Eğer birinin hayatıyla yer değiştirmek istemiyorsan, tavsiyesini de alma.

Her gün işinden şikâyet eden biri, sana kariyer yolculuğunda rehberlik edemez. Kendi ikili ilişkilerinde kaybolmuş, sadece “alışkanlık” ya da “uyum” için devam eden kişiler, senin ilişkini anlayamaz. Çünkü seni, kendi kırık terazileriyle ölçerler. Ve bu da seni, olması gerekenden uzaklaştırır.

Senin alışkanlıklarını ve seni küçümseyenler mi var?

Onlar senin küçük kalmanı isterler. Çünkü sen büyürsen, onların sana hükmetme sebebi kalmaz.

Senin sıradanlığını isteyenler, aslında kendi yetersizliklerini örtmeye çalışır. Ama sen parladıkça, gölgeler küçülür.

Unutma…

Küçümsenen şeyin içinde devasa bir potansiyel saklı olabilir.

İzin verme, seni sen olmaktan vazgeçirsinler.

Hayatına yön verecek cümleler, başkalarının ezberlerinden değil; senin yaşanmışlıklarından doğmalı.

Kimi zaman yalnız kalmak, yanlış kalabalıklardan daha iyidir. Çünkü bazı tavsiyeler, aslında kendi başarısızlıklarını sana da bulaştırma çabasıdır.

Sen kulaklarını dışarıya değil, içindeki o güçlü sese ver.

O ses seni kandırmaz. O, en çok senin iyiliğini ister. Ve asıl rehberlik, kendine verdiğin sadakatle başlar.

İnsanlar çoğu zaman kendi korkularına, kendi sınırlı tecrübelerine göre konuşur.

Sen ise hayatını o korkularla değil, kendi cesaretinle şekillendirmelisin.

Çünkü bazı yollar sessiz başlar ama tarih yazar. Ve bazen en doğru yol, en az onaylanan olandır.

O yüzden artık dikkatli ol.

Kimden tavsiye aldığını, kimin fikirlerini kendine pusula yaptığını sorgula.

Her fikir değerli değil. Her söz samimi değil. Ve herkes, senin gideceğin yolu görebilecek kadar ileri görüşlü değil.

Unutma, bazı yollar seninle anlam kazanır.

Sen yürüdükçe şekillenir, sen cesaret ettikçe başkalarına da yol olur.

Çünkü sen…

Kendi hayatının yazarı, kendi devrimin baş kahramanısın.

Ve en güzel hikâye henüz yazılmadı.