Yeni ve Modern Kız Bebek İsimleri

A

Ahunaz: Nazlı güzel

Ahunisa: Güzel kadın

Ahunur: Göz kamaştırıcı güzelliğe sahip olan

Ahuse: Coşkulu güzellik

Ahuşen: Güzel ve neşeli

Ajda: Yeni filizlenmiş, çok genç

Ajlan: Hızlı, telaşlı, çabuk

Akasya: Güzel kokulu bitki

Akel: Eli uğurlu

Akgün: Bol ışıklı, parlak ve uğurlu gün

Aksev: Aydınlığı sevme, ışık saçma

Aksu: Temiz aydınlık su, akarsu

Aktan: Beyaz renkli tan, kutlu ve uğurlu tan

Alagül: Birden fazla rengi barındıran gül 

Alçiçek: Kırmızı çiçek

Alçin: Kızıl renkli küçük bir kuş adı

Aleda: Nazlı ve kaprisli

Alev: Yanan cisimlerin aldığı durumun tarifi

Aleyna: Üzerimizde olsun anlamına gelir

Algın: Gönül vermiş, vurgun, tutkun.

Algül: Kırmızı gül

Alım: Çekicilik, gönül çelen güzellik

Alkım: Gökkuşağı

Alkız: Kırmızı yanaklı, sağlıklı kız

Alpike: Kahraman kraliçe

Altın: Yüksek değerli bir maden

Açılay: Ay’ın şekilleri, yansıması

Asya: Dünyanın en büyük kıtası

Ayda: Dere kıyılarında yetişen bir bitki

Ayşıl: Ay ışığı

Alin ( Fransız ): Kibar, zarif ve narin

Almina ( Osmanlıca ): Güneş tutulmasındaki kızıllığa verilen isim

Anka ( Kökeni bilinmiyor ): Masallarda adı geçen ve gerçekte var olmayan efsanevî bir kuş

Arden ( Kökeni bilinmiyor ): Bolluk bereket

Asel ( Arapça ): Cennetteki dört ırmaktan biri olan bal ırmağı

Aybike: Ay gibi güzel kız

Ayliz ( Kökeni bilinmiyor ): Ay parıltısı

Aymira ( Kökeni bilinmiyor ): Ayın etrafındaki kızıl renk

Ayza ( Kökeni Bilinmiyor ): Ay gibi güzel yüzlü kız

B

Balın: Yar, sevgili

Bade: Aşk, kutsal sevgi

Bahar: mevsim

Balca: Bal gibi, bala benzeyen

Banu: Prenses, hanımefendi

Başak: Arpa çavdar gibi ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısım

