Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen, yaşam alışkanlıklarında alınacak olan önlemlerle kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 30’un üzerinde bir oranla önlenebileceğine dikkat çekti.İSTANBUL (İGFA) - Kalp ve damar hastalıkları dünyada en fazla ölüme neden olan sağlık sorunu olmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; 2008 yılında 17 milyon 300 bin kişi kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetmiş durumda. 2030 yılında ise bu rakamın 23 milyon 400 bine yükseleceği öngörülüyor.

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen, aslında yaşam alışkanlıklarında alınacak olan önlemlerle kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 30’un üzerinde bir oranla önlenebileceğine dikkat çekerek “Kalp hastalarının dikkat etmeleri gereken en önemli üç kural ise sağlıklı beslenmek, kilo vermek ve düzenli olarak hafif egzersizler yapmaktır. Bunların yanı sıra kalp ve damar sağlığıyla ilgili yapılması gereken tetkikler de yaşamsal önem taşımaktadır” dedi.

Prof. Dr. Dağdelen, kalp ve damar hastalarının dikkat etmeleri gereken kuralları anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.

İDEAL KİLONUZU KORUYUN!

Kalp sağlığınız için ideal kiloda kalmanın önemli olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Dağdelen, "Zira, obezite yol açtığı sorunlar nedeniyle kalp ve damar hastalıklarında tek başına önemli bir risk faktörünü oluşturuyor. Bunun nedeni ise visseral yağ olarak adlandırılan ve iç organlar çevresinde veya göbek altında bulunan yağların kalp ve damar sistemi üzerinde çok ciddi tablolara yol açmaları. Özellikle göbek çevresindeki yağlanma; insülin direnci, diyabet, tansiyon, kolesterol ve trigliserid riskini artırıyor" dedi. 

Sigara kullanmanın kalp damar hastalıklarından ölüm riskini 2-3 kat arttırdığını belirten Prof. Dr. Sinan Dağdelen, "Midenize fazla yüklenmeyin" uyarısında da bulundu.

"Aşırı ve gereksiz yemek; fazla insülin salınımını, karaciğer yağlanmasını ve kan yağlarını artırırken egzersiz yapmayı zorlaştırıyor" diyen Prof. Dr. Dağdelen, "Bu tablo da çağımızın önemli sorunu olan obeziteyle sonuçlanıyor. Mideye aşırı yüklenildiğinde ayrıca kan akımı mide ve bağırsaklara yönelmek zorunda kalıyor. Kalbe giden kan miktarının azalması nedeniyle kalp görevini yaparken büyük bir efor sarf ediyor. Bunun sonucunda kalp krizi, yüksek tansiyon atakları ve inme gibi önemli problemler gelişebiliyor" dedi. 

Vücut için yaşamsal öneme sahip olan su aynı zamanda kalbimiz üzerinde de kritik bir rol üstlenildiğini belirten Prof. Dr. Dağdelen, "Yeterli su tüketimi kanın koyulaşmasını önleyerek daha akıcı olmasını sağlıyor. Böylece kanın vücutta dolaşımını kolaylaştırıyor ve kalbin pompalama görevini daha az eforla yapmasını mümkün kılıyor. Kalbimiz de daha az enerji harcadığı için aşırı yükten korunmuş oluyor. Yeterli su içmek kandaki sodyum konsantrasyonunu da düşürerek böbrekleri koruyor ve kalp yetersizliği riskini de azaltıyor. Dolayısıyla kalp sağlığınız için günde en az 1.5 litre su içmeyi alışkanlık edinin. Ancak böbrek rahatsızlığınız varsa, sıvı kısıtlaması gerektiği için hekiminizin önerdiği miktarda su içmeniz gerekiyor" diye konuştu.

Kaynak: igf