar gider ve büyük sıkıntı yaşanır.

Türkiye'de ikinci sıradayız kombinede. 33 bin kombine sahibi bizim potansiyel kongre üyesi adayımız dedik. Bu taraftarımıza "Siz bir daha kombine alırsanız, üyelikte referansı kaldırıyoruz. Yani iki kişi bulmanıza gerek yok, iki tane kongre üyesinin referansına ihtiyacımız yok. Gelin hemen sizi üye yapalım" dedik. 2.500 TL'yi yatırıyor, direkt üye olabiliyor.

Kongre üyeliği için geldiğinizde "referansım yok" derseniz, biz size referans da buluyoruz. Yeter ki insanları bu noktada teşvik edelim. Prosedürleri de azalttık. Bu noktada teşvik için elimizden ne gerekiyorsa yapıyoruz.

Gelecek Kuşak Bursasporlu olacak

Şimdi bazı geliyorlar işte diyorlar ki; "Efendim bunun Galatasaray formalı, Fener formalı, Trabzon formalı resmi var. Bazı insanların ikinci takımı Bursaspor. Bazı insanların iki takımı var ama birinci takımı Bursaspor.

Biz öyle bir Bursaspor hedefliyoruz ki; zaten 3 sene sonra o birinci takım olacak. Önemli olan insanları hemen uzaklaştırmak değil, teşvik etmek. Şu anda zaten şöyle bazılarının çocukları da Bursaspor'lu olmuş. Babasını zorla getiriyor, babası Fenerbahçeli ama zorla getiriyor maça çocuğu.

100. YIL KARŞILAŞMASI

Enes Çelik: Teşekkür ederim. Son sorununuzla başlayayım. Yüz yıl önceki güzel bir olayı tekrar bugün yaşatmayı biz de isteriz. Her ay, şampiyon kulüplerin divan kurulu başkanlarının toplantısı oluyor. Bunu divan kurulu başkanımıza ileteceğim özel olarak. Fenerbahçe inşallah kabul eder diye düşünüyorum. Ankaragücü zaten kardeş takımımız. İnşallah böyle bir organizasyon olur, biz de memnun oluruz.

İlk sorunuza gelince. Maalesef şu an Türk futbolunun değil, dünya futbolunun ciddi problemi bu, özellikle bahis olayları dünyada şu anda birçok şeye yön veriyor.

Hakemlerin geldiği noktadan tutun da, futbolda akıl almaz işler oluyor, akıl almaz kararlar oluyor. Stada bakıyorsunuz bomboş bir stat, ama bütün biletleri satılmış görünüyor. Maalesef farklı amaçlarla kullanılabiliyor.

Olay uluslararası güvenliğe girince, en güçlü kurum Birleşmiş Milletler. Birleşmiş Milletler'i bile çalıştıramıyorsunuz. Daimî üyeler var. 6 tanesi "Tamam" diyor, biri "Hayır" diyor veto edebiliyor.

İddia olayları çok büyük risk futbolun önünde. Çünkü çok büyük bütçeler söz konusu ve hakemlerin aldığı ücretler belli, futbolcuların aldığı ücretler belli. Dünyanın her yerinde o maça bahis oynanabiliyor.

YASA DIŞI BAHİS

Sahipli kulüpler de bu noktada çok önemli, çok dikkat edilmeli. Camialarda, derneklerde nispeten kolay değil bu işler. Ama mesela sahipli şirketlere dikkat edilmesi lazım. Sırf bu amaçla futbol şirketinin sahipliğini edinen, dünyada ikinci ligde, birinci ligde takımlar var.

Bence uluslararası bir güvenlik sistemi devreye geçirilmeli. Çünkü olay git gide daha da farklı boyutlara geliyor ve federasyon başkanlarının durumları ortada. İyi niyetli de olsa bir yere kadar etki edebiliyorsunuz. Dikkat edin Hakemler değişiyor, alttan başkası geliyor, değişen bir şey olmuyor. Çünkü bir mekanizma var. Bu işler bence daha ciddi, devletlerarası noktada değerlendirilmesi gereken konular diye düşünüyorum.

Yasa dışı bahiste 100 milyar doların üzerinde bir rakam döndüğünden bahsediliyor. Rakamlar çok ciddi. Devlet bütçelerinden daha fazla rakamlara gidiyor.

"KİMSEYE DÜŞMAN OLMAK İSTEMİYORUZ"

Ankaragücü dostumuz, geriye kalan bütün takımlar, etrafımız düşmanla sarılı gibi bir yaklaşımın Bursaspor'a tezahür etmiş şekilde bir bakış var. Ben bunu yanlış görüyorum. Bizim 3. ligde olmamız bu anlamda avantaj. Mesela Kırşehir ile çok güzel ilişkilerimiz var. Trakya'da Ergene takımıyla aynı şekilde. Bizi Şampiyon Bursaspor olarak pankartlarla karşıladılar. Bizim diğer Anadolu takımlarıyla da ciddi anlamda iyi ilişkilerimiz var. Hem başkanlar nezdinde, yöneticiler nezdinde, hem şehirler nezdinde ilişkilerimiz var. Biz Süper Lig'e kadar iyi ilişkilerle çıkmak istiyoruz. Aksi halde yöneticilerden başlayan sert açıklamalar aşağıda taraftarları çok olumsuz etkiliyor ve çok büyük olaylar oluyor.

