Dananın kuyruğu Pazar günü kopacak. Siyasi partilerin sonucunu merakla beklediği seçim sonuçları için artık sadece 5 gün gibi kısa bir süre kaldı.

Son viraja girdiğimiz bugünlerde siyasiler dozajı fena arttırdı. Özellikle genel başkanlar meydanda bir genel seçim varmış havasındalar. Yerelde durum pek farklı değil aslında…

Her ne kadar başkan adayları gittikleri her yerde projelerini vatandaşlara anlatmaya çalışsalar da, seçmenlerin gündemi farklı. Seçmenlerin düşüncelerini en iyi aktardığı yer sosyal medya.
Bence siyaset, hataların minimize edildiği bir platforma dönüşmeli artık. Birbirimizi yediğimiz değil, hizmette yarıştığımız bir arenaya dönüşmeli… Hatalardan ders alındığı ve yeni sayfaların açılıp, güzel hikayelerin yazıldığı bir yolculuğumuz olmalı.

PEKİ OYUM KİME?
Pazar günü yapılacak olan seçimlerde her seçmenin İnegöl ve Bursa adına oylarını doğru kişiye vermeli.
Öncelikle İnegöl Belediye Başkan adayına verilen oylar, bilindiği üzere genel yüzdeliği etkilemiyor. Bu bakımdan hangi adaya oy verirseniz verin, ancak gerçekten bu ilçeye faydalı olabileceğini düşündüğünüz kişiye verin.

Benim kriterlerim şunlar;
-    Koltuk sevdalısı değil, İnegöl sevdalısı olan,
-    Liderlik vasıfları olan,
-    Proje üretme kabiliyeti olan,
-    İnegöl’ün sosyal hayatını zenginleştirme kabiliyeti olan,
-    İnegöl ekonomisine katkı sağlama yeteneği olan,
-    Yüzüne gülüp, arkadan iş çevirmeyen,
-    Farklı hesaplar ve intikam duygusu peşinde olmayan,
-    Eleştirilere açık olan,
-    Belediyenin mevcut kaynakları dışında yeni kaynak üretme becerisi olan,
-    Liyakat sahibi ekiple çalışan,
-    Mazeret değil, çözüm üreten,
-    İnegöl’ün menfaatleri noktasında gerekirse, Büyükşehir ve bakanlıkların kapısından ayrılmayan
kişi statüsüne en yakın kimse oy’um o’na olacaktır. 
Ancak Büyükşehir konusunda İnegöllü seçmenlerin daha milliyetçi bir tavır sergilemesi inancı bende hakim. Bir gazetecinin böyle açıkça hedef gösteren bir tavır sergilemesi her ne kadar yanlışta olsa, geçmişten çıkarmamız gereken dersler olduğu inancı bende hakim.

Bakınız eski Başbakan Yardımcısı ve Bakan Faruk Çelik, geçtiğimiz günlerde İnegöl’e geldiği bir açılışta çok açık adres verdi. Rahmetli Hikmet Şahin konusunda kaçırılan trenin bu kez kaçırılmamasını istedi. İnegöl’ün Bursa siyasetinde ki etkinliği bizler için önemli olmalı. Eğer Bursa’dan İnegöl’e hizmet gelmesini istiyorsak, şapkayı önümüze koymamız lazım. 

İnegöl’de çok fazla CHP’li dostlarımız var. Bu yazımdan alınacaklar biliyorum ama İnegöllü bir isim varken, severiz ya da sevmeyiz tercihlerimizi buna göre yapmalıyız. Aktaş ve Bozbey her iki isimde tecrübeli adaylar. Elbette iki adayında icraatlarında tartışılan, sevilmeyen şeyler olabilir.  Bana göre her iki adayında yapabileceği şeyler ortada. Bozbey seçildiği zamanda İnegöl’e sihirli bir değnek değmeyecek. Zaten Büyükşehir’in İnegöl’e yapması gereken en büyük katkı, altyapı çalışmaları olacaktır. Bunun dışında İnegöl’ün Büyükşehirden farklı bir beklentisi yok.

Durum buyken, bizim yapmamız gereken şey İnegöllü adayın yanında yer almaktır. İnegöl siyaseti Bursa’da ne kadar güçlü olursa, bu durum tüm hemşerilerimizi etkileyecektir.

Yaşayanlar bilir. İnegöl’de her gün, imar, sağlık vb. birçok konuda yaşanılan sorunları çözmek için siyasetçilerin kapısı aralanır. AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Ersan’ı günde en az 5-10 kişi arıyor. Bu vatandaşlarımızın işini çözmek, 2 yıl önce hiçte kolay değildi. Büyükşehir yasasından sonra Recep Altepe döneminde Büyükşehirde muhatap sorunu yaşanıyordu. Birçok insan mağdur oluyordu.
Şimdi bir telefonla işler kısa sürede çözülüyor. Düşünsenize AK Parti İl Başkanı İnegöllü, Büyükşehir Belediye Başkanı İnegöllü, hatta Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanları İnegöllü…

Böylesine muazzam bir şansı yakalayan bir ilçe, Türkiye’nin hiçbir yerinde yoktur. Bu tarihi fırsatı mutlaka değerlendirmemiz lazım. 

Geçen gün Şavşatlılar Derneği’nin önde gelen isimleriyle sohbetlerim oldu. Bu konudaki düşünceleri beni bir İnegöllü olarak çok sevindirdi. Kendilerine buradan minnetlerimi iletiyorum.

Bu sebepledir ki; hangi partili olursak olalım, mesele İnegöl ise burada birlik ve beraberlik vaktidir. Bakınız buradan çok açık söylüyorum; Nilüfer ilçesi Büyükşehir Belediye Başkan adayına sahip çıkarken, bizimde Aktaş’ın yanında olmamız gerekir. İnegöl bir 5 yıl daha kaybedemez, kaybetmemeli…
Şimdi bazıları bana “yalaka” diyecek bunu da biliyorum. Gazetecilik böyle bir şey işte... Kimseye yaranamazsınız… Oysa Alinur Aktaş bey her zaman şahsıma karşı mesafeli bir duruş sergilemiştir. Birçok zaman ters düştüğümüz, kavga ettiğimiz, tartıştığımız zamanlar olmuştur. Ama bütün kavgalarımız İnegöl için oldu. 

Aynı durumda farklı bir partiden Büyükşehir Başkan adayı gösterilseydi yine aynı tavrı sergilerdim. Şimdi o koltuğa aday gösterilen isim Alper Taban, Hakan Özdemir veya Hasan Eroğlu olsaydı aynı şeyi söylerdim. Ben Hasan Toktaş, Aytekin Torun, Eray Soral, Erkan Dönmez, İsmail Kahraman gibi isimlerin siyaseten önleri açık kişiler olarak görüyorum. Bir gün bu isimlerinde Bursa siyasetine damga vuracağına inanıyorum. Günü geldiğinde onlar içinde aynı köşe yazısını yazmak, umarım bize nasip olur. Ama bugün partizanca değil, mantıken düşülmesi gereken bir oylama yapmamız gerekiyor.
İnegöl’de kime verirseniz verin ama Bursa’da bana göre oy verme adresimiz tek olmalı…  

“İnegöl’e ne yaptı ki, Bursa’ya ne yapacak?” diyen seçmenlere ise şu notu bırakmak istiyorum;

Aktaş, seçilmesi durumunda İnegöl hayallerini gerçekleştirme şansını yakalayacak. Şimdi o fırsatı mı vereceğiz yoksa, İnegöl’e ceza mı keseceğiz? Takdir sizin…