Biz dünyalılar için evrendeki gezegenlerin çoğunda yaşamak imkansızdır. Peki neden imkansız? Elbette biyolojik nedenlerimiz. Aslında nefes alış şeklimizde, vestibüler sistemimizde ve daha fazlasında gerçekleşecek gelişmeler (evrim de diyebiliriz), öte gezegenlerde yaşamamız için bize bir şans verebilirdi.

Tabii aklımıza böyle bir soru takıldıktan sonra biz de Dusge olarak bu konuyu derinlemesine ele almaya karar verdik. Zihinlerinizin pasını silmeye hazır olun, hayali evrimlere ve olması muhtemel yaşam formları hakkındaki bir beyin fırtınasına adım atmak üzeresiniz…

Mars

Mars‘taki yerçekimi Dünya’dakinden daha düşüktür ve gezegen güneşten daha uzaktır, bu nedenle daha az güneş ışığı görürdük. Ayrıca Mars’ın ince atmosferi nedeniyle koruyucu bir manyetik alanı yoktur ve bu nedenle her şey radyasyona maruz kalır. Bazen kuvvetli rüzgarlar tüm gezegeni saran toz fırtınaları yaratır ve toz aylarca atmosferde gezinmeye devam eder.

  • Görünüşünüz: Muhtemelen zayıf yerçekimini telafi edebilmek için uzun boylu güçlü bir vücudunuz olacak ve uzaktaki güneşi daha iyi algılamak için daha büyük gözlere sahip olacaksınız. Tabi kendinizi radyasyondan da korumanız gerekiyor. Bunun için de vücudunuzun pigmentasyonunu melaninden  karotenoidlere (havuç, domates ve portakal rengini veren) değiştirmesi gerekir. Yani muhtemelen teniniz turuncu olacak!

Marsta şartlar diğer gezegenlere kıyasla çok da çetin olmadığı için hayal gücümüzü biraz sınırlandırmak istedik. Bu yüzden Mars görünümünün birazda olsa “insansı” bir biçimde olmasına karar verdik.

Jüpiter

Gerçek bir yüzey olmadığı için Jüpiter’in yüzeyinde yaşamak gerçekten zor olabilir. Gezegen tamamen gazdan oluşuyor. Ancak bu “gazdan oluşuyor” kavramı onun uzayda asılı duran dev bir bulut olduğu anlamına gelmez. Eğer Jüpiter atmosferindeki daha derin kısımlara geçerseniz, gazın sıvıya dönüşene kadar yoğunlaştığını görürsünüz. Yani şöyle özetleyebiliriz, Jüpiter’in bir katmanı su yerine hidrojenden oluşan bir okyanustur.

  • Görünüşünüz: Yüksek basınç, aşırı sıcaklıklar ve akışkan bir ortamla mücadele edeceksek bu konunun uzmanı derin deniz canlılarından biraz ilham almamız gerekecek. Hayal gücümüz bizi isopodlara götürüyor. Jüpiter’in tehlikeli radyasyonundan korunabilmemiz ve o zorlu koşullarada yaşayabilmemiz için muhtemelen kabukları olan büyük isopodlar olurduk.

Satürn

Diğer gaz devi komşusu Jüpiter gibi Satürn‘de katı toprakları ve güçlü rüzgarları olmayan devasa bir hidrojen ve helyum bulutudur. Tıpkı Jüpiter gibi, aşağılara indikçe daha yoğun olur, ancak çekirdeği çok daha küçüktür. İkonik halkaları sayısız buz parçacığından meydana geliyor, bu yüzden maalesef üzerlerinde hiçbir şey yaşayamaz. Satürn’ün ortalama yoğunluğu ise sudan daha azdır, bu nedenle uygun büyüklükte bir itme kuvvetine sahipseniz, Satürn’de yüzebilirsiniz!

  • Görünüşünüz: Satürn’ün yoğun sisi içinde hareket etmenin tek yolu denizanası gibi etrafta dalgalanmaktır. Kendinizi yukarı itmek için şemsiye şeklinde bir çana sahip olacaksınız ve iskeletiniz olmayacak. İskeletsiz olmanın en büyük avantajı da Satürn’ün devasa basıncı tarafından ezilmeyecek olmanız!

Merkür

Merkür’de hayat gerçekten çok zor. Bu küçük gezegen, sistemimizdeki diğer gezegenler arasında güneşe en yakın olanıdır, bu yüzden buradaki güneş ışığı Dünya’dakinden 7 kat daha kuvvetlidir (hiçbir güneş kremi bunu idare edemez). Merkür’ün sıcaklığı aşırıdır, gündüzleri 430 °C ve geceleri -180 ° C… Tüm bu sıcaklık yetmezmiş gibi bir de  göktaşı yağmuruları ve depremler her an kendini gösterir. Bonus olarak, solunacak atmosfer veya hava yok.

  • Görünüşünüz: Et ve kemik bu zor koşullarla yaşayabilmemiz için yetersiz kalıyor. Bunun yerine, buradaki insanlar titanyum gibi refrakter metale benzer bir şeyden meydana geleceklerdir. Tabi solunum sistemine de ihtiyacınız olmadığı için, güzel metal yüzünüzde bir burun olmazdı (estetik doktorları için pek ideal bir gezegen değil galiba). Ve elbette gözlerinizi tüm bu zararlı güneş ışınından korumanız gerekiyor. Muhtemelen gözleriniz kalın güneş gözlükleri takmışsınız gibi görünecekti.

Venüs

Yaşamak için Merkür’den daha zor bir yer varsa, o da Venüs’tür. Buradaki sıcaklık 471 °C’yi aşıyor ve atmosfer o kadar kalın ki, sera etkisi yaratıyor! Yüzey kuru, ancak bu sizi sevindirmesin… Bu gezegen volkanik patlamalar, kasırga rüzgarları ve şimşekler gibi sürprizlerle dolu. Bu kadar mıydı? Pek de zorlu değilmiş sanki… O kadar da emin olmayın, bu gezegendeki basınç 1 km su altında olduğunuzu hissediyor ve size hiç bitmeyen bir baş ağrısı hediye ediyor!

  • Görünüşünüz: Muhtemelen Venüs’te yaşamaya uygun olan tek şey mikroplardır. Venüs’ün atmosferi, oksijen soluyan her şey için toksik olan ancak mikroplar için hayat anlamına gelen fosfin içerir. Fosfinden beslenebilmeniz ve bu zorlu koşullara adapte olabilmeniz için muhtemelen böyle görünecektiniz.

Uranüs ve Neptün

Buzlu, karanlık ve kuvvetli rüzgarlarla boğuşan Uranüs ve Neptün çoğunlukla soğuk sıvılardan (metan, su ve amonyaktan) oluşur. Katı bir yüzeye sahip değiller ve atmosferleri gezegenlerin çekirdeği etrafındaki suya yavaşça karışıyor. Buradaki yerçekimi, Dünya’dakinden daha güçlüdür ve her şeye daha fazla baskı uygular.

  • Görünüşünüz: Kuvvetli bir çekim gücü sayesinde, kısa ve bodur olurken soğuğa karşı kaslı bir vücut ve aynı zamanda kalın bir deriye de sahip olurdunuz. Akışkan ortam düşünüldüğünde, muhtemelen kozmik bir balina olacaksınız.

Üzgünüz Plüton, bir dahaki sefere…

Kaynak: Haber merkezi