Kendi camiana şirin görüneceğim diye, kendi taraftarına, karşı takımın psikolojisini algılamadan açıklamalar yapılıyor. Biz kimseyle düşman olmak istemiyoruz. Herkesle güzel ilişkiler geliştirmek istiyoruz. Türk futbolunun da buna ihtiyacı var.

Mesela şimdi Fenerbahçe Galatarasay maçı var, pazartesi günü. Şimdiden başladı açıklamalar. Türk bir hakem nasıl yönetecek o maçı? Bir düdük çalana kadar 50 tane şey düşünüyor zaten. Bu psikoloji hazırlanıyor, medya zaten etkileşimde olduğu için buna hazır, yöneticiler zaten hazır, her biri 15 - 20 milyon insana hitap ediyor. Hani nerede dostluk, kardeşlik, barış. Öyle bir şey yok.

O yüzden ben Bursaspor'da farklı bir yapı olsun istiyorum. Mesela biz şu anda federasyonda olumlu olarak konuşuluyoruz Bursaspor olarak. Ben iki tane yöneticiyle iki haftadır irtibattayım, diyorlar ki "hep Bursaspor örneğini veriyoruz" diyorlar. Yani" her toplantıda bir Bursaspor konusu mutlaka geçiyor" diyorlar.

Neden? Doğru mali planlamayla ve gerçekten bir yıllık, 6 aylık değil, 3 yıllık, 5 yıllık planlamayla doğru hamleleri yapınca oluyor.

Ama yanlışları yapınca, hamasi söylemler, spor alanında olayı bambaşka noktalara getiriyor, o yüzden bir kaosa da vesile olabilirsiniz, doğru şeylere de vesile olabilirsiniz.

Kalıcı gelir yatırımları

Enes Çelik: Yakın zamanda olacak inşallah. Özlüce projesinde bildiğiniz gibi 17 dönümlük bir alanda altı 8 bin metrekare dükkan, üzeri de ofisler olarak bir projemiz var. İki kere yap işlet devret modeliyle ihale yaptık. Bu ihalelerde gördük ki müteahhitler haklı olarak finansman maliyetini koyuyorlar. 43 - 44 bin metrekare inşaat için müteahhit diyor 900 - 950 milyona yaparım inşaatı diyor. Ama bunun bir yıl sonra kira gelirini almaya başlayacak. Yüzde 40 - 50 de finansman ekleyince rakam 1,5 milyara geliyor. Bu sefer Bursaspor'un alacağı kira geliri çok azalıyor.

O yüzden biz yönetim kurulundaki arkadaşlarla henüz karar almadık ama, herhalde bu yönetim kurulunda alırız, biz kendi şirketimizle Bursaspor kendi kendine projeyi yapması maddi olarak daha mantıklı olacak düşüncesindeyiz.

Kendimiz yaptığımız zaman bir kısım gayrimenkulleri peşin kiralama, bir kısım gayrimenkulleri de aylık olarak Bursaspor'a kalacak şekilde planlamayı daha uygun gördük. Bunu da inşallah son haline getirip bir ay içinde açıklarız diye düşünüyorum.

Uludağ kamp merkezi

Ayrıca Uludağ'da bir Kamp Merkezi düşüncemiz var. Endemik bitkilerin olmadığı, doğaya zarar vermeyecek bölgede sadece futbol sahası oluşturulabilir. Otele gerek yok, zaten yazın Uludağ'daki oteller boş. Hem oradaki esnafa yararı olur, hem otellere yararı olur, hem Bursaspor ve farklı kulüpler kamp yapar, hem de kalıcı gelir sahibi olabiliriz.

Afyon'da ve Bolu'da yazın oteller dolu. Neden. İkinci lig, birinci lig takımları Temmuz, Ağustos aylarında ve Haziran'ın yarısında kamp yapıyor. Afyon'da ağaç yok, bir şey yok.

Önümüzdeki konuları bitirince inşallah bununla ilgili de bir çalışmamız olacak.

Enes Çelik: Ben tekrar teşekkür ediyorum. Hem sizin davetinizden dolayı, hem de taraftarlarımızın bugüne kadarki ciddi desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum.

Stadı doldurmaları, Bursaspor'un lisanslı ürünlerini almaları, üyelik ve yeni sezon kombinelerine gösterdikleri ilgilerden dolayı teşekkür ederim.

Bu şekilde her karşılaşmaya 40 binin üzerinde geldikleri sürece Bursaspor'un ne borcu kalır ne de başka sorunu.

Biz sportif anlamda da elimizden geleni ortak akılla yapıp, istişareyle gerekli adımları doğru atıp Bursaspor'u eski marka değerine kavuşturma çabasındayız.

Kaynak: İHA