Kapitalist (sermaye düzeni) çarkını her daim çevirebilmek ve gücüne güç katmak adına amansız bir hırs içindedir. Arzuları ve emelleri uğruna her şeyi meşru görmektedir. Bu bitmek bilmeyen rekabetin altında ezilmemek için yöntemlerinde, ahlakı ve adaleti gözetmez.

Kapitalist (sermaye ) düzeni aslında adil paylaşımın olmadığı bir sömürü düzenidir. İnsanlar bu sistemde ücretini, emeğe göre değil, boğaz tokluğuna göre alırlar.

Kapitalist düzen, varlığını ikame etmek için her şeyi kullanır demiştik. Bu kullandıkları içerisinde en önemlisi ve olmazsa olmazı, kadındır. Kapitalist düzen sayesinde kadın, analık makamından indirilmiş ve o sıcacık yuvasından uçurularak adeta meyve vermeyen kuru bir ağaca dönüştürülmüştür.

Kadını kadın yapan bütün değerleri, elinden alınarak, fıtraten nazik olan bedenine ve ruhuna ağır yükler yükleyerek onu “Ekonomik Özgürlük” yalanının altında ezebildiği kadar ezmiştir.

                   Şimdilerde ise kapitalist düzen yani sömürü düzeni, [Kadına Şiddete Hayır, Kadın Hakları diyenler iyi okusunlar.] kadının güzelliğini ve cinsiyetini kullanılarak her türlü tamahkârlıklarına, aç gözlülüklerine ve para hırslarına reklam malzemesi yapmaktadır. En olmayacak alakasız olan her şeyde kadınlar soyundurularak bir şehvet unsuru haline getirilmektedir. Bir tuvalet kâğıdı reklamında bir banyo fayans reklamında bir içecek reklamında bir çorap reklamında bir çiklet reklamında  bir araba reklamında bunu görmek mümkündür. Ürünün mü reklamı yapılıyor yoksa kadının mı belli değil! Ben her zaman şunu bilir şunu söylerim. Şuan kadının onuru, haysiyeti ve namusu ayaklar altında ise bunun yine en büyük sebebi kadındır ve samimiyetsiz kadın hakları savunucularıdır.

AVM ‘ere bir bakalım isterseniz. Reklam tabelalarının çoğuna kafamızı kaldırıp bakabilecek miyiz, tanıtım stantlarının başına neden süslü püslü manken edalı bacılar konuyor, kısacası dikkat çekme adına, cezp etme adına neden hep kadın ve kadın figürleri kullanılıyor?

Tanıtım fuarlarına bakalım mesela. Ürün ve ürünün yanında bir kadın var. Belki kadını görürlerde ürüne gelir bakar mantığı. Araba fuarları mesela buna çok iyi bir örnektir. Daha yazılabilecek çok örnekler varda neyse! Tv ve internete bakalım isterseniz. Stilim benim, tarz benim diyerek insanların hayâ, edep ve ahlak stilini bozan yarışımlar ve her türlü gayri ahlaki sitelere çekmek için kullanılan reklamlar. Her türlü ihaneti ve çapkınlığı meşru gösteren (Namuslu iffetli kadını örnek göstermek yerine birkaç erkeği idare edebilen iffetsiz kadın rolleri )  diziler gibi mesela.

Şimdi sormak istiyorum siz kadınlara! Bunları size reva gören bu sömürüye karşı kocalarınıza isyan ettiğiniz kadar (feministçi anlayışla?) veyahut en azından bir parçası kadar neden isyan etmiyor neden tepki göstermiyorsunuz? Yoksa sizler, bu düzeni kocalarınızdan çok mu seviyorsunuz?

Şimdi kadın çalışmalı mı çalışmamalı mı demeyeceğim. Kısacası çalışan kadın olmanın yuvaya yansımalarından bahsedip hükmü size bırakacağım.

Çalışan bayanın işi gerçekten çok zordur. Allah yardımcıları olsun! Niye mi? Gidiyor 8 saat bir stres ve koşuşturmayla çalışıyor, çocuk daha küçük kreşte ve ister istemez aklı hep onda. Sonra eve geliyor yorgun argın bir yandan yemek yapama telaşı bir yandan işten gelen koca o da yorgun argın aç… Sonra işler yetişmiyor. Yetişmiyor tabi, yetişemezde zaten. Bir koltukta iki karpuz taşınmaz ki… Sonra, “Bende çalışıyorum görüyorsun hangi birine yetişeyim...”gibilerden tartışmalar. Sonrası işler karışıyor, roller karışıyor ve akıllar karışıyor… Karışa karışa hâkimin karşısına çıkılıyor. “Efendim biz anlaşamıyoruz, huzurlu değiliz bizi boşayın.” Sonrası perişan olan bir aile ve çoluk çocuklar… Ne kadar bir kadının ekonomik özgürlüğü olsa,  babadan milti milyarder olacak kadar zengin dahi olsa dağılan bir yuvanın tranvasını, bunalımını telafi edemez, unutturamaz..

Öncelikle erkek olsun kız olsun fark etmez, evlatlarımıza iyi bir meslekleri olmaları çabasında değil, iyi bir baba iyi bir anne olmaları gayretinde ve niyetinde olalım. Önceliklerimizi, çalışmalarımızı ve emeklerimizi buna göre yapalım.

Neden hep böyle fıtratın dışına çıkmaya meraklıyız ve bunu inadına zorluyoruz. Neden hep böyle kadından bir erkek, erkekten bir kadın var etmenin saçmalığı içerisindeyiz? Roller değişmemeli bence. Kadın evine hor bakmamalı, hor baktırmamalı. Kadın, iyi bir nesil yetiştirmenin, kocasını memnun etmenin en büyük bir iş ve kariyer olduğuna inanmalıdır. Çünkü bunları yapmak sağlıklı nesiller yetiştirmede, cenneti kazanmada ve Allahın rızasına ulaşmada en büyük vesiledir.

EY KADINLAR! SÖMÜRÜNÜN ÇARKI DEĞİL, ANA OLMANIN FARKI OLUN!