Ornitorenkler, doğada bulunan en alışılmadık canlılardan biridir. Hakkında incelemeler yapan bilim insanları, ornitorenkleri en karmaşık canlılardan biri olarak tanımlıyor. Canlı, birkaç türün karışımı gibi bir yapıya sahip: kunduzun kuyruğu, su samurunun vücut yapısı, ördeklerin gaga ve perdeli ayakları gibi özellikleri bir canlıda toplanmış ve ornitorenkleri oluşturmuş. Ayrıca erkek ornitorenklerin ayaklarının topluğunda bulunan keskin ve zehirli iğneler, tehdit hissettiğinde düşmana güçlü bir darbe vurmak için birebir.

Ornitorenkler Ne Yerler Ve Nerede Yaşarlar?

Bu endemik (sadece belli bölgelerde yaşayan) hayvanın meskenleri büyük oranda Tazmanya ve Avustralya’daki tatlı su kenarlarıdır. 

Ornitorenkler su altında avlanır, burada ön perdeli ayaklarıyla kürek çekercesine kendilerini ileri atarlar; arka ayakları ve kunduz kuyruğu ile de yönlerini ayarlayarak ustalıkla yüzerler. Cilt yapıları, suyun girmesini önlemek için gözlerini ve kulaklarını kaplar, ayrıca burun delikleri de su geçirmeyecek bir şekilde kapanır. Bu duruş şekliyle ornitorenkler, bir veya iki dakika boyunca su altında kalabilir ve rahatlıkla besin kaynaklarına ulaşabilir.

Böcekleri, larvaları, kabuklu deniz hayvanlarını ve solucanları gagalarıyla, su altından çakıl ve çamur parçaları ile birlikte toplarlar. Tüm bu yiyecekleri yanak torbalarında biriktirirler ve yüzeyde tüketim için püre haline getirirler. Ornitorenklerin dişleri yoktur, bu sebeple çakıl parçaları yemeklerini “çiğnemelerine” yardımcı olur.

Ornitorenkler karada biraz daha garip hareket ederler. Bununla birlikte, ayaklarındaki doku, zehirli iğneleri açığa çıkarmak ve canlının koşmasını kolaylaştırmak için geri çekilir. Ornitorenkler, su kenarlarına yuva yaparlar ve bunun için ayaklarıyla gagalarını koordineli şekilde kullanırlar. 

Ornitorenkler Nasıl Ürer?

Ornitorenklerin reprodüksiyonu (çoğalması) neredeyse benzersizdir. Yumurtlama yoluyla üreyen nadir memeli hayvanlardan biridir. 

Dişiler yumurtalarını bırakmak için yuvanın odalarından birine kendilerini mühürlerler. Bir anne genellikle bir veya iki yumurta üretir ve vücudu ile kuyruğu arasında yumurtalarını sıcak tutar. Yumurtasıyaklaşık on gün içinde kırılır veyavru ornitorenkler çıkar. Ancak yumurtadan çıkan ornitorenk bebekleri çok küçüktür ve tamamen çaresizdir. Dişi ornitorenk, bebekler kendi başlarına yüzebilecek seviyeye gelene kadar yavrusunu emzirirler (3 ila 4 ay).

Ornitorenkler Hakkında İlginç Gerçekler

  1. İnsanlar En Başta Ornitorenk’in Sahte Bir Hayvan Olduğunu Sandılar

Ornitorenk ilk kez 1799’da George Shaw tarafından keşfedildiğinde, eşsiz görünümü (ördek gagası ve ayakları, su samuru gövdesi ve bir kunduz kuyruğu) tamamen bir aldatmaca gibi duruyordu. Bu canlının gerçek olduğundan şüphe etse de Shaw, yaratığı “ördek gagalı ornitorenk” olarak adlandırdı. 

  1. Ornitorenk Sütü Süper Böceklerle Savaşabilir

Ornitorenkler süt verecek steril bir yola sahip olmadığı için, ortamdaki bakterilere karşı ek bir korumaya ihtiyaçları vardır. 2010’da bilimciler, ornitorenklerin sütünün antibiyotik mücadelede yardımcı olabilecek antibakteriyel özellikler içerdiğini keşfettiler. 

  1. Ornitorenklerin mideleri yoktur.

Ornitorenkler suyun altında yaşayan omurgasızlarla (solucanlar, böcek larvaları, karidesler) beslenirler, ancak tüm bu besinler direk olarak bağırsaklara gider. Sindirim enzimleri veya asitlerden oluşan mide benzeri bir yapıya sahip değiller. 

Üzerinde yapılan bir çalışma, sindirim ve mide ile ilgili birkaç farklı genin, ornitorenklerde nasıl silindiğini veya devre dışı bırakıldığını özetledi. Bunun olası bir nedeni, bu besinlerin mide asidini nötralize eden bir madde olan kalsiyum karbonat bakımından yüksek olması ihtimali olarak düşünülüyor.

  1. Ornitorenkler Sualtında Göremez

Suya daldıklarında, görüşleri yoktur ve koku duyuları da burada çalışmaz. Cilt kıvrımları gözlerini kaplar ve burun delikleri su geçirmez hale gelir. Tüm bu sebepler görmesini ve koku almasını engellerken, hareketleri algılama özelliği devreye girer. Çevresindeki potansiyel avları sudaki titreşimlerden hissederek yakalar.

  1. Ornitorenklerin 10 Cinsiyet Kromozomu Vardır

Memeliler genelde cinsiyeti belirleyen tek bir kromozom çiftine sahiptir (örneğin bizde X ve Y), ancak ornitorenklerin beş çifti vardır. Garip olan şey, yapılarındaki Y kromozomlarının birkaçının, kuşlardaki cinsiyet kromozomuyla aynı olması. Evet, kuşlar! Bu durum, memelilerin ve kuşların kromozomları bir araya gelip evrimleşebildiğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor. 

  1. Yok Olma Riski Altındalar

Ornitorenk, uluslararası anlamda tehdit altındaki türlerden biri olarak listelenmiştir. Avustralya’daki aşırı ve uzun süreli kuraklıklar sonucu, ornitorenklerin yaşam alanlarının birçoğu kurudu ve yok oldu. 

Ayrıca arazi ve iklim değişikliği sebebiyle habitat kaybıyla da karşı karşıya olan bu canlılara orman yangınları da ciddi bir zarar veriyor. Araştırmacılar, bu eşsiz memelinin habitatlarının korunması ve gelecekte yok olmaması için büyük bir çaba gösteriyor.

  1. Ornitorenkler Zehirli Memelilerdir

Çok az memeli zehirlidir. Bir erkek ornitorenk, ayak bileğinin arkasından zehir salgılar (yalnızca erkekler). Zehir, bir çeşit proteinden meydana geliyor ve daha küçük hayvanlar için sorun yaratsa da, insanlara da ciddi şekilde zarar verebiliyor (ancak öldürmesi söz konusu değil). Yapılan çalışmalara göre, üreme dönemlerinde rakip erkekleri ekarte etmek için zehir üretimi artışa geçiyor. Ayrıca çıkardıkları ilginç sesi de rakiplerine karşı üstünlük kurmak için kullanırlar.

Kaynak: Haber merkezi