Madeni Yağ ve Petrol Ürünleri Sanayiciler Derneği Başkanı Tayfun Kocak, getirilen kısıtlamalar, sıkı denetimler, EPDK takibi ve yeni kurallarla, artık sektörün adını da kirleten ve kendilerinin de çok şikayet ettiği 10 numara yağ olayının tamamen bittiğini belirterek, Artık üretilen madeni yağın içinde belli bir miktarda geri dönüşüm yağı kullanmak zorundasınız. Türkiye’de gerçekten geri dönüşümle ilgili çok güzel tesislerimiz var. Bu konuda belli bir yol aldık ama alınması gereken daha fazla yolumuz var. Türkiye’de modern geri dönüşüm tesislerinin sayısı arttıkça geri dönüşüm yağlarının kullanımı da artacaktır" dedi. Koçak, Türkiye’deki madeni yağ sektörünün Avrupa ile aynı kalitede hatta bazı noktalarda daha iyi olduğunun altını çizerek, "Türkiye bundan 10 sene önce 600 bin ton üretirken bugün 1 milyon tona çıktı. Bu ürünler arasında çok özel ve katma değerli ürünler de var. Mesela demiryollarında tren tekerleği ile ray arasında bir yağ vardır ve orada ciddi bir sürtünme oluşur. Türkiye yıllarca o yağı ithal ederken artık ülkemizde üretilebiliyor. Bu noktada kamu da özel sektörle çok güzel iş birlikleri yapıyor ve Türkiye’de üretilmeyen yağların Türkiye’deki firmalarla nasıl üretilebileceği konusunda bire bir çalışıyor. Savunma sanayinde kullanılan yağlarla ilgili olarak da çok önemli çalışmalar yapılıyor. Bunlar gerçekten son derece stratejik ürünler. Baktığınız zaman bir silahın kullandığı yağ çok azdır belki ama kesinlikle millileşmesi lazım. Son dönemde ABD pazarına yönelik çalışmalar yaptık ve kendi markaları ile pazara girmeyi başardık. Amerikalılar bir deneyip bakmak istiyor ve bunlarla ilgili çok pozitif geri dönüşümler aldık. İyi mal üretirseniz ve rekabet edilebilir fiyatlarla girerseniz o pazarda tutunma ihtimalimiz her zaman olur. Ama ödün vermeyeceğimiz tek şey kalite olacak. ABD’ye satışımızı her geçen gün artırıyoruz ve en büyük isteğimiz 10 yıl içerisinde ABD’de üretim yapabilecek bir tesis kurmak. Türkiye’de sadece madeni yağ sektörünün değil tüm sektörlerin esas olarak kaliteye odaklanması gerekir. Müşteriler bizden fiyat odaklı çalışmamızı istiyor ama o bizde yok, çünkü sürdürülebilir değil. Bugün var, yarın yok, senden daha ucuz birini bulur, ona geçer. Bizim müşteri portföyümüz tamamen bize inanmış ve kalitemizden herhangi bir şüphesi olmayan firmalar. Madeni yağ sektörü 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapıyor. O konuda gerçekten iyi bir durumdayız. Siz yurt dışına çok mal satabilirsiniz ama bunlar harcı alem ürünlerdir, biz katma değerli ürünler satmanın peşindeyiz. Dünyada geri dönüşüm ve çevreye zarar vermeyecek ürünlerle ilgili ciddi çalışmalar var. Bizim bahsettiğimiz ürünler petrol türevi yani çevreye zarar verebilecek ürünler. Ama bizim ürettiğimiz bazı ürünler çevreye zarar vermiyor. Örneğin tarıma verdiğimiz bitkisel bazlı yağlar. Tarım makinelerinde sürülen yağlar toprağa değse bile hiçbir zarar vermiyor. Örneğin fırınlar, ekmek fırınları. Genelde belediyeler işletir ve tavalara yağ sürer. Yani ekmeğe temas etse bile sizin sağlığınıza zarar vermeyecek ürünler. Şimdi bunların sayısını arttırmaya bakıyorlar. Dolayısıyla TUBİTAK’ın şu anda başlattığı projede biz de birebir onlarla çalışma yapıyoruz" dedi.