Östrojenin İşlevi Nedir?

Kadınlarda, östrojen esas olarak yumurtalıklarda üretilir. Yumurtalıklar, rahmin iki yanına yerleştirilmiş üzüm büyüklüğünde bezlerdir ve endokrin sistemin bir parçasıdır.

Östrojen ayrıca yağ hücreleri ve adrenal bez tarafından üretilir. Ergenliğin başlangıcında östrojen; göğüsler, daha geniş kalçalar, kasık kılları ve koltuk altı kılları gibi dişi cinsiyet özelliklerinin gelişiminde rol oynar.

Östrojen ayrıca, döngünün ilk bölümünde, uterus duvarının büyümesini kontrol ederek adet döngüsünü düzenlemeye yardımcı olur. Kadının yumurtası döllenmediyse, östrojen seviyeleri keskin bir şekilde düşer ve menstruasyon başlar. Yumurta döllenirse, östrojen başka bir hormon olan progesteron ile, hamilelik sırasında yumurtlamayı durdurmak için çalışır.

Hamilelik sırasında plasenta östrojen, özellikle de hormon estriol üretir. Östrojen, ergenlik ve hamilelik sırasında da dahil olmak üzere emzirmeyi ve göğüslerdeki diğer değişiklikleri kontrol eder.

Östrojen, kemik oluşumunda, D vitamini, kalsiyum ve diğer hormonlarla birlikte çalışarak kemiklerin vücudun doğal süreçlerine göre etkili bir şekilde parçalanmasını ve yeniden oluşumunu sağlar. Östrojen seviyeleri orta yaşta azalmaya başladıkça, kemiklerin yeniden inşa süreci yavaşlar, postmenopozal kadınlar sonuçta ürettiklerinden daha fazla kemik kaybederler. Bu nedenle Cleveland Clinic’e göre postmenopozal kadınlarda osteoporoz, erkeklere oranla dört kat daha fazla görülmektedir.

Östrojen ayrıca, kan pıhtılaşmasında, vajinal duvarın ve kalınlığının belirlenmesinde, üretral astarı, vajinal yağlamayı ve diğer vücut fonksiyonlarını da destekler. Uzmanlara göre cilt, saç, mukoza ve pelvis kaslarını bile etkiler. Örneğin östrojen, cildi koyulaştırır.

Östrojen hormonu beyni etkiler ve Ulusal Tıp Kütüphanesi’ne göre, çalışmalar kronik olarak düşük östrojen seviyelerinin, ruhsal durumda düşüş ile bağlantılı olduğunu gösterir.

Erkekler de östrojen üretirler, fakat kadınlardan daha düşük seviyelerde gerçekleşir. Erkeklerde östrojen; adrenal bezler ve testisler tarafından salgılanır. Erkeklerde östrojenin sperm sayısını etkilediği düşünülmektedir. Aşırı kilolu erkekler, östrojene bağlı düşük sperm sayısından daha çok etkilenmektedir çünkü Asya Androlojisi Dergisi’nde yayınlanan bir makaleye göre, obezlerde aşırı östrojen oluşumunu engelleyen yağ dokusu daha fazladır.

2011’de Washington’dan araştırmacılar, östrojen ve beyindeki aşırı inflamasyonu kontrol etme yeteneği arasında bir bağlantı buldular. Bu araştırma Parkinson hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıkları olanlara yardımcı olmayı ümit etmektedir.

Östrojen ayrıca yumurtalık kistlerine de yardımcı olabilir. Çoğu zaman fonksiyonel kistleri tedavi etmek veya önlemek için hiçbir şey yapmaya gerek yoktur. Bununla birlikte, yumurtalık kistlerine eğilimli olan kadınlar için östrojen içeren bir doğum kontrolü, belirli tipte fonksiyonel kistlerin ve özellikle yumurtlamadan sonra ortaya çıkan kistlerin gelişmesi riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Oral kontrasepsiyon hapları ya da spiral mekanizmaları, yumurtlamayı bastırmaya yardımcı olabilir.

Östrojen Ailesindeki Hormonlar Nelerdir?

Estriol: Östrojen türlerinin en zayıfıdır ve vücut estradiol hormonunu kullandıktan sonra yapılan bir atık hormondur. Gebelikte, önemli miktarlarda estriol yapılır. Estriol, estradiol veya estrone hormonuna dönüştürülmez.

