Pazar günü herkes gibi bende dört gözle ve heyecanla referandum sonuçlarını takip ettim. Heyecanım o kadar tavan yapmıştı ki okul okul bile gezdim. Seçim sonuçlarından önce, gün boyu gözüme çarpan anektodları sizinle paylaşmak istiyorum. Öncelikle sabahın erken saatlerinden itibaren 18 yaşını aşmış herkes soluğu oy kullanacağı okulda aldı. Belki de İnegöl tarihinin en çok katılım sağlandığı seçimlerden biriyle karşılaştık. Ülke genelinde seçime katılma oranı %85 olurken, bu oran Bursa´da %89, İnegöl´de ise %91 oldu. Ancak bu yoğun katılım oranına rağmen tuhaf bir sessizlik hakimdi. En az 5 parti okullarda üs kurar ve burada seçmenlerle son kez göz göze gelmeye çalışırdı. Hatta yaşlılar araçlarla okullara taşınırdı. Bir tatlı telaş vardı yani kısacası. Burada beni en çok etkileyen durum ise sandıkların açıldığı saatlerde okullarda neredeyse in cin top oynamasıydı. Yaptığım gezilerde salonların içerisinde Ak Parti ve CHP´nin temsilcilerini görebildim sadece. CHP önceki seçimlere oranla daha çok teşkilatlanmıştı. Sandıklara sahip çıkan bir teşkilat yapısı gördüğümü buradan ifade etmem lazım. Ancak Bursa genelinde MHP´nin en güçlü olduğu seçim yerlerinden biri İnegöl olmasına rağmen, MHP´den yeller esiyordu. Ne görevliler arasında nede sonuçları izleyenler arasında MHP´lileri maalesef göremedim. Peki ya MHP´liler İnegöl´de nereye oy verdi? Sorusuna gelince; Tarihler 15 Temmuz´u gösterdiğinde Türkiye, büyük bir refleks göstermiş ve darbeyi defetmişti. Meydanlar hınca hınç doluydu. O günlerde özellikle meydanların dilini incelediğimde Ak Parti, MHP, BBP ve SP´liler vardı. Sağ cenahta inanılmaz bir kenetlenme oldu. Ancak bu kenetlenme bu referanduma yansımadı. SP Hayır cephesinde aktif rol aldı. MHP ise sessiz kaldı. MHP´ye gönül veren seçmen profilini incelediğimizde çoğunluğun Hayır´a verdiğini gördük. Yalnız gözden kaçmaması adına söylüyorum çok sayıda MHP´li de Evet dedi. Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından İnegöl´de bayram havası vardı. Bayrağını kapan sokaklara indi. Konvoylarda ve Belediye önünde toplanan kalabalıklarda çok sayıda vatandaşın bozkurt işareti yaptığını gördük. Yani Evet cephesi MHP´den de oy almayı başarabildi. Bu küçük gözlemlerimin ardından çıkan sonuçlara birde bakalım. İnegöl´de Evet oyları %70, Hayır oyları ise %30 oldu. Tek başına bu sonucu incelediğimizde İnegöl, Ak Parti´nin Bursa´da ki kalesi oldu. Bursa´nın %53.21 oy almasına en büyük katkıyı İnegöl verdi. Ancak kesinlikle bu sonuç bir zafer değil. Benim nazarımda Evet cephesi için öngördüğüm sonuç %80 seviyesiydi. Çünkü bir önceki seçim olan 1 Kasım´da Ak Parti-MHP ve BBP´sinin toplam oyları %79´du. 2014 yerel seçimlerinde ise bu 3 partinin aldığı oy oranı ise %88´di. Bu bağlamda bir zaferden bahsedilmesi kanaatimce yanlış. 1 Kasım´da sadece Ak Parti %70.37 oy almıştı. Bu referandumda MHP ve BBP´den bile kısmen de olsa destek almasına rağmen 1 Kasım´daki sonuç yakalanamadı. Yani kısacası Ak Parti kan kaybetti. Şimdi esas sorulması gereken soru şu; Ak Parti İnegöl´de ne kadar oy kaybı yaşadı? Düz bir mantık yürütülürse ben bu kaybın %5´ler seviyesinde olduğu kanaatindeyim. Her ne kadar tolere edilebilir bir kayıp olsa da sonuçların çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Öncelikle 1 Kasım ve 2014 yerel seçim sonuçları dikkate alındığında Huzur Mahallesi ve 1-2 köyün dışında bütün sandıklarda oy kaybı var. Bunun en büyük nedeni ilk defa bu kadar ruhsuz, bu kadar isteksiz bir seçim atmosferinin olmasıydı. Nerede direklere bayrak asan, fakir ama heyecanlı gençlik?, nerede ekmeğini bölenler, boş vakitlerinde partilerine gidip çayını yudumlayan dedeler, elbisesi tozlu kardeşler? Nerede ev ev dolaşan ablalar, pastalı börekli kadın buluşmaları? , nerede sloganların atıldığı renkli mitingler… Bu ülkenin Cumhurbaşkanı bile çat kapı evlere konuk oldu. Şehit ailelerini ziyaret edip Kur´an-ı Kerim okudu. Simitçiyle dertleşti, taksiciyle sohbet etti. Lokanta ki ahçıdan yemek tarifi aldı. Ayakkabı boyacısıyla siyaset konuştu, sokakta kendisini davet eden çocukların evine konuk oldu. Parti içindeki gizli fesatlıklar, gruplaşmalar aldı başını gitti. Kontrolün elden kaydığı, parti içi güç savaşlarının yaşandığı bir ortam vardı. Bir taraftan kefenini giyen bir dünya lideri, diğer taraftan güç gösterisi yapan sözde siyasetçiler. 10 işçisiyle kendisini bir holding sahibi gören zengin görünümlü, insanlara tepen bakan bu parti yöneticileri, bugün gariban dostu Reis-i Cumhuru 10 yıl daha yaşlandırdı. Şuna adım gibi eminim ki; Ak Parti, kendi teşkilatlarını kapatsa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ülke genelinde %60, İnegöl´de ise %80 oy alır. Oyları düşürenler teşkilatlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu referandumda sadece Hayır´cı kanadı değil, kendi partisini de yendi. Garibanla yendi, o simitçi, tamirci, taksici, inşaat işçisi ve köylüsüyle yendi. Bu seçimde sadece Hayır´cılar değil, aldıkları makamların havasını atanlarda yenildi. Ve dün Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamalarla teşkilatlara ince mesajlar gönderdi. İlk olarak ülkede eğitim, ahlak ve maneviyata yönelik çalışmalar yapacaklarını anlatan Erdoğan 2019 seçimlerini işaret etti. Erken seçim kapısını kapatması teşkilatların baştan aşağı yenileceği şeklinde okundu. Yani Cumhurbaşkanı 16 Nisan akşamı çok sayıda siyasetçinin kalemini kırdı. Kısa bir süre sonra yeniden Ak Parti´ye üye olacak olan Erdoğan, büyük bir temizlik yaparsa kimse şaşırmasın. Benden söylemesi.. |