Şeker hastalığı, sadece ülkemizde değil, dünyada da en sık görülen hastalıkların başında yer alır. Asıl adı Diabetes Mellitus olan bu hastalık, tıpta kısaca diyabet hastalığı olarak anılır.
Kanda yer alan şeker seviyesi, normal bireylerde 70-100 mg arasındadır. Bireyin aç olması durumunda bu değer biraz daha yükselebilir. Eğer açlık da dikkate alınarak kan şekeri seviyesinin çok daha yüksek olması durumunda, kişinin şeker hastalığı tanısı konulabilecek bir birey olduğu söylenebilir.
Ayrıca şeker hastalığına yakalanan bir bireyde idrarda şeker görülmesi durumu da söz konusudur. Normal bir bireyin idrarında şeker bulgusuna rastlanmaz. Diyabet hastalığını tek bir başlık altında toplamak mümkün değildir. Hastalık, birçok türden ve türe göre değişen semptomlardan oluşur. Peki, hastalığın türleri nelerdir?
Şeker Hastalığı Türleri
Şeker hastalığı türleri genel olarak Tip-1 diyabet ve Tip-2 diyabet olarak bilinir ancak bu türlerin dışında birkaç diyabet türü vardır.
Tip-1 Diyabet, çocukluk dönemlerinde ortaya çıkar ve vücudun insülin üretimi konusunda yetersiz kalması nedeniyle bu hastalığa yakalanmasına neden olur. Tip-1 diyabet nedeniyle hastanın sürekli olarak dışarıdan insülin takviyesi alması gereekir.
Tip-2 Diyabet, vücuttaki organların veya hücrelerin kan şekerine karşı duyarsızlaşmaları durumunda ortaya çıkan bir hastalıktır.
LADA, genel olarak yaşlılarda görülen bir şeker hastalığıdır. Hastalık nedeniyle bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışmadığı bu nedenle de organlara zarar verdiği görülür.
Gestasyonel Diyabet, hamilelik sürecinde vücut hormonlarının doğru bir şekilde ayarlanamaması durumunda ortaya çıkan bir şeker hastalığı türüdür.
Belirtileri Nelerdir?
Şeker hastalığı belirtileri, ilk etapta vücutta ağır semptomlara neden olmayan, fark edilmesi zor ve hasta tarafından normal karşılanan belirtilerdir. Bu yüzden hastalığın son derece sinsi bir şekilde yayıldığı söylenebilir. Belirtilerin erken keşfedilmesi ve erken teşhis, hastalığın ilerlemesi ve vücuda zarar vermesi gibi konularda büyük bir engeldir.
Hastalığın birçok belirtisi söz konusudur ancak 3 temel belirti üzerinde durmak gerekir. İlk olarak, sürekli olarak yemek yeme isteği veya doymama belirtisi görülür. Bu belirti ile birlikte normalden çok daha fazla idrara çıkma ve ağızda sürekli olarak kuruluk söz konusu olur. Haliyle hasta normal su içme alışkanlıklarının dışına çıkmaya başlar ve çok daha fazla su içmek ister.
Bu belirtilerin yanı sıra bazı hastalarda görülen bazı hastalarda görülmeyen ve hafif olarak seyreden belirtiler vardır. Sürekli olarak hissedilen yorgunluk, bulanık görme, aniden gelişen kilo kaybı, ayaklarda birden bire ortaya çıkan karıncalanmalar, cildin sürekli olarak kuruması ve anlamsız bir şekilde kaşınması, vücutta ortaya çıkan yara veya sivilcelerin uzun süre iyileşememesi gibi birçok belirti görülür.
İnegöl haber, bursa haber, İnegöl sondakika, bursa sondakika