Üst üste istifalarla çalkalanan İYİ Parti'de '132 milyon' krizi patlak verdi. Parti kasasının eksi 16 milyon lirada olduğu konuşulurken Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır'ın adı Meral Akşener'in banka hesaplarını incelettiği iddialarına karışmıştı. Kasanın 16 milyon ekside olduğu açıklamasına değinen Dikbayır "‘Vay efendim bu parayı Genel Başkan yedi' anlamı çıkarmaya çalıştılar" dedi.

Gündeme damga vuran açıklamalarının ardından bugün flaş bir gelişme daha yaşandı: Dikbayır'ın ihracı istendi!

Akşener'in akrabası olan eski İYİ Parti Mali İşler Başkanı Ümit Dikbayır'ın yerine getirilen Cem Özdemir, partinin kasasında 16 milyon lira eksik olduğunu söylemişti. Ümit Dikbayır'dan partiyi karıştıran iddialara bir bir yanıt geldi. Dikbayır, Özdemir'in açıklamasını "Aslında 10 Ocak tarihine göre 16 milyon eksi veriyor' demek istiyor. Yani o tarihe kadar para yetmez demek istiyor" sözleriyle yorumlayıp "Bu da yanlış. Partiye bıraktığım para o tarihe kadar rahat yeter" dedi. Dikbayır ayrıca bu açıklamaların "çalışanlara zam yapılmaması" için yapıldığını söyleyerek çok konuşulacak bir iddia öne sürdü. Bugün ise Akşener'in imzasıyla Dikbayır'ın kesin ihracı istendi.

"'VAY EFENDİM BU PARAYI AKŞENER YEDİ' ANLAMINI ÇIKARDILAR"

Partinin kasasının eksik verdiği açıklamasıyla birlikte Meral Akşener'in de adının geçtiği 132 milyon lira iddialarına değinen Dikbayır, Sözcü'den Saygı Öztürk'e yaptığı açıklamalarda şu ifadelere değindi:

“26 Haziran'da yapılan kongremizde partinin mali işlerinden sorumlu kişisi olarak gelen yönetime 132 milyon lirayı bıraktım. Meclis açıldıktan sonra, yeni yönetim, milletvekillerini maddi durumlarına göre sınıflandırıp, kiminden 250 bin lira, kiminden 500 bin lira, kiminden 1 milyon lira partiye yardım istedi. Bu durum bazı milletvekillerinin, ‘Partinin parası mı yok, bizden para istendi?' diye sormalarına ve eleştirmelerine neden oldu. Bana soran milletvekilleri oldu. Kendilerine, ‘Delegeler de bütçemizi ibra etti. 132 milyon lira civarında parayla devrettik. 10 Ocak 2024'te partiler devlet yardımı alacak. Bıraktığım para o tarihe kadar rahat rahat yeter' dedim. Yerime gelen arkadaşımız, “Kasamız eksi 16 milyon lirada” deyince, ‘Vay efendim bu parayı Genel Başkan yedi' anlamı çıkarmaya çalıştılar. Genel Başkan'a bunu böyle intikal ettirmişler.

"VALLAHİ BİLLAHİ ÇALIŞANLARA ZAM YAPMAMAK İÇİN SÖYLENDİ"

Genel Başkan Yardımcısı aslında şunu söylüyor ama söylediği tam anlaşılmadığı için… ‘Kasamız 16 milyon eksi veriyor. Aslında 10 Ocak tarihine göre 16 milyon eksi veriyor' demek istiyor. Yani o tarihe kadar para yetmez demek istiyor. Bu da yanlış. Partiye bıraktığım para o tarihe kadar rahat yeter. Yerime mali işlere bakan kişi, benim ne kadar para bıraktığımı bilmez olur mu? Neden öyle söyledi? Çalışanlara zam yapmamak için. Böyle şeyler olur mu? Vallahi, billahi çalışanlara zam yapmamak için kasamızda para olmadığı söylendi.

"GENEL BAŞKANA GERÇEK DIŞI BİLGİLER VERİLİYOR"

Genel Başkan, iddialarla ilgili olarak pazartesi günü (bugün) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Aksakallı'nın açıklama yapacağını söyledi. Her şey ortada ama Genel Başkan'a gerçekdışı bilgiler veriliyor. Benim sözlerimden, ‘Bu parayı Genel Başkan mı harcadı?' anlamı çıkar mı? Ben gücümün yettiğince bu konunun üzerine gideceğim. Bunu üzerimde bırakmam. Genel Başkanımız da gerekli araştırmalarını yaptıktan sonra, hakkımdaki iddiaların gerçekle ilgisinin olmadığını öğrenince kamuoyu önüne çıkıp yanıltıldığını söylemeli.”

"İSPATLARLARSA İSTİFA EDERİM"

Dikbayır, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bazı konulara ilişkin "kandırıldığını, yanıltıldığını söylediğini" ifade edip sözlerine şöyle devam etti:
“Genel Başkanımız da bunu açıklamalı. Kendisine, gerçekle ilgisi olmayan bilgileri getirenlerden hesabını sormalı, ‘Beni niçin yanıttınız, dedikoduları niçin getirdiniz?' deyip gereğini yapmalı. Ben başka bir şey istemiyorum. Yok banka hesaplarını incelettirmişim, yok partinin parasının yenildiğini söylemişim, yok belediyelerle iş yapmışım. Ben de şunu söylüyorum: Alnım açık, yüzüm pak. Ne benim, ne ailem, ne sülalemin belediyelerle işi olmamıştır, bundan sonra da olmaz. Bir kuruşluk iş yaptığımı ispatlasınlar milletvekilliğinden istifa ederim. Twitter hesabı açıp yönettirmişim. Ortaya çıkarın. Açıkladılar, açıkladılar, yoksa ben çıkıp C. Savcılığına başvurup bu konularla alakalı olarak dokunulmazlığımın kaldırılmasını talep edeceğim. Meclis Başkanlık Divanı'na başvuracağım. Önce İYİ Parti TBMM Disiplin Kurulu Başkanlığı'na yazılı olarak başvurup hakkımdaki bugüne kadar atılan iddiaların ve gündeme gelebilecek her konunun araştırılmasını istedim. Ben hakkımı sonuna kadar savunacağım. Bu kadar kolay dedikodu yapılır mı?”

"GENEL BAŞKANA DEDİKODU GÖTÜRÜLÜYOR"

Partide “dedikodu kazanının” kaynadığını belirten Dikbayır şu ifadelere değindi:

“Genel Başkan'a dedikodular götürülüyor. ‘Vay efendim bu senin için böyle yapıyor, bu senin için böyle diyor' diye Genel Başkan'ı bunaltanlar var. Partide üç-dört kişi bir araya gelse bunun altında bir şey arıyorlar. Üç-dört kişi bir yerde yemek yiyemez mi? Bir arkadaşımızın ofisine gidip oturup çay kahve içemez miyiz? Böyle şey olur mu? Uğurhan Bey benim 5 yıldır arkadaşım. Ofisine gitmem ya da onun benim yanıma gelmesi kadar doğal ne olabilir?”

İHRACI İSTENDİ! AKŞENER İMZA ATTI

Süreçle ilgili son olarak bugün önemli bir gelişme yaşandı. İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu bugün düzenlediği basın toplantısında Ümit Dikbayır'ın partiden kesin ihracının talep edildiğini açıkladı. Zorlu, kesin ihraç talebinin Akşener'in imzasıyla gerçekleştirildiğini aktardı.

Editör: Öznur Dede