Müdürlükten yapılan açıklamada, biçerdöverlerin hızlı çalışması ve tarla tesviyesinin yetersizliği nedeniyle sapların yüksekten kesildiği, bunun da toprak yüzeyinde fazla miktarda bitki sapı bıraktığı belirtildi. Bu durumun, iyi bir tohum yatağı hazırlanmasına engel olduğu ve anız yakılmasına neden olduğu vurgulandı.
Açıklamada, anız yakmanın çevre üzerinde baskı yaratan en zararlı tarımsal faaliyet olduğu ve sonuçlarının çoğunun telafi edilemez olduğu ifade edildi. Anız yakmanın tarla toprağına verdiği zararlar şu şekilde özetlendi:
-Anız yakma ile organik maddenin yok edilmesi sonucunda toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik dengesi bozulmaktadır. Ayrıca toprak yüzeyinde bulunan mikroorganizmalar ölmektedir. Mikroorganizmaların , faydalı böceklerin ölmesi ve zarar görmesi nedeniyle biyolojik faaliyetler azalmakta ve verim düşüklüğü meydana gelmektedir.
-Topraktaki organik maddenin azalması sonucu su tutma kapasitesi ve havalanma özellikleri olumsuz etkilenmektedir. Sonuçta daha fazla gübre ve zirai ilaç kullanılmasına neden olmaktadır.
-Anız yangınları , tarla yüzeyini bitki örtüsüz bırakacağından, toprağı doğrudan yağmur damlalarına ve rüzgara açık hale getirmektedir. Çok değerli tarım topraklarının en değerli üst katmanları su ve rüzgar erozyonu sonucu taşınarak yok olmaktadır.
-Anız yakma sonucu oluşan büyük orman yangınları, insanlık için temiz hava ve doğal zenginlik açısından son derece değerli olan ağaçları , kuşları , arıları , böcekleri yakmakta ve ekolojik dengeyi hızla bozarak su kaynaklarını da kurutmakta, Kara yolu kenarlarındaki anızların yakılması sonucu trafikteki taşıtların görüşünü beklenmedik anda engelleyerek ciddi trafik kazalarına neden olmaktadır.
-Anız yakma ile hasat edilmemiş komşu tarladaki ürünler, meyve bahçeleri, bunların etrafındaki çitler, telefon direkleri, etraftaki yerleşim bölgeleri zarar görmektedir. Anız artıklarıyla beslenen yaban hayvanları ölmekte, Tarım Müdürlüğümüzce süne mücadelesi için doğaya salınan parazitoidler bu nedenle yok olmakta, yılan populasyonu azalmakta, fare populasyonu aşırı derecede artmaktadır.
Bu zararların önüne geçmek için müdürlük, çiftçilere aşağıdaki alternatif çözümleri önerdi:
a) Biçerdöver ile hasatta mümkün olduğu kadar alçak biçim yapılmalı, tarlada az miktarda kalan anız ve saplar sap parçalama makinesi veya diğer tarım aletleri ile parçalanarak toprağa karıştırılmalıdır.
b) orman alanlarına, yol kenarlarına ve ekili alanlara yakın tarlalarda hasattan hemen sonra emniyet şeridi oluşturmak amacıyla beş sıradan az olmamak üzere soklu pullukla sürüm yapılmalıdır.
c-Anızların daha çabuk parçalanıp organik maddeye dönüşmesini sağlamak amacı ile toprağa, kalan sapın % 1’i oranında “Azot Dengeleme Gübresi” verilmelidir.
d- Yabancı ot ve haşereleri yok etmek için anız yakma yerine ilaçlı mücadele yapılmalıdır.
e-gelişmiş birçok ülkede önemli boyutlara ulaşan , anız yakmayı ortadan kaldırarak zamandan kazanmak, toprağı daha kolay işlemek, çevre dostu ve ekosistemi koruyan yakma uygulamasına alternatif, Toprak işlemesiz sistem denilen doğrudan ekim tekniğidir. Ön bitkiye ait yüzey artıklarının olduğu tarla koşullarında hiçbir toprak işleme yapılmaksızın, direk anıza ekim mibzeri kullanılarak tohumun toprağa yerleştirilmesi ve yabancı ot kontrolünün herbisitlerle yapılması olarak tanımlanmaktadır.
Bu sistem, tarımsal üretimde yeni bir yaklaşım olup, toprağın neminin korunmasını ve ıslah edilmesini amaçlar. Özellikle kurak ve eğimli topraklarda, kuru tarımda suyun daha etkin kullanımı ile daha yüksek verim elde edilebilir.