Suriye’de fiili bölünme süreci hız kazanıyor. Ülke kuzeyde PKK/YPG, güneyde Dürziler, batıda ise Alevi/Nusayri bölgesiyle parçalanırken, Türkmenler bu süreçte yok sayılıyor.
Son olarak, Suriye Petrol Bakanı 22 Şubat 2025’te yaptığı açıklamada, Şam yönetiminin PKK/PYD ile "özerk yönetim" adı altında bir petrol anlaşması imzaladığını duyurdu. Anlaşmaya göre Suriye hükümeti, özerk yönetimden günlük 15 bin varil petrol alacak. Bu gelişme, PYD'nin Suriye ordusuna ancak Peşmerge’nin Irak ordusuna bağlı olduğu kadar bağlı kalacağını gösteriyor.
Öte yandan, güneyde Kuneytire, Dera ve Süveyda bölgelerinde Dürzi özerk bölgesinin İsrail’in desteğiyle kurulduğu belirtiliyor. Bölgenin Netanyahu yönetimi tarafından korunduğu iddiaları gündeme gelirken, Rakka’daki enerji kaynaklarının İsrail’e bağlanabileceği konuşuluyor.
Ancak bu süreçte en büyük kaybı yaşayan kesim Türkmenler oldu. Türkiye’nin yıllardır koruduğu ve destek verdiği Türkmenler, Esad yönetimiyle yürütülen müzakerelerde yok sayıldı. İdlib’te varlıklarını sürdüren Türkmenler, Halep’te bir özerk bölge talep etti ancak Ankara’dan destek bulamadı.
Özdağ, paylaşımında bu duruma dikkat çekerek, Türkiye’nin Suriye’de Türkmenleri göz ardı ettiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türk, Kürt, Arap” vurgusu yaparken Türkmenlerden bahsetmemesini eleştirdi.
Suriye’deki yeni siyasi harita netleşirken, Türkmenlerin geleceği belirsizliğini koruyor.