Bunun en dikkat çekici örneklerinden biri, kıpkırmızı gözleri ve beyaz tüyleriyle ak çaylak oldu. Bundan 10 yıl önce yalnızca Şanlıurfa’da düzenli olarak gözlemlenebilen bu nadir kuş türü, iklim değişikliği nedeniyle artık güney bölgelerde de sıkça görülüyor.
Son yıllarda İstanbul ve Çanakkale’nin yanı sıra Bulgaristan’da kayıt altına alınan ak çaylak, Bursa’da da gözlemlenmeye başlandı. Bursa’daki ilk kayıt, 2024 yılının Şubat ayında Uluabat Gölü kıyısında kuş gözlemcisi Sanem Esen tarafından yapılmıştı. Yaz sezonunun ardından, bu kez aynı bölgede 2 yetişkin ve bir genç ak çaylak yeniden görüldü.
Farelerden dertli çiftçinin yüzü güldü
Değişen iklim şartları sebebiyle bölge çiftçisini canından bezdiren fareler, sert geçmeyen kış mevsimi yüzünden sayıları hızla artıyor. Üreticilerin mahsullerinin zayi olmasına neden olan fareler için ak çaylak kuşu, hayati önem taşıyor. Neredeyse tek besini tarla fareleri olan ak çaylaklar günde ortalama 10 fareyi rahatlıkla yakalıyor. Yavru dönemlerinde bu sayı daha da artar. Ak çaylak gibi yılanlar, baykuşlar ve benzer yırtıcılar da bu noktada tarım dostu türlerdendir.
Zehirli zirai ilaçtansa çevre dostu bu kuşların üremesi önemli
Zehirle yapılan tarım mücadelesine nazaran farelerin bu doğal düşmanları hem insanlar hem doğa için en sağlıklı mücadele şekli. Hem zehirsiz hem de sürdürülebilir hem de maliyetsiz olan bu yöntemin çiftçiler ve vatandaşlar tarafından farkına varılması önem arz ediyor. Bazı ülkelerde özellikle tarla ve bahçelerinde bu tarz doğal haşere düşmanı kuşların benimsemesi için yapay yuva platformları bile kullanılıyor. Bu noktada bu türün farkına varılması, gözetilmesi çok önemli.
Her şeye ateş etme hobisi olanlar, tavuklara da zarar verir sananların bu kuşların sadece kemirgenlerle beslendiğini iyi bilmesi gerekiyor. Bunun gibi yırtıcı türlere bir vesile ile düşmanca yaklaşıp öldürmeye teşebbüs edilmemeli. Bunun yanında anız yangınları veya tarla sınırlarındaki ağaç ve çalı formlarının yok edilişi bu ve bunun gibi tarım dostu canlılar için bir başka olumsuz bir darbedir. Özetle bu türün Marmara'da yayılması özellikle çiftçiler açısından önemli bir gelişme olarak kabul edilmelidir.