Burun ameliyatına hasta geldiği zaman, bunu bir yüz ameliyatı olarak kabul ediyoruz. Çünkü ifadeyi çok değiştiren bir şeydir. Yüz ile burnun uyumuna bakarak karar veriyoruz. Önce bir fotoğraf çekiliyor. Gerekirse çizimlerle ne yapılacağı planlanıyor. Fotoğrafın üzerinde belirli dijital programlarla bir takım değişiklikler yapıyoruz. Yaparken bizim kaygımız şu oluyor aslında; hastaya bunu gösterip de hastayı çok etkileyip ameliyat olmasını çabuklaştırmak değil, hastaya ne yapılırsa uyumlu ve dengeli bir yüz estetiği ortaya çıkar. Burunla yüzün uyumu hangisinde daha iyi olur gibi bir sonuca varmaya çalışıyoruz. Hasta tabi bunları görüyor. Gördüğü zaman bizden şunu istiyor; ben bu resimleri alayım da ameliyat sonrasında olacak mı olmayacak mı diye.
Şunu özellikle vurgulamak gerekiyor; amaç zaten bu oranları tutturmak ama dijital programda yaptığınız değişikliğin aynı sonucu ameliyattan sonra vermesini beklemek yanlıştır. Büyük ölçüde verecektir ama dijital programda yapılamayan bir şey vardır. Çünkü burunda şekil değiştiği zaman, planlamaya göre oranlar değiştiği zaman her şey yerli yerine oturuyor ama yüzdeki gölgeler yerli yerine oturmuyor. İyileşmiş bir burunda karşıdan baktığınız zaman ışığın vurmasıyla elde ettiğiniz ifade değişikliklerini dijital program size göstermiyor. Hasta bununla bunu karşılaştırdığı zaman onu algılayamayacağı için olup olmadığının kararını farklı verebiliyor. Önceki planlamada doğru yapılmış ve doğru yol izlenmişse oranlar tamamen tutturuluyor. Zaten dijital planlamanın da amacı ameliyat sonrasında oranların yüze uyumunu kestirebilmektir. Ona göre oranlar tutturuluyor.