CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Dilek Kaya İmamoğlu, Saraçhane’ye geldi.
Özel’in konuşmasından CHP’nin eski genel başkanları Hikmet Çetin, Murat Karayalçın ve Altan Öymen yurttaşları selamladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Saraçhane'de açıklamalarda bulundu.
Özgür Özel'in açıklamasından öne çıkan başlıklar:
"19 Mart darbe girişimidir"
Kimsenin kafası karışmasın, dünden beri olan bitenin bir adı var. O adı koyalım, dünden beri olan biten bir darbe girişimidir. 19 Mart darbe girişimidir. Bugün milletin iradesiyle yargı darbesiyle elinden alınmak istenmektedir. İstanbulluların tam 3 kez üstüste büyükşehire seçtikleri, emanet ettikleri, sizlerin kardeşim, ağabeysi, evladı Ekrem İmamoğlu'na yapılan darbe girişimi milli iradeye yapılan darbe girişimidir. Ortada ne yolsuzluk vardır ortada ne bir terör örgütü ne bir çıkar örgütü vardır. Ama ortada minareye kılıf uydurmaya çalışan, görevlendirilmiş yargı cellatları vardır. Ne diyeceklerdi? Ekrem İmamoğlu'nun aday olmasından, Recep Tayyip Erdoğan korkuyor, o yüzden mi gözaltına aldık diyeceklerdi?
Adı hukuksuzluktan başka bir işle anılmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı sadece bir aracıdır. Bir başsavcı, bir savcı, bir büyükşehir belediye başkanını, dünyanın çok bildiği şehrin belediye başkanını, Türkiye'nin gözbebeği, en büyük metropolün belediye başkanını haksızca iftiralarla, kumpaslarla aynı anda 5 dava açarak, Ekim'den bu güne 25 yıllık hapis cezası isteyerek. 35 yıl önce yüzlerce arkadaşıyla davet edilip geçiş yaptığı, 2 ders hariç, daha önce aldığı derslerden 10 tanesini yeniden aldığı, diplomasını aldığı üniversitenin 31 yıl sonra verdiği diplomasını vicdanı olan bir savcı, hukuku düşünen bir savcı, ülkeyi düşünen bir savcı yapabilir mi? Bunu kimin yaptığını biliyoruz. Bunu yaptıran geceleri uykusundan sıçrayarak uyanıyor ve kendi sesini duyuyor; İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder. Kabusu olan o ses, o ses onu rahat bırakmıyor. Yeniden uykuya dalamıyor. Çünkü o sesi duyuyor. İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır. Allah şahit hepimiz biliyoruz ki Tayyip Erdoğan, Ekrem İmamoğlu ile onunla karşı karşıya girdiği 4 seçimi kaybettiği için. Birinde hazımsızlıkla iptal ettirdiği, bir diğeri tekrar seçim ve geçen yıl 31 Mart'taki üçüncü seçimle 3 seferdir Ekrem İmamoğlu'nu, bükemediği bileği yargı sopasıyla kırmaya çalışıyor.
Bunun için yargıda sözünden çıkmayacak gözü kara, gözünü kin bürümüş birilerini alet ederek ederek yapıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Anadolu'daki Trakya'daki kıymetli seçmenleri, MHP'nin kıymetli seçmenleri, düşünün, hatırlayın 12 yıl önce bu sefer yine başta aynı kişi. Ama bugün FETÖ terör örgütü dediği yapının savcılarına, hakimlerine, ordumuza kumpas kurdurarak ordu bana darbe yapacaktı yalanını uydurarak aynı böyle saldırılar yapıp, bu ülkenin genelkurmay başkanından terörist, kahraman askerlerinden terörist ya da bu ülkenin iyi yetişmiş subaylarından casus çıkartmadı mı? O gün önleri yapan savcılar şimdi ya Zekeriya Öz'ün kaçtığı gibi bir fare gibi kaçıp saklandılar ya da cezaevinde yatıyorlar. Apart değişti, talimatı alan değişti, talimat ve talimatı veren değişmedi. O gün o kötülüğü yaptıran da Recep Tayyip Erdoğan'dı, bugün bunu yaptıran da Recep Tayyip Erdoğan'dır.
