Memurlarımız da çok olmuyor mu yani?

Memurlarımız da çok olmuyor mu yani?

Hele emeklilerimiz:

Yattıkları yerde bakılıp beslenen, hazır yiyiciler!

Hükümetimizin yaptığı %6’lık zammı az bulmuşlar…

Sanki sırtlarında sabahtan akşama dek taş taşıyorlar da…

Nankörler canım!…

Ülkede milyonlarca diplomalı insan; hem de genç, taşı sıksa suyunu fışkırtacak…

Aylak boşta, aç ve sefil…

Asgari ücretin altına dahi, bin takla atacakken…

Bunlar:

Yani memurlar, emeklilerle hepsi birlikte; bulmuşlar da azımsıyorlar…

Benim Başbakanımı neden dinlemezler, neden kulak vermezler?

Kahroluyorum bunlara vallahi!

Sorumsuzluk, bencillik…

Başbakanım, Milli İradenin seçilmiş bir baş memuru iken, ağızlarından kendileri için ufacık bir talepte bulunduğunu duyduk mu? Allah’ına şükredip, O’nun verdiğiyle yetinip, kıt kanaat da olsa geçinip gidiyor işte!…

Öyle değil mi?

Bu gerçek ortada iken siz atanmışlar ve bencileyin yaşı geçmiş kaşık düşmanları ne demeye verileni azımsar da daha fazlasını istemeye cüret ederiz ha!

Aç güzlülük işte… 

Büyüme hızının %8,5, fert başına düşen milli gelirin 12 Bin Dolar olduğu, hızla gelişen ve kalkınan bir ülke yaratmak kolay mı sanıyoruz biz!

Aslında:

 “Bir daha, bir daha…” Büyümemiz için özverili olmamız gerekmez miydi?…

Örneğin:

Aylığımız Bin Lira mı; bu para ile geçinebilen: %6 zamla, yani 1060 TL ile çok mu rahat yaşayacak?

Hazır kendimizi alıştırmışken bu düzeni değiştirmek olur mu, verilenle yetinmeyip daha fazlasını istemek niye?

Ev sahibi, bakkal, kasap, manav, çarşı pazar, herkes; aç kurtlar gibi açmış ağızlarını, yapılacak zammı beklerken, ekmeklerine yağ sürmek doğru olur mu?

Enflasyona koz mu verilir canım…

Efendim! Ne imiş?

Elektrik zamlanmış:

Az yakıverelim…

Doğalgaz da pahalanmış:

Düne kadar doğalgaz mı biliyordu bu millet?

Allah, Allah!

Eee! Petrole de çok fazla koydular ama!

Sana ne kardeşim! Kullanan düşünsün…

Alkole sınırları aşan fiyat artışı oldu, daha da yapılacakmış:

Bak hele!

İçmeyiverin efendim! Haram o, haram! Bilmiyor musunuz?

Başbakanımız ne buyurdular:

İşimize gelmiyor söyledikleri galiba…

Yunanistan dedi, İspanya dedi; memurumuza fazla zam yaparsak, onlar gibi batarız, ayağımızı yorganımıza göre uzatalım dedi…

Maazallah, maazallah!

Şayet böylesi bir tehlike varsa; bırakalım ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı, karnımıza çekerek yatalım, ne olur!

Yani?

Gün bu gündür!  Zam neyimize bizim; millet, devlet zor günlere kalacaksa…

Başkalarını bilmem; kendi adıma teklifimdir:

Maaşlarımız %6 eksik ödensin…

Ayda Bin Lira ile geçinen, 940 Lira ile de geçinir; ne olacak: Et yemeyiveririz olur biter. Zaten belli yaştan sonra et sağlığa zararlıymış…

Doktorlar öyle diyor…

Taa! 1960 dan önceki yıllarda, ülkemize gelen bir Amerikalı beslenme uzmanı da:”Bir millete et yedirip köpekleştireceğinize ot yedirin de inekleşsin…” demişti.

Ben bizzat okumuştum O Yıllarda yayınlanmakta olan Yeni Sabah gazetesinde.

Biz de et yerine ot yeriz; ne olacak yani: Köpekleşip vara, yoğa havlayacağımıza, inekleşiriz de güdülmemiz kolay olur,

Yeter ki: Devletimiz iflas etmesin…

Yeter ki: Sayın Büyüklerimiz strese girmesin…

Yeter ki: Hükümetimiz çok rahat ve huzur içinde çalışıp, ileri demokrasiyi ülkemizin başından eksik etmesin!

Bu dualara amin diyelim mi?