Bediz: Resim, tasvir, süs, bezek

Begüm: Timuroğulları’ndan gelen prenses, hanım anlamında

Belgi: İşaret

Belgin: Kesin ve eksiksiz belirlenen

Beliz: İşaret, iz, alamet

Bengi: Ölümsüz, sonsuz

Bengisu: Ölümsüzlük suyu

Beniz: Yüz

Berin: En yüksek, en ulu

Bergüzar: Anılmak için verilen şey, andaç

Beria: Olgunluk ve güzelliğiyle üstün olan sevgili

Beril: Zümrüt

Berna: Bağlı, bağlanmış; Genç, körpe, delikanlı

Berrak: Duru

Berran: Keskin, kesici

Beste: Bir müzik parçasını oluşturan ezgilerin tümü

Betül: Erkeklerden çekinen namuslu kadın

Beyza: Çok beyaz, lekesiz

Bihter: Daha iyi, en iyi

Bilge: Çok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi

Bilhan: Çok bilgili

Billur: Duru, pürüzsüz

Binnaz: Çok nazlı

Binnur: Çok ışıklı, ışığı gür

Birsen: Yalnız sen

Buket: Çiçek demeti

Burcu: Güzel koku, ıtır

Burçin: Dişi geyik

Belda ( Osmanlıca ): Asil kan, soylu kan

Berfin ( Farsça ): Tertemiz, kar gibi beyaz

Berfu (Farsça ): Kar tanesi

Bige ( Türkçe ): Evlenmemiş, çocuğu olmamış

Bigem ( Türkçe ): Bilgili, çok bilen, iyi ahlaklı, olgun ve örnek kişi

Bilun ( Kökeni bilinmiyor ): Yarım Ay

Biricik ( Türkçe ): Tek, bir tane, eşsiz

Buğlem ( Arapça ): Cenneti müjdeleyen melek

Buğu ( Türkçe ): Su buharı

Büşra: Müjde, sevinçli haber

C

Canan: Gönülden sevilmiş, yar

Candan: İçten, gönülden

Canfeza: Müzikte bileşik bir makam

Cankız: Sevilen, sevimli, şirin kız

Cansu: Yaşam veren su

Cemre: Bahardan önce bir hafta arayla su, hava ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi

Ceren: Ceylan

Cevza: İkizler burcu

Ceyda: Uzun boyunlu ve güzel

Ceylan: Gözlerinin güzelliğiyle bilinen ince bacaklı, hızlı koşan, zarif hayvan

Ç

Çağıl ( Türkçe ): Çağlayan suyun sesin

Çağla: Kayısı, erik gibi yemişlerin olgunlaşmamış hali

Çiğdem: Akdeniz bölgesinde yetişen çok renkli kır bitkisi

Çimen: Kendiliğinden yetişmiş ot, yeşillik

Çise ( Türkçe ): İnce yağmur, çisenti

Çisil ( Kökeni bilinmiyor ): İnce yağmur

Çolpan: Çobanyıldızı

D

Dalya ( Türkçe ): Yıldız çiçeği

Delfin ( Yunanca): Suda yaşayan memeli

Damla: Çok az miktar su

Defne: Yaprakları güzel kokulu yeşil bitki

Demet: Çiçek bağlamı, deste

Demi: Kadife, şeftali gibi şeylerin üzerinde bulunan ince tüy tabakası

Deniz: Yeryüzünün çoğunluğunu örten engin su

Deren: Toplayan, düzenleyen, pekiştiren

Derin: Sığ olmayan

Deryanur: Bilgisiyle ışık saçan kimse

Derya: Büyük deniz

Desen: Çiçek, çizgi gibi süs motifleri

Deste: Bağlam, demet

Devin: Hareket, kımıldanış

Dicle: Bir nehir adı

Didem: Gözüm gibi sevdiğim, sevgilim

Dilara: Gönül alan, gönül okşayan

Dilay: Gönlü aydınlatan ay

Dilek: İstek, rica

Dilem: Gönül ilacı

Dilay: Gönlü ay gibi parlak, ışıklı olan, berrak konuşan

Dilruba: Gönlü şen, dertsiz

Dilşah: Gönül şahı, sevgili

Diyar ( Kökeni bilinmiyor ): Memleket

Dolunay: Ayın tam yuvarlak olduğu hali

Duygu: Kişi, olay ve nesnelerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenim

Dora: En yüksek yer, uç, tepe

E

Ebru: Hareli boyama yöntemi

Ece: Kraliçe

Ecmel: Çok güzel

Ecrin ( Arapça ): Allah’ın hediyesi

Eda: Tavır, davranış

Ege: Türkiye’nin batısında yer alan bölge, deniz adı

Elçin: Deste, tutan

Elif: Arap alfabesinin ilk harfi

Elis ( Arapça ): Güzel kokulu bir çiçek

Eliz: El izi

Elvin ( Arapça ): Cennet çiçeği, Gökkuşağının her bir rengine verilen isim, sıcak

