Bir ay önce Hindistan’ın Mumbai şehrinde İMOS (İnegöl Mobilya Sanayicileri Derneği) düzenlediği mobilya fuarına firma olarak katıldık, ürünlerimizi sergiledik. Gelenler oldu hatta bir müşteri Türkiye’ye gelip bir konteyner üründe yazdırdı ama henüz almadı. Hindistan büyük ama zor pazar. Kendileri de üretim yapıyor. En önemlisi dünyanın en büyük mobilya üreticisi Çin’in komşusu. Yinede ümit verici bir pazar. Türk malına karşı ön yazgılı değiller, en azından tarihi sorunlarımız yok. İstanbul Mobilya Fuarından sonra bizi fuarda ziyaret eden firmaları, tekrar ziyaret edeceğiz. Umuyorum ki yeni bayiler edinebiliriz.
Geçmişte Libya pazarı Muhammer Kaddafi’nin ölümünden sonra açıldı. Gerçi fazlaca koltuk satamadık ama muazzam mobilya satışı oldu. İnegöl’de bulunan 2. Organize Sanayi Bölgesi Hamzabey bu sayede inşa edildi. Sonraki yıllarda Libya’daki siyasi belirsizlik, burayı pazar olmaktan kısmen çıkardı. Yinede alsalar da ucuz, karma değeri olmayan ürünler tercih ediliyor.

MOBİLYA İHRACATINI ARTTIRMAK
İÇİN BİR KAÇ ÖNERİ

1- Amerika dünyanın en büyük pazarı ama bizler hiç oraya ürün satamıyoruz. Sebepse toptan alıcılara ulaşamıyoruz. Adamlar fuara katılsanız bile randevu olmadan fuar standını ziyaret etmiyorlar. Siz milyonlarca dolar harcayıp, fuara katılsanız da fayda etmiyor. İhracatçılar Birliği o pazara uygun üretim yapan, lider bir kaç firma seçip, orda bir pazarlamacı tutmalı. Hem fuar masrafların karşılamalı hem de fuardan 6 ay önce başlayan bir çalışma ile fuara firmalardan randevu almalı. Amerikalıların ayağı alıştıktan sonra, nasılsa diğer firmalarda bu pazara ürün satabilirler.

2- Devletimiz Türkiye dışında yaşayan Türkleri diyaspora görmeli. Onları ticaret öncüleri kabul etmeli. Sadece Türk malı satmak koşulu ile kira desteği vermeli. Tanıdığım Hollanda’da yaşayan mobilya toptancısı arkadaşım, Polonya malını alıp satıyor, Türk ürünü almıyor. Devletimiz Türkiye’de faaliyet gösteren bir şirket, yurt dışında mağaza-depo açarsa 3 yıl boyunca kira ve reklam desteği veriyor. Bu desteği bizlere vermesin, o ülkede yaşayan, pazarı bilen, oranın nizamı gelenekleri bilen Türklere destek versin, ticari ateşeler marifetiyle destek verilen kişiler denetlenebilir. Mobilya bu konuda pilot seçilebilir. Uygulama başarılı olursa, diğer sektörlerde de denenebilir.

3- Rusya ile karşılıklı tercihli gümrük anlaşması yapılmalı. Dünya orman varlığının yüzde 30’u Rusya’da. Orman işletmesi planlı ağaç kesimi yapıyor. Piyasanın ihtiyacı dikkate alınmıyor. Bu sayede orman varlığımız korunuyor. Mobilya sektörü büyüdükçe, dışarıdan ithal ağaç geliyor. Sunta gelmese de, uflanmış ağaç yani cips geliyor. Biz Ruslara melamin, sunta, osb, kontrapilak gibi ürünler için uyguladığımız gümrük vergisini kaldıralım, onlarda bizim mobilyaya uyguladıkları vergiyi kaldırsınlar. Bu sayede koca Rus pazarı açılır. Ruslarla beraber diğer Orta Asya pazarı da açılır. Çünkü aralarında gümrük birliği anlaşması var. Bunun yanı sıra Türkiye’de faaliyet gösteren yonga levha firmalarının kartel oluşturması engellenebilir. Mobilya üreticisi uygun fiyata sunta ve türevi ham madde alacakları için dünyada daha çok rekabet edebilirler.

4- Orman varlığı olmayan kısmen kamu düzeninin olduğu Lübnan, Fas, Cezayir gibi ülkeler bizim mobilyalarımıza gümrük vergisi uyguluyor. O yüzden gümrüksüz Avrupa mallarına yöneliyorlar. Halk Türk malını sevse de gümrük vergileri tüccarlar için caydırıcı oluyor. Geçen ay dış ticaretçi arkadaşı Lübnan’a yolladım. Sizin üründe yüzde 20 gümrük var. İspanya malında gümrük yok. Sizden niye alayım ki demiş firma. Devletimiz bu ülke hükümetleri ile görüşüp gümrük vergilerini kaldırtabilir. Bizde ürünlerimizi satarız.

Sonuç; umarım yaptığım tespitlerim karar verici konumdaki devlet yetkilisi arkadaşlar okur, bizde ihracatımızı artırır, istihdam seferberliğine katkı sağlarız. Yoksa iç piyasa fena…