Çağımızın en güçlü kitle iletişim kaynağı olan internet, hayatımızın ayrılmaz bir parçası olduğu gibi onsuz da yaşayamaz hale geldik. Günlük bir ihtiyaç haline gelen internet 1970 yılında sadece 15 bilgisayarın birbirine bağlı olduğu bir ağdan ibaretken 80li yıllara doğru hızlı yükselişine devam etti. İngiltere Kraliçesi´nin 1976 yılında ilk e-mailini göndermesiyle internet fikrinin parlak geleceğine ilk adımlar atılmış oldu. İnternetin yükselişi hızını kesmedi. Yepyeni bir pazarlama ve ekonomi anlayışı doğdu. E-Ticaret siteleri kuruldu çok kısa sürede bu sitelere milyon dolarlık yatırımlar yapılmaya başlandı. Durun durun şaşırmayın! Facebook´u Çin, Rusya, Endonezya gibi yüksek nüfuslu ülkeler kullanmıyor desek yeridir. Bir çırpıda söylemesi dile kolay… Durum bundan ibaret olunca pazarlamacılara ve girişimcilere her gün yeni fırsat kapıları açıldı ve sosyal ağlarında ortaya çıkmasıyla internet artık hayatımızın bir parçası, hayatımızın olmazsa olmazı oldu. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte e-şehir, e-sağlık, e-sosyal güvenlik, e-devlet gibi insanların temel ihtiyaçlarının internet üzerinden karşılanması anlamına gelen e-hayat uygulamaları her geçen gün artmaktadır. İnternet teknolojilerinin kamu hizmetlerinde kullanılmaya başlamasıyla birlikte e-devlet kavramı ortaya çıkmış ve kamunun işleyiş verimliliği önemli derecede artmıştır. İnternetle coğrafi sınırlar ortadan kalkmış, satıcı ile alıcının buluşma noktası olan pazarlar farklı bir boyut kazanmış ve satıcılar tüm dünyayı müşteri kabul ederek ticari faaliyetlerini İnternet tabanlı sistemlere kaydırmışlardır. İnternetle elektronik yayıncılık kavramı basılı yayıncılık kavramının yerini almış, hemen hemen herkes tarafından tercih edilen ve kullanılan bir araç haline dönüşmüştür. Ve eğer dışarıya çıkmak istemezseniz, size güçlü bir alışveriş seçeneği ve aldığınız şeylerin doğrudan evinize teslimi kolaylığını sunuyor. Ek olarak, İnternetin yaygın kullanımı bütün ülkelerde yeni iş alanları açtı ve evden çalışma imkânını doğurdu. |