Gece geç uyuduğunuz zaman erken uyanmak istiyorsanız Allah’a sığınarak bazı duaları okursanız sabah istediğiniz saatte uyanabilirsiniz. Sabah istediğiniz saatte uyanmak için aşağıda bulunan dualar arasından seçiminizi yapabilirsiniz.
Bir kişi gece uyurken:
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. O’nu ne uyuklama tutar ne de uyku! Allah’ım, gözümü uyanık kıl, kalbimi nurlandır, benden çok uyumayı ve gaflet ağırlığını gider!” duâsını okuyup erkenden uyanmak niyetiyle yatar ise bi-iznillahi teâlâ dilediği saatte uyanır. Uyandığı zaman hemen kalkıp abdest alır, ibâdetine başlar.
Uykusu olmayan ve uyuyamamaktan dolayı muztarib olan kimse abdestli olarak yatağa yatarken:
“Allah’ım, yıldızlar battı, bütün gözler sükûne erdi, Sen ise kendisini uyuklama ve uyku tutmayan Hayy ve Kayyûm’sun! Ey Hayy ve Kayyûm olan Allah’ım, gecemi sükûna erdir ve gözlerimi uyut!” deyip Muavvizeteyn (Felâk ve Nâs) sûrelerini okuyup yatmalıdır. (Bkz. Heysemî, X, 178)
Buhâri’nin Berâ bin Âzib –radıyallahu anh-’dan rivayet ettiğine göre Nebiyy-i Ekrem –sallallahu aleyhi ve sellem– şöyle buyurmuşlardır:
“Yatağa varmak istediğinde namaz için aldığın gibi bir abdest al, sonra sağ tarafın üzerine yat, sonra şöyle de:
“Ey Rabbim, bütün varlığımı sana teslîm ettim, işimin tasarrufunu sana havale ettim, yönelişim sanadır, korkum da ancak sendendir, senin azâbından kaçıp sığınılacak ancak yine senin rahmetindir. İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin Resulüne îmân ettim ey Rabbim!” demektir. Bunları söyler de uyur, o gecede ölür isen fıtrat üzere ölmüş olursun. Uyumadan evvel bunlar son sözlerin olsun.” (Buharî, Deavât, 7)
Yine Buhârî’nin Ebû Hüreyre –radıyallahu anh-’dan rivayet etdiğine göre Nebiyy-i Ekrem –sallallahu aleyhi ve sellem– Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Sizden herhangi biriniz yatağına vardığı vakit elbisesiyle yatağının üzerini silkelesin, yani temizlesin, çünkü o vakte kadar ne olduğunu bilmez; yani yatağında akrep ve sâir gibi eza verici şeyler bulunmuş olabilir. Sonra yatağına girince şöyle desin:
“Senin isminle ey Rabbim yanımı yere koydum. Yine senin yardımınla kaldırırım. Eğer ruhumu alıkorsan (öldürürsen) ona rahmet eyle, eğer tekrar verirsen onu sâlihleri muhafaza ettiğin şeyle muhafaza eyle.” (Buharî, Deavât, 13)
Yine Buhârî’nin Hüzeyfe –radıyallahu anh-’dan rivayet etdiğine göre, Hüzeyfe şöyle demiştir: “Nebiyy-i Ekrem –sallallahu aleyhi ve sellem– Efendimiz yatağına vardığında şöyle derlerdi:
“Senin isminle ölür, Senin isminle dirilirim ey Allah’ım!” (Buhârî, Deavât, 8; Müslim, Zikir, 59)
İbn-i Abbâs –radıyallahu ahn-’dan mervidir ki: Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Eğer bir kimse kendi haremine yaklaşırken besmeleden sonra:
Ya Rab beni şeytandan uzaklaştır, şeytanı da bize in’âm ve ihsan buyurduğun şeyden uzaklaştır» demiş olsa, sonra o zevceyn arasında evlâd takdîr olunursa o çocuğa ebediyyen şeytan zarar veremez.” (Buhârî, Deavât, 54)
Peygamberimiz –sallallahu aleyhi ve sellem– gece bir tarafından diğer tarafına dönünce:
“Vâhid ve Kahhâr olan Allah’tan başka ilah yoktur. O, göklerin yerin ve ikisinin arasındaki herşeyin Rabbidir. O, Azîz ve Gaffâr’dır / üstün ve çok affedicidir.” derlerdi. (Hâkim, I, 724/1980)