Çocukların açık havada geçirdiği zaman, bağışıklık sistemlerinin doğal yollarla güçlenmesini sağlıyor. Bu durum, "Hijyen Hipotezi" olarak bilinen bir görüşle de örtüşüyor. Aşırı steril ortamlarda büyüyen çocukların bağışıklık sistemleri yeterince gelişemediğinden, ilerleyen yaşlarda alerji, astım gibi sorunlarla karşılaşma ihtimalleri artabiliyor.
Ayrıca doğayla temas halinde olan çocuklarda stres hormonu olan kortizolün düştüğü gözlemlenmiş. Toprakla oynayan ya da çıplak ayakla yürüyen çocukların sinir sistemleri daha dengeli çalışıyor. Bu temaslar, hem motor becerileri hem de duyusal gelişimi destekleyerek çocukların fiziksel dayanıklılığını artırıyor.
Psikolojik açıdan da doğayla iç içe büyüyen çocukların daha dirençli olduğu belirtiliyor. Serbest oyun ortamları çocuklara risk almayı, düşüp kalkmayı, çözüm üretmeyi ve özgüven kazanmayı öğretiyor. Bu tür deneyimler çocuklara zihinsel esneklik kazandırıyor.
Son olarak, açık havada geçirilen zaman ekran süresini azaltırken, gün ışığına maruz kalmak da uyku düzenine katkı sağlıyor. İyi bir uyku ise güçlü bağışıklığın ve zihinsel dayanıklılığın temel taşlarından biri olarak öne çıkıyor.