Elvan: Renkler, çeşitler

Esen: Sağlıklı, salim

Esin: Sabah rüzgârı

Esila ( Arapça ): Öğle namazı ile ikindi namazını kapsayan zaman dilimi

Esna: Yüksek, yüce

Esra: En çabuk, çok çabuk

Eti: Hitit

Evin: Bir şeyin içindeki öz

Eylül: Sonbaharda bir ay adı

Ezgi: Melodi

F

Ferah: Aydınlık, iç açıcı

Feray: Ay ışığı, ayın parlaklığı

Ferda: Gelecek zaman, yarın

Feyza: Bolluk, çokluk, bereket

Fidan: Yeni yetişen ağaç

Figen: Yaralayan, kıran

Firuze: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı

Fuşya ( Alman ):Bir süs çiçeği, bu çiçeğe özgü pembe renk

Fulya ( İtalyan ): Keskin kokulu güzel çiçek

Fulden: Her zaman geniş açık görüşlü

Funda: Küçük çalılık ve süpürge otu

Füsun: Büyü

G

Gamze: Gülerken yanaklarda beliren çukur

Gaye: Amaç

Gazel ( Arapça ): Divan, Fars ve Arap edebiyatlarında en yaygın nazım şekli

Gece: Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre

Gelincik: Yazın kırlarda yetişen, parlak kırmızı renkli bir çiçek

Gerçek: Yakıştırma veya yalanı olmayan

Gizem: Sır

Gonca: Tam açılmamış çiçek

Gökçe: Gök mavisi, güzel

Göksu: Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların adı

Gözde: Çok sevilen, beğenilen nitelikte

Gözen: İlgi çekici, samimi

Gupse ( Çerkezce ): Gönülden olan, candan, sevecen

Gurur: Özsaygı, iç değer

Güher: Cevher

Gülbahar: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızı toprak rengi

Gülçin: Gül toplayan

Gülfem: Gül ağızlı

Gülgün: Gül renkli

Gülistan: Gül bahçesi

Güliz: Gül-iz

Gülizar: Alaturka müzikte bir bileşik bir makam

Gülriz: Gül saçan

Gülşah: “Baraka” ile “Gülşah” öyküsünün kadın kahramanı

Günçiçek: Ayçiçek

Güzel: Hoşa giden, hayranlık uyandıran

Güzin: Seçilmiş, seçkin

Günce: Günlük, günlük yazılan, anı

Güneş: ışık ve ısı yayan büyük gök cismi

Güz: Sonbahar

H

Hare ( Farsça ): Sert taş, kaya

Handan: Güleç, sevinçli

Harika: Sıradanlığın üstündeki nitelikleri ile insanda hayranlık uyandıran

Haslet: Doğuştan gelen güzel huy

Hayal ( Arapça ): İnsanın kafasında canlandırdığı şey

Hayat ( Arapça ): Dirilik, canlılık

Hazal: Kuruyup dökülen ağaç yaprakları

Hazan: Sonbahar

Hazar: Barış

Haziran: Yaz aylarından biri

Hece: Bir solukta çıkarılan ses öbeği

Heves: Bir şeye duyulan istek

Hevin ( Kürtçe ): Aşk, sevda

Helin: Yuva

Hoşseda: Hoşa giden ses

Hülya: İnsanın kurduğu tatlı düş

Hümeyra: Kızıllık, pembelik

Hüner: İnce ve şaşırtıcı ustalık

Hürrem: Sevinçli, güler yüzlü

Hüsna: Pek çok güzel

Hüsün: Güzellik

Hilal ( Arapça ): Yeni ay şeklinde olan ay, ayça

Hüma: Efsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan cennet kuşu

I

Ilgaz: Atın dörtnala koşması

Ilgım: Serap

Ilgın: Süs bitkisi

Irmak: Akarsuların en büyüğü

Iraz ( Türkçe ): Uzak, ırak

Işıl: Parıldayan ışık

Işılay: Ay ışığı

Işın: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık çizgisi

Işık: Işıma, aydınlık

Itır: Güzel koku

İ

İdil: İçten ve saf aşk

İlayda: Su perisi

İlkim ( Türkçe ): İlk doğan çocuklara verilen isim

İlknur: İlk ay, ayın ilk hali

İrem ( Arapça ): Cennet bahçesi

İlter: Yurdu koruyan, yurtsever

İmge: Gerçekleşmesi çok zor olan düş

İmren: Görünen şeyi edinme isteği

İnci: Süslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde

İncilay: Parlama, ışıldama

İpar: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen çiçek.

