Kaybetme korkusu ve sizi içten içe kemiren, ömür törpüsü, rahatsız edici hissiyatı… Bazen çok belirgindir, kaynağı bilinir; bazen de nedensiz üstümüze sinip kalıverir.
Neleri kaybedebiliriz? Hayatımızı, sevdiğimizi, ailemizi, insanlığımızı… Bazılarının çaresi yoktur ve değiştirilmesi mümkün değildir. Tevekkül ederiz.
Peki ya kaybettiğimiz; paramız, o çok değerli zamanımız, dostluğumuz, selamlaşmamız, belki de en önemlisi hayatımıza ilişkin kendi kararlarımızı verme özgürlüğümüz ise ve size bunları kaybetmemek sadece sizin elinizde dense?
İş insanıyız, işçiyiz, alıcıyız, satıcıyız, üreticiyiz, tüketiciyiz, kiracıyız, kiraya vereniz, sürücüyüz, yolcuyuz, hastayız, doktoruz, alacaklıyız, borçluyuz, kitlelere hitap eden bir kurumuz ya da esnafız…
Büründüğümüz tüm kimliklerimiz ile sosyal hayatımıza devam eder ve etkileşimlerde bulunuruz. Bazen ortak dili konuşamamamız, bazen karşımızdaki ile aynı şeyi istememiz, bazen de farklı şeyleri istememiz, bazen kırgınlıklarımız, hatta ve hatta bazen aynı masada oturup konuşma fırsatı bulamamamız nedeni ile çözülmesi gereken birçok uyuşmazlık ile baş başa kalırız.
Nedir uyuşmazlık? Taraflar arasındaki dengenin bozulmasıdır. Bu denge bozulduğunda çoğu zaman bir yardım almadan denge yeniden kurulamaz ve taraflar yargıya, karar vericiye başvururlar. Kimi zaman alacaklarını isterler, kimi zaman itibarlarını ve tabi ki de haklarını.
Herkes yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak adil yargılanma hakkına sahiptir. Hatta, bazı uyuşmazlıkların çözümü için mahkeme kararının varlığı mutlaktır. Ancak ticari ve sosyal hayatımızın büyük bir payını elinde tutan ve üzerinde karar verme yetkimiz olan uyuşmazlıklarımızı, alternatif çözüm yöntemleri ile çözebiliriz.
Arabuluculuk, hukuki uyuşmazlıkların çözümünde en etkili alternatif çözüm yöntemlerinden biridir. Mahkeme yargısı gibi kazananı ve kaybedeni yoktur. Uyuşmazlığın sona ermesiyle iki taraf da kazanır. KAYBEDENİ VE KAYBEDİLENİ YOKTUR. Arabuluculuk süreci hızlıdır; zaman kaybedilmez. Ekonomiktir; para kaybedilmez. Taraflar arasında doğru iletişim kurulur; ilişkiler kaybedilmez. Müzakereler gizlidir; itibar kaybedilmez. Sonucu taraflar belirler; kontrol ve karar verme yetkisi kaybedilmez.
2013 yılında yürürlüğe giren Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile birlikte modern anlamda arabuluculuk uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak hayatımıza girmiş ve devamla; 2018 yılında işçi-işveren uyuşmazlıkları, 2019 yılında ticari uyuşmazlıklar ve en son olarak da 28.07.2020 tarihinde tüketici uyuşmazlıklarında, arabuluculuk, ilk hukuki müracaat yolu olarak belirlenmiştir. Yani belirtilen konularda bir uyuşmazlık olduğunda mahkeme yargısından önce tarafların arabuluculuk yolunu denemeleri zorunlu olmakla birlikte üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri tüm uyuşmazlıklarda diledikleri zaman arabulucuya başvurabilmektedirler.
Mahkeme yargılamasından önce arabuluculuğa başvurunun zorunlu olduğu uyuşmazlıklarda, Arabuluculuk Daire Başkanlığı listesinde kayıtlı bir arabulucuya taraflarca birlikte başvurulabilir veya adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarından da uyuşmazlığınızda bir arabulucu görevlendirilmesini talep edebilirsiniz. Başvuru sırasında sizlerden herhangi bir ücret talep edilmez. İşçi – İşveren uyuşmazlıkları ve ticari uyuşmazlıklarda anlaşma halinde aksini kararlaştırılmamışsa arabuluculuk ücreti eşit şekilde ödenirken, tüketici uyuşmazlıklarında tüketici tarafından ödenmesi gereken arabuluculuk ücreti Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Anlaşma ile sonuçlanmayan dosyalarda ise, Arabuluculuk ücreti yargılamada haksız çıkan taraftan tahsil edilmek üzere yine Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Kıssadan hisse başvurusu kolay, sonucu ekonomiktir.
Zamanınızı, paranızı, ilişkilerinizi, itibarınızı riske atmamak, yani kaybedeni olmayan bir dünyada yaşamak sizin elinizde. “Ömür dediğin üç gündür, dün geldi geçti, yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür, o da bugündür. “ demiş Can Yücel. Her şeyin sonunda elinizde kalan bir günse eğer onu da huzur ve barış ile geçirmenizi temenni ederim.