"O gün saraçhane'nin mağduruydun"
Bu gece öfkelisiniz, kararlısınız ama buradan sesleniyorum ki, bu meydanın öfkesine bu meydanın inancına duruşuna, kararlılığına çok ihtiyacımız var. Ama bu meydanda olmayanların hatta bizimle aynı görüşte olmayanların vicdanına, ahlakına, insafına, sağduyusuna da çok ihtiyacımız var. Bundan 9 yıl önce Fetullahçı terör örgütü kalkıp da AK Partili seçmenlerin seçtiği yöneticilere, bütün meclise darbe girişiminde bulunduğunda milletimiz 'Ben milletim, egemenlik kayıtsız şartsız benimdir, seçtiğim kötüyse sandıkta ben değiştiririm, ama hiçbir tanka, hiçbir topa tüfeğe hiçbir kötü niyete seçtiklerimi teslim etmem" diyordu. Şimdi bu meydandakilerin milyonlarca İstanbullunun seçtiği Ekrem İmamoğlu'na tek suçlu anketlerde önde çıkmak olduğu için, tek suçu bu milletin gönlünde yer ettiği için, gelecek Cumhurbaşkanı olduğu için bunu yapmak reva mıdır, hak mıdır? Ey Erdoğan, Ey Recep Tayyip Erdoğan, burası Saraçhane, buradan 27 yıl önce seni uğurlayanlar bugün o günleri hatırlatıyorlar. Okuduğu bir şiirden dolayı yasaklı duruma düşen ve buradan bir arkadaşının muayenehanesine oradan da cezaevine yolcu edilen, 3 ay cezaevinde kalan 23 yıldır o mağduriyeti anlatan. Millet ona yapılan bu muameleye tepki verdi diye 23 yıldır bu ülkede pekçok göreve gelen Recep Tayyip Erdoğan. O günün, Saraçhane'nin mağduruydun, bugün Saraçhane'nin zalimi olmaya utanmıyor musun?
Ey Recep Tayyip Erdoğan sana sesleniyor, seni mertçe bir mücadeleye davet ediyorum. Ben CHP'nin genel başkanı olarak bütün üyelerime danışarak, en doğru adayı belirlemek için gayret sarf ettim, bir yol yürüyorum ve o yolun sonunda iktidar görüyorum, zafer görüyorum. Sen benim, bizim, bu ülkenin Cumhurbaşkanı adayına karşı kendinde bir güç göremiyorsun. Ona kaybettin, yenildin, yine yenileceğini biliyorsun. Bunun için türlü kumpaslarla şu canım İstanbul'un evladına zulmediyor, onunla uğraşıyorsun. Sen çok seçimlere girdin, çok seçimleri de kazandın. Bu seçimi kazanamayacağın için bu hukuksuzluklara başvurmak yerine, madem öyle son cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi olarak bir kenara çekilmeni, adayımın karşısına onunla mertçe rekabet edecek aday beklemeni bekliyorum.
"Mertçe bir mücadele için biz hazırız"
Demokrasi sessiz yığınların sesidir, hiçbir AK Partili seçmen, örneğin bir futbol müsabakası izlerken hakemin, kendi tuttuğu takımın kendi tuttuğu takımın formasıyla sahaya çıkmasını ister mi? Hiçbir MHP'li kendi kalesinin 1 metre, rakibin kalesinin 10 metre olmasını ister mi? Mertçe bir mücadele için biz hazırız, İstanbul hazır, Türkiye hazır, sana meydan okuyorum. Korkma Erdoğan, var mısın karşımıza çıkmaya, var mısın? Şu meydanda değil de meydana giremeyip dışarıda kalanlar kadar kalabalığı bulabilse, ama bulamıyor.
Kıymetli İstanbullular bu mesele artık Ekrem İmamoğlu meselesi olmaktan çıkmıştır. Mesele milletimizin tamamının meselesidir. Dün akşamdan bu sabahtan beri her geçen gün yıpratılan, sayfaları yırtılıp atılan her gün işlevsizleştirilen anayasa tamamen askıdadır. Dün akşam iptal edilen şey, Ekrem İmamoğlu'nun diploması değil Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan herkesi hukuk güvencesi, mal güvencesi, can güvencesidir. Artık hiçbirimiz elimizdeki tapuya bakıp, evim var diyemeyiz. Diplomamıza bakıp mesleğim var, ruhsatımıza bakıp işim var diyemeyiz. Şunu biliyoruz ki kaybettiklerimizi geri almak için Ekrem Başkanı o kirli ellerden kurtarmak için, İstanbul'un iradesine sahip çıkmak için var gücümüzle birbirimize sarılmalı, safları sıklaştırılmalı, meydanları, sokakları hep birlikte doldurmalıyız.
"Bu mücadele tek başına, bir partiyle verilecek bir mücadele değildir"
Bugün, sabahleyin o kararı aldıklarında, bir karar daha aldılar. Ne dediler, '4 gün boyunca İstanbul'da gösteri yürüyüşü, toplantı, toplanmak yasaktır'. O kararı alanlara, aldıranlara söylüyorum, bu alanı görüyor musun? Bu meydanı görüyor musun? Bu mücadele tek başına, bir partiyle verilecek bir mücadele değildir. Biz Ekrem Başkan'ın arkasına yüzler, binler, on binler, milyonlar tüm Türkiye geçeceğiz, o yürüyecek, biz yürüyeceğiz. Ey Erdoğan meydanı duyuyor musun? Sen meydanlardan korkarsın, kalabalıklardan korkarsın, sokaklardan korkarsın ama İstanbul senden korkmuyor.