Bilim veya ilim nedir?
Bilim genel olarak şöyle tarif edilir: "İnsanın ve evrenin fiziki ve doğal yapısının ve davranışlarının deney, düşünce ve gözleme dayanan birtakım yöntemler aracılığıyla sistematik bir şekilde incelenmesini de kapsayan entelektüel ve pratik çalışmalar bütünü." Bilimi anlamak ve anlatabilmek için yapılacak hiçbir tarif, hiçbir açıklama tek başına yeterli olamaz. Bir takım tariflerin yapılması doğaldır. Başta Tanrı olmak üzere, evren ve canlı cansız tüm varlıkların ve olayların, mahiyetini, aslını, gerçeğini, yaratılışını, temel özelliklerini, ayrıca meydana gelen bir olaylın nerede, ne zaman, niçin, ne şekilde ve hangi amaçla olduğunun, insanın ne zaman, nasıl ve kim tarafından yaratıldığının, yaratıcının insanı ve yeryüzündeki varlıkları yaratmaktaki amacının ne olduğunun, insan yaşamının anlamı ve gayesinin ne olduğunun araştırılması bilimsel çalışma, bu araştırmaların elde ettiği doğru ve sağlıklı sonuçlar ise bilimdir.
Özetle bilim doğrunun, gerçeğin ve yararlı bilginin elde edilmesi çalışmalarıdır. İyiye, güzele, hayra yönelik çer çaba, insanlara ve evrene yararlı olacak bütün araştırmalar, icatlar, buluşlar, keşifler ve çalışmalar özgün eylemlerdir ve özde bilimseldir.
Bilim soru sormakla başlar. Bebekler konuşmaya başladıklarında sürekli soru sorarlar. Gördükleri ve duydukları her şeyin ne olduğunu sorarak öğrenmek isterler. Çünkü bebek öğrenmek istiyor. Merak ediyor. Öğrenmeye, yani bilime aç.
İnsan nedir? İnsanı kim yarattı? Nasıl yarattı? Niçin yarattı? Evren nedir, dünya nedir, güneş, ay, yıldızlar ve gezegenler nedir? Karada ve suda yaşayan milyonlarca çeşit canlı niçin yaratıldı? Var olan her şeyi kim yarattı? Tanrı var mıdır? Varsa nedir Tanrı? Bu soruları çoğalmak mümkün. Ancak önemli olan bu sorulara doğru cevaplar bulmak.
Bilim gerçeğin bilgisi olduğuna göre gerçek nedir?
Gerçek bir ve tektir.
Biz insanların bilgi kaynakları; gözlem, deney, düşünce, araştırma, inceleme ve Tanrı tarafından gönderilen kitaptır. İnsanların düşüncelerine, gözlemlerine, deneylerine ve araştırmalarına dayanarak buldukları bilgilere beşeri bilgi, Tanrı tarafından insanlara bildirilen bilgilere ise ilahi bilgiler adını veriyoruz.
İster beşeri kaynaklı, ister ilahi kaynaklı olsun bilgi birdir, tektir. Hepsi de aynı gerçeğin bilgisidir.
Günümüzde insanların din bilimleri, dünya veya beşeri bilimler, müspet bilimler şeklinde bir ayrıma gitmeleri tamamen yanlış ve temelsiz bir yaklaşımdır. Aynı şey din adamı, din alimi ayrımı için de geçerlidir. Zira beşeri kaynaklı müspet bilimler ile Tanrısal kaynaklı ilahi bilimler sonuçta aynı şeyleri söylüyor. Birinin ak dediğine öteki kara demiyor. Birinin doğru dediğine öteki yanlış demiyor. İkisi de aynı şeyi söylüyor. Aksini söyleyemez de. Zira gerçek tek. Tek olan gerçeğin bilgisi de tektir. Bilimin konusu da aynı zaten. Tanrı, insan, evren, yaşam... İnsanı ele alalım. İnsanın maddi-fiziki yapısını, yani vücudunu inceleyen bilim ile insanın ruhunu, inancını, duygularını, yani insanın ruhsal yönünü inceleyen bilim birbirinden ayrı mıdır? Doktorlar temizliği tavsiye eder, din de aynı şeyi tavsiye eder. Hukuk başkalarına zarar vermeyi, öldürmeyi, çalmayı, yalan söylemeyi, insan haklarına tecavüzü yasaklar. Tanrısal dinlerin tavsiyeleri, öğütleri, emirleri ve yasakları da aynıdır. Hiçbir dinde adam öldür, zulüm yap, başkalarının malına, canına ve namusuna zarar ver, yalan söyle, kamu malını çal, tembellik yap ve çalışma diye bir hüküm yoktur. Bu saydığımız eylemlerin hiç birisi hiçbir hukuk sisteminde de serbest bırakılmamıştır.
Toparlayacak ve basit bir yaklaşımla anlatmak istersek şunu söyleyebiliriz: İnsanı konu alan ve insanların buldukları, geliştirdikleri ve sistemleştirdikleri bilgilerin toplamı olan müspet ilimlerle Tanrı'nın gönderdiği kitapların bildirdiği bilgiler olan Tanrısal ilim arasında ne bir tezat, ne bir uyumsuzluk vardır. Bu da evrende tek bilim olduğunu gösterir.
ÖZSÖZ: İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsen
Bu nice okumaktır. (Yunus Emre)
