Konu hakkında yazılı bir açıklama yapan Başkan Emre, şu ifadelere yer verdi;
Halkımızın her geçen gün daha da ağırlaşan ekonomik yük altında ezildiği bu dönemde, hem yerel yönetimlerin hem de merkezi idarenin sergilediği vurdumduymazlık karşısında sessiz kalmamız mümkün değildir. Biz Yeniden Refah Partisi olarak, hakikatin yanında, milletimizin çıkarlarını her şeyin üstünde tutmaya devam edeceğiz. Bugün, İnegöl’ümüzün daha da vahimleşen durumunu üzülerek seyrediyoruz. Daha öncede olduğu gibi nezaktet çerçevesinde bu konuları anlattık. Ancak unutulmamalıdır ki, tatlı dilimiz, sert eleştirilerimizin haklılığını gölgelemeyecektir.
“BURBAK zammı ve ekmek zammı” gibi meseleler, yerel yönetimlerin halkı görmezden geldiğinin en somut göstergesidir. BURBAK zamlarını savunanlara soruyoruz: Belediye kasasındaki açıkları kapatmak için vatandaşın cebine el uzatmak mıdır yönetim? Halkımızın araç park ederken dahi zam korkusu yaşaması ne kadar adildir? Ekmek fiyatlarını artırarak, vatandaşa sofralarda ekmek hesabı yaptirmak hangi vicdanla bağdaşır? Mutfaklarda yangın var, siz bu yangına su dökmek yerine adeta benzin döküyorsunuz.
Ekmek zammı meselesinde daha da dikkat çekici olan ise belediyenin geçmişte işlevsel bir şekilde çalışan halk ekmek fabrikasını kapatarak, bugün vatandaşın ekmeğe erişimini daha da zorlaştırmasıdır. Halk ekmek fabrikaları gibi sosyal projeleri kapatıp ardından ekmeğe zam yapılmasını hangi akıl ve mantıkla açıklayabilirsiniz? Biz diyoruz ki, derhal halk ekmek fabrikasını yeniden faaliyete geçirin. Halkımızın sofrasını büyütmek ve fiyat artışlarını önlemek için başka bir çözümünüz yok mu?
Gelelim 20 milyon TL’lik Millet Bahçesi harcamasına… Bu tabloyu şöyle özetlemek mümkün: Bir evde ekmek yoksa, sofrada yemek pişmiyorsa, evin bahçesindeki çimlerin yeşilliği kime ne fayda sağlar? Elbette yeşil alanlar önemlidir; ancak halkın asli ihtiyaçları göz ardı edilerek yapılan bu harcamalar, önceliklerimizi sorgulatmaktadır. Gençlerimiz sadece işsizlikle değil, daha kötüsü geleceğe dair umutsuzlukla mücadele etmektedir. Evlenmeyi, aile kurmayı, iş sahibi olmayı düşünen bir gençliğin hayalleri bile ekonomik sorunlar nedeniyle törpülenmektedir. Gençlerimizin geleceği için bu kaynaklar daha doğru projelere yönlendirilmelidir.
Belediyenin hatalı parklanma cezalarına gelirsek, burada hukuku ve adaleti çiğneyen bir yaklaşım görüyoruz. Bu mesele belediye meclisinde defalarca gündeme getirilmesine rağmen, belediye adeta “geçiştirme” taktiğiyle meseleyi uzatarak çözümsüzlüğü bir yönetim biçimi haline getirmiştir. Vatandaşın hukuksuz bir şekilde mağdur edildiği bu konuda belediyenin derhal adım atması gerekmektedir. Bu konuda daha fazla zaman kaybetmek, halkın belediyeye olan güvenini tamamen sarsacaktır. Kanunsuz uygulamalar yerine trafik düzenlemesini iyileştirecek, vatandaşları bilinçlendirecek projelere yönelmek hem hukuki hem de insani bir sorumluluktur.
Son olarak, hava kirliliği konusunda Sayın Mustafa Bozbey’in açıklamalarını takip ettik. Ancak bu açıklamalar, bir çözüm planı sunmaktan ziyade “Sorun var” demekle sınırlı kalmıştır. Kusura bakmasınlar ama hava kirliliği, bir belediye başkanı ya da siyasetçi için yeni keşfedilmiş bir mesele değildir. Vatandaşımız, kirliliğin farkında; ancak artık çözüm duymak istiyor. Bizim önerimiz açık: Doğal gaz kullanımını yaygınlaştıracak teşvikler verilmelidir, fabrikaların bacaları sıkı denetlenmeli, çevre dostu teknolojilere geçiş hızlandırılmalıdır. Yeşil alanların artırılması ve şehrin trafik yoğunluğunun azaltılması da bu mücadelenin bir parçasıdır. Ancak her şeyden önce, siyasetçi sorun tespit eden değil, sorun çözen kişi olmalıdır.
Değerli İnegöl halkı, siyaseti bir zenginleşme ya da kariyer aracı olarak görenlerle, halk için çalışanların arasındaki fark işte burada ortaya çıkıyor. Biz Yeniden Refah Partisi olarak, vatandaşımızın haklarını korumak, dertlerine derman olmak için buradayız. Eleştirilerimiz sivri olabilir; ancak haklıdır. Çözümlerimiz basit olabilir; ancak etkilidir. Ve duruşumuz nettir: Halkımızın çıkarlarını savunmaya devam edeceğiz.
Saygılarımızla