İpek: İpekböceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş

İris: Mitolojide tanrıların elçisi

İyem: Güzellik

İzem ( Arapça ): Büyüklük, ululuk

İzel: El izi

İzgi: Güzel, adaletli

J

Janset ( Çerkezce ): Güzel kız, kraliçe

Jale ( Farsça ): Gece meydana gelen ve sabah çiçekler üzerinde görülen su damlacığı, çiğ

K

Kardelen: Kar kalkmadan çiçek açan süs bitkisi

Kayla ( Yunanca ): Kötülükten uzak, masum

Kumru: Sevgilisine düşkünlüğüyle bilinen bir kuş

Kumsal: Kumla örtülü deniz kıyısı

Kutay: Kutlu, uğurlu ay

Kutsal: Güçlü bir dinsel saygı uyandıran kimse

Kübra: En büyük, çok büyük olan

L

Lale: Çan biçiminde bir çiçek

Laden ( Farsça ): Akdeniz ülkelerinde yetişen tüylü ve genellikle yapışkan yapraklı, beyaz veya pembe çiçekli, reçinesi hekimlikte kullanılan bir bitki

Lal ( Türkçe ): Dili tutulmuş, konuşamaz hâle gelmiş, dilsiz.

Lavin ( İsveççe ): Çığ, heyelan

Lebriz ( Farsça ): Ağzına dek dolu, taşan

Lerzan: Titreyen, titrek

Leyla: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın, çok karanlık gece

Leylifer: Gece ışığı

Lina ( Arapça ): Cennet bahçesindeki bir meyve

Lila ( Türkçe ): Vişneçürüğü leylak rengi

Loya ( Lazca ): Tatlı anlamını ifade eder

M

Manolya: Bir süs bitkisi

Maral: Dişi geyik

Mavisu: Deniz

Mehtap: Ay ışığı

Meral: Dişi geyik

Mercan: Tropik ve ılık denizlerde yaşayan, kırmızı kalker iskeletli bir canlı

Merih: Mars gezegeni

Merve: Mekke’de hacıların 7 kez gidip geldikleri dağın adı

Mevsim: Yılın dört farklı ikliminden biri

Mimoza: Bir süs bitkisi

Mine: İnce ve parlak nakış

Müge: İnci çiçeği

Melsa ( Arapça ): Pürüzsüz düz alan

Meyra ( Kökeni bilinmiyor ): Parıldayan Işık

Melisa ( Rumca ): Kokulu bitki, bal, tatlı şey, sevgili, can

Mira ( Latince ): Bir kuyruklu yıldız adı

Miray ( Farsça ): Ayın ilk günleri

N

Narin ( Farsça ): İnce, zarif yapılı, nazik, zayıf çelimsiz

Nağme: Ezgi

Naz: İsteksiz gibi görünen, çekingen davranış

Nehir: Irmak

Nergis: Bir süs bitkisi

Neslişah: Soyu şah olan

Nesrin: Yaban gülü

Neşem: Gönül açıklığım, sevincim

Neval: Talih

Nevbahar: İlkbahar, ilkyaz

Neveser: Türk Müziğinde, Dede Efendi’nin bulduğu bileşik bir makam

Nevgece: Yeni yeni oluşan gece

Nevgül: Yeni açmış gül

Nevra: Beyaz çiçek

Neyir: Işıklı, aydınlık, parlak

Nigar: Resim kadar güzel sevgili

Nihal: İnce ve düzgün vücutlu sevgili

Nihan: Saklanmış, gizli olan

Nil: Afrika’da bir nehir

Nilüfer: Durgun sularda yetişen, değişik renkli ve uzun ömürlü su bitkisi

Nisan: İlkbaharın ilk ayı

Nurgül: Nur-gül

Nurgün: Nur-gün

Nurseli: Nur-seli

Nüket: Nükte, zarif, güzel sözler

Nükhet: Güzel koku

Nükte: İnce anlamlı, düşündürücü şaka söz

Nefes ( Farsça ): Hayat yaşam kaynağı

O

Oya: Yazma çevresine iğne ile örülen bir çeşit tentene

Oylum: Bir cismin uzayda doldurduğu boşluk

Ö

Ödül: Armağan

Örgün: Türlü ve düzenli parçalardan oluşan

Övgü: Bir şey veya kimsenin iyi niteliklerini, değerini belirtme

Öykü: Kısa hikâye

Özen: Büyük hassasiyet göstermek

Özge: Yabancı

Özlem: Bir daha görmek veya kavuşmak arzusu

Öniz: Daha önce iz bırakmış

Övünç: Övünme nedeni

Özde: Bir kimsenin benliğinde, manevi varlığında olan

P

Pamira: Orta Asya’da bir yayla

Papatya: Baharda çiçek açan bir kır bitkisi

Pera ( Yunanca ): Osmanlı döneminde Beyoğlu yakasına verilen isimdir. Yunanca “öte, ötesi” anlamına gelir.

