AstraZeneca, Covid-19 aşısının nadir görülen yan etkileri konusunda önemli bir kabulde bulunarak, milyonlarca dolarlık tazminat davalarının kapısını araladı. Şirket, Oxford Üniversitesi ile birlikte geliştirilen aşının, nadir de olsa kan pıhtılaşması ve düşük trombosit sayısına yol açabilen Trombozla İlişkili Sendrom (TTS) adı verilen bir duruma neden olabileceğini resmen itiraf etti.

Bu açıklama, aşı sonrası TTS nedeniyle hayatını kaybeden veya kalıcı hasar gören kişilerin açtığı toplu davalar açısından büyük bir önem taşıyor. Davacılar, AstraZeneca'dan toplamda 100 milyon sterlin tutarında tazminat talep ediyor. İlk dava, 2021 yılında, aşının ardından TTS nedeniyle beyin kanaması geçiren ve kalıcı beyin hasarı yaşayan iki çocuk babası Jamie Scott tarafından açılmıştı.

Başlangıçta, AstraZeneca bu iddiaları reddetmişti. Ancak Şubat 2023'te Yüksek Mahkeme'ye sunulan bir belgede şirket, aşının nadir durumlarda TTS'ye neden olabileceğini kabul etti. Bu itiraf, davacıların tazminat taleplerinde haklılıklarını güçlendirdi. Davacıların avukatı Kate Scott, "Tıp camiası, bu durumun aşıdan kaynaklandığını uzun zamandır biliyordu. AstraZeneca, Jamie'nin durumu ile aşı arasındaki bağlantıyı kabul etmekte direndi. Bu itirafın gelmesi üç yıl sürdü. Bu, bir ilerlemedir, ancak hem AstraZeneca'dan hem de hükümetten daha fazla adım bekliyoruz" şeklinde açıklamalarda bulundu.

AstraZeneca, yaptığı açıklamada hasta güvenliğinin en yüksek öncelikleri olduğunu ve aşılarının güvenli kullanımını sağlamak için katı standartları izlediklerini vurguladı. Şirket ayrıca, AstraZeneca-Oxford aşısının kabul edilebilir bir güvenlik profiline sahip olduğunu ve aşının faydalarının potansiyel risklerinden çok daha fazla olduğunu belirtti.

Bu son gelişmeler, Covid-19 aşılarının güvenliği ve olası yan etkileri konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirecek gibi görünüyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