“Sü uyur, düşman uyumaz!”
Şimdi İpsara adasının batısında 9 nm. civarındadır muhribimiz.
TCG Muavenet’in şu an USS Saratoga ve ona refakat eden gemilerle 38 30 N enlemi civarında birbirine oldukça yakın bir mesafede seyir halinde olduğunu belirtmeliyim size. Tam olarak söylemek gerekirse Muavenet Muhribinin coğrafi konumu 38 38 00 N - 25 17 48 E idi, Kahverengi düşman kuvvetlerin icra edeceği ön kuvvet hareketi maksadıyla Saroz körfezine doğru ilerleyen CV 60 - USS Saratoga uçak gemisi ise coğrafi mevki olarak 38 40 36 N – 25 20 54 E olup, pupası istikametinde CG 51 –USS Thomas Gate, iskele vasatta CG 26 - USS Belknap’la birlikte, pupasında, dümen suyunda yol alan bir Amerikan savaş gemisi daha bulunmaktaydı. Bir refakatçi savaş gemisinin de sancak vasatta Saratoga’ya eşlik ettiğini gayet iyi biliyoruz. Aynı zamanda Saratoga’nın hemen altında seyir halinde olan bir denizaltının da ona eşlik etmekte olduğunu bilmelisiniz. Tatbikatın bu safhasında tatbikatta yer almamakla birlikte tatbikatı izleyen Yunan savaş gemisi HS Kriezis’in mevkii ise 38 35 00 N – 25 17 24 E olup, Muavenet’in iskele kemere istikametinde 5.000 yarda civarında da Belçika Kraliyet Donanmasına ait F 911 - BNS Westdiep savaş gemisi bulunmaktadır.
Fazlı Yüzbaşı elindeki dürbünü indirmeden silah subayı Meftun Yüzbaşıya seslenir:
“Topçum, bir baksanız iyi olacak sanırım. Şu gemi ışıldakla bir mesaj veriyor bize” der.
Bir yandan konuşurken bir yandan da eliyle BNS Westdiep’i işaret eder. Belçika savaş gemisi Westdiep’in gözcü kulesinden işaretçilerin TCG Muavenet’e doğru çevirdiği ışıldaktan ışık yanıp yanıp sönmektedir.
Önce çıplak gözle Westdiep’e bakan silah subayı sonra aceleyle başçarkçının kendisine uzattığı dürbünü alıp bu defa dürbünle bakar karşısındaki gemiye. Westdiep’in ışıldak yaptığından tamamiyle emin olunca Seyir Astsubayı Faruk Sarıyıldırım’ı gönderilen mesajı yazması için iskele kırlangıca çağırır.
“Silah subayım, adamlar ‘bizi neden trackladınız’ diye soruyorlar” der seyir astsubayı.
Seyir astsubayının bu sözüyle birlikte hem silah subayı hem de başçarkçının yüzüne bir anda bir şaşkınlık ifadesi gelip konuverir.
“Astsubayım, bundan emin misiniz? ne tracklamasından bahsediyor bu adamlar?”
“Eminim silah subayım.”
Gerçekte olan, kahverengi düşman kuvvetler grubunda yer alan Amerikan Deniz Kuvvetlerine ait Saratoga uçak gemisi yeşil kuvvetlerde yer alan TCG Muavenet’e karşı anlaşılamayacak ve sebebi bilinmez bir şekilde alarm durumuna geçmiş olmasıdır. USS Saratoga uçak gemisi, atış kontrol radarını müttefiki olan bir ülkenin savaş gemisine, TCG Muavenet Muhribine çevirerek kilitlemiştir.
USS Saratoga uçak gemisinde TCG Muavenet’e karşı en üst seviyede alarm durumuna geçilmesi emri verilmiş olmalıdır ama neden? Gerçekte tatbikatın bu safhasında, içinde bulunulan şu saatlerde gemiler dost sulardadır ve ortada herhangi bir tehdit unsuru da yoktur. Eğer şüpheli bir gemi yaklaşmış olsaydı uçak gemisinde bunları fark edip haber verecek olan IFF (Dost-Düşman Tanıma Sistemi) mevcuttur ve üstelik uzaktan uzağa tatbikatı gözleyen Yunan savaş gemisini göz ardı edip saymazsak eğer tatbikata katılan gemiler haricinde yabancı bir savaş gemisi de yoktur etrafta. Üstelik Saratoga bir tür tehdit algılamış olması ya da TCG Muavenet’in kimliğimi keşfedememesi durumunda -ki, bu imkânsız bir şeydi- öncelikle çağrı yaparak Muavenet Muhribine uyarıda bulunması ve kimliğini sorması gerekiyordu.
Bilginiz olsun diye söylüyorum;
“Radarlar atack konumuna geçecekleri zaman transmisyon güçleri bir anda artar, gönderdiği elektromanyetik dalgalar önceden saniyede bir gönderiliyorsa bir anda üç katına, dört katına çıkartılarak gönderilmeye başlar. Yani, bir radar sisteminin üzerinize daha fazla radyo sinyalleri göndermeye başlaması demek, artık geminin atış kontrol radar sisteminin de üzerinize kilitlenmiş olduğuna delalet ediyor demektir. İşte, Westdiep’den yapılan uyarı, Muavenet Muhribi ile aynı paralelde olduğu için kendisine kadar ulaşan bu sinyallerden kaynaklanmaktadır. Muavenet’in