Peri ( Farsça ): Dişi cin ( güzel ve iyilikseverlik sembolü olarak kabul edilirler ), güzel kadın veya alımlı kız

Pelin: Hekimlikte kullanılan bir bitki

Perran: Uçan, uçucu

Perçem ( Farsça ): Kâkül, yele

Petek: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları

Pınar: Büyük su kaynağı

Pırıl: Parlak ışık

Pırıltı: Pırıldayan şeyin çıkardığı ışık

Pıtırcık: Pek hafif gürültücü

Piyale: Şarap kadehi

Pırıl: Işıklı, çok parlak, çok temiz, saf

Pinhan ( Farsça ): Gizli

Polen ( Fransızca ): Çiçek tozu

R

Rana: Güzel, göze hoş görünen

Renan: Çok ses çıkaran, çınlayan

Rengin ( Farsça ): Renkli, parlak renkli, güzel, hoş, süslü

Rezzan: Ağırbaşlı, onurlu

Ruhsar: Yüz, çehre

Rüçhan: Üstünlük

Rüya: Düş

S

Sare ( Osmanlıca ): Saf, temiz, kalabalık, topluluk

Serra ( Arapça ): Genişlik, kolaylık

Simin ( Farsça ): Gümüşten, gümüş gibi, gümüşe benzeyen parlak ışıltı

Saba: Gündoğusundan esen hafif rüzgar

Sabah: Günün ağarmasıyla başlayan ilk saatler

Sadberk: Yüz yapraklı, katmerli

Sahil: Deniz kıyısı

Sahra: Kır, ova, çöl

Salkım: Birçoğu tek bir sap üzerinde topluca bulunan yemiş

Sanem: Put

Saygın: Sayılan, sevilen

Sayıl: Her zaman saygı gör

Sebil: Karşılıksız dağıtılan içme suyu ve bu amaçlı taş yapı

Sebla: Uzun kirpikli göz

Seçil: Benzerlerinden üstün olup ‘en iyi’ diye ayrılmak

Seçkin: Benzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan, elit

Seda: Ses

Sedef: Deniz hayvanlarının iç yüzeyinde oluşan beyaz, parlak madde

Seden: Uyanık, tetikte, gözü açık olmak

Seher: Tan ağartısı

Sel: Taşkın su

Selda: Bir söğüt cinsi

Selen: Haber, müjde

Selin: Gür akan su

Selinti: Ufak sel

Selis: Akıcı söz

Selmin: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan

Selvi: İnce uzun ağaç

Sema: Gökyüzü

Semiramis: Babil’in Asma Bahçelerini kurduran Asur kraliçesi

Sena: Övme

Seren: Gemi direği

Serenat: Geceleyin sevgilinin penceresinin önünde verilen küçük konser

Serra: Rahatlık, kolaylık

Sertap: İnatçı, ayak direyen

Servi: İnce ve uzun boylu

Ses: Kulağın duyabildiği titreşimler

Sevdem: Sevginin en son demi

Seven: Bir başkasına sevgi duyan

Sevi: Aşk

Sevil: Her zaman sevilen biri ol

Sevinç: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku

Seyyal: Akıcı, akışkan

Sezen: Hisseden, sezgili

Sezgi: Sezme yeteneği

Sibel: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası

Sıla: Gurbettekinin özlemini çektiği yerler

Sima: Yüz, çehre

Simay: Gümüş ay

Simge: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler

Simin: Gümüşten, gümüşe benzeyen

Simya: Bir şeyi başka şeye dönüştüren düşsel güç

Sinem: Yüreğim, çok sevdiğim

Siren: Uyarı işareti veren canavar düdüğü

Siret: Bir kimsenin ahlakı, kişiliği

Sırma: Sarı ve güzel saç

Sonyaz: Sonbahar

Su: Canlıların yaşaması için en gerekli olan şey

Sumru: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi

Suna: Boylu, poslu, yakışıklı

Sülün: Boylu, poslu, yürüyüşü güzel

Sündüs: Çözgüsünde altın, gümüş teller bulunan eski ipekli bir kumaş türü

Süsen: Nisan- Haziran dönemlerinde açan güzel kokulu bir çiçek

Ş

Şahbanu: Hükümdar eşi

Şahika: Dağ doruğu

Şan: Şöhret

Şans: Talih, fırsat

Şayeste: Yaraşan, yakışan

Şeyma ( Arapça ): Çok kıymetli, çok değerli

Şevval ( Arapça ): Ay parçası

Şebboy: Güzel kokulu bir süs bitkisi

Şebnem: Bitkilerin üzerinde toplanan su damlacıkları

Şehnaz: Alaturka müzikte bir makam adı

Şehrazat: Kendi kendine yaşayan, özgür

Şelale: Büyük çağlayan

Şermin: Utangaç, mahcup

Şeyda: Sevda nedeniyle aklını yitirmiş, çılgın

Şiir ( Farsça ): Bir edebi söz sanatı, özlü ve uyaklı anlatım biçimi, düşündüren, duygulandıran, etkileyen

Şimal: Kuzey

Şirin: Sevimli, cana yakın

Şölen: Kutlama niteliğindeki yemekli toplantı

Şule: Ateş alevi

T

Tanem ( Türkçe ): Benim tanem, bir tanem

Tansu: Şafağın aydınlattığı su

Tardu (Türkçe ): Armağan, hediye

Tilbe: Gezginci ozan

Tılsım: Esrarlı ve olağanüstü güç taşıdığına inanılan nesne

Tomris: Bir kraliçenin adı

Tuğba: Dalları bütün cenneti gölgeleyen kutsal ağaç

Tuğçe: Kadın sultanın başındaki tuğ

Tulu: Gökcisimlerinin doğuşu

Tutku: Aşırı özlem, gönül verilen

Tutya: Göze çekilen sürme.

Tülin: Ayın çevresinde oluşan hale

Tümay: Dolunay

Türkü: Halk şiirinde kendisine özgü ezgisiyle söylenen uyaklı nazım biçimi

Tüvana: Dinç, canlı

U

Umay ( Türkçe ): Devlet kuşu

V

Vera ( Arapça ): Günah ve haramdan kaçınmak için şüpheli şeylerden uzak durma, takva, halk, mahluk, alem, kainat

Verda: Gül

Verdinaz: Nazların gülü

Vildan: Yeni doğmuş çocuk

Vuslat: Sevgiliye kavuşma

Y

Yalım: Alev, ateş uzantısı

Yalın: Sade, yalnız

Yamaç: Dağın eğik yüzeyi, eğik yanı

Yağız: Koyu buğday rengi, esmer damlacıkları

Yaz: Sıcak mevsim

Yağmur: Havadaki buharın su damlaları halinde yere düşmesi

Yankı: Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses

Yaprak: Bitkilerin çeşitli biçimdeki yeşil bölümü

Yar: Dost, sevgili

Yaren: Arkadaş, yakın

Yasemin: Çiçekleri güzel kokulu süs bitkisi

Yazgı: Önceden belirlenmiş, gerçekleşmesi mutlak olan

Yazgülü: Baharın ilk günlerinde çocuğa verilen ad

Yelda: Uzun ve kara olan şey

Yeliz: Rüzgârın hızı, güzel, havadar

Yeşim: Yeşil ve pembe renkli değerli bir taş

Yıldız: Gökyüzündeki ışıklı gök cisimlerinden her biri

Yonca: Uğur getirdiğine inanılan süs bitkisi

Yosun: Suların yüzeyinde ya da dibinde yetişen çiçeksiz bitki

Yurdagül: Yurda-gül

Yurdanur: Yurda-nur

Z

Zeren: Kavrayışı güçlü, zeki.

Zerrin: Altın gibi sarı, parlak

Zeynep: Değerli taşlar, mücevherler.

Zeyno: Zeynep

Zuhal: Satürn gezegeni

Zülal: İçimi güzel su,

Züleyha: Su perisi

Zülüf: Şakaklardan sarkan saç lülesi

Zümra: Zeki bilgili kadın

Zümrüt: Parlak ve yeşil renkli değerli bir taş

Editör: Samet Sağlam