Estradiol: En güçlü östrojendir. Estradiol, yumurtalıklar tarafından üretilen bir steroiddir. Endometriyal kanser başta olmak üzere kadınlarda ortaya çıkan endometriyozis, fibroid miyom ve kanser gibi bir dizi jinekolojik problemin oluşmasına katkıda bulunduğu düşünülmektedir.

Estrone: Zayıf bir östrojen formudur ve menopozdan sonra kadınlarda görülür. Vücutta esas olarak yağ ve kaslarda az miktarda estron bulunur.

Östrojen Seviyelerindeki Değişiklikler

Östrojen seviyeleri bir insanın hayatı boyunca birçok kez değişir. Örneğin, östrojen seviyeleri, ergenlik döneminde ve hamilelik sırasında doğal olarak artar. Östrojen seviyeleri menopozdan sonra ya da bir kadın menstrüasyon dönemindeyken düşer. Östrojen üretimindeki bu azalma, sıcak basması, vajinal kuruluk ve seks dürtüsünde azalma gibi belirtilere neden olabilir. Östrojen seviyeleri, doğumdan sonra da azalır.

Östrojen düzeylerinin düşmesine neden olabilecek diğer durumlar arasında; hipogonadizm (veya yumurtalıkların işlevinin azalması) ve polikistik over sendromu sayılabilir. Aşırı egzersiz ve iştahsızlık aynı zamanda östrojen seviyelerinde azalmaya neden olabilir, çünkü düşük vücut yağ miktarına sahip kadınlar yeterli miktarda östrojen üretemeyebilir.

Alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığı olan bazı postmenopozal kadınlarda (NAFLD) uzun süren östrojen eksikliği olur. Hepatoloji Dergisi’nde yayınlanan bir çalışmaya göre, bu eksiklik fibrozis riskini artırabilmektedir.

Östrojen Hormonu İçeren İlaçlar

Östrojen, çoğu oral doğum kontrol haplarında (progestin hormonu ile birlikte) bulunur. Östrojen, hamilelik sırasında yumurtlamayı durdurmaya yardımcı olur ve doğum kontrol hapları, östrojen seviyelerini düzenleyerek ve yumurtlamanın meydana gelmesini önleyerek bu etkiyi taklit eder.

  • Hormon replasman tedavisi: Menopoz semptomlarını azaltmak için uygulanan bir tedavidir ve aynı zamanda östrojen içerir (progestin ile birlikte verilebilir). ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi’ne göre, bu tedavi bazen sıcak basmaları, gece terlemeleri, anksiyete, uyku problemleri ve vajinal atrofi gibi postmenopozal problemleri, östrojen azalması nedeniyle vajinal duvarların kuruması ve iltihaplanması için kullanılır.

Östrojen hormonu replasman tedavisi transseksüel kadınların meme büyümesini sağlamak, vücut tüylerinin uzamasını engellemek ve erkekten kadına geçiş için önemli olan başka değişiklikler yaratmak için de önemlidir. Kaliforniya Üniversitesi’ne göre, östrojen ve androjen kullanılan hormon yönetimi, 50 yıldan uzun bir süredir cinsiyet değişimi tedavisinde etkili olarak kullanılmaktadır.

Östrojen Hormonu Yan Etkileri

Östrojen seviyelerinde artış, yaralanma riskinin artmasına neden olabilir. Medicine & Science’da yayınlanan 2016 tarihli bir çalışma, oral kontraseptif kullanımı ile doku yaralanma riskinin hafifletilebileceğini ortaya koymuştur.

Meme kanserinin çoğu türü de östrojene karşı duyarlıdır, yani östrojen tümör büyümesini artırır. Bu tip kanserle mücadele eden kişilerde, östrojen seviyelerini düşürmek veya östrojen üretimini engellemek , ameliyattan sonra kanser nüksünü önleyebilir veya kanser büyümesini yavaşlatmaya yardımcı olabilir.

Endometriyozis östrojene bağlı başka bir hastalıktır. Östrojen düzeylerinin azaltılması ve östrojen içermeyen tedavilerin sağlanması endometriyozisin tedavisi için işe yarayabilir. Ancak sorun, kadınlarda östrojen düzeylerinin azaltılmasının infertiliteye yol açabilmesidir.

Editör: Samet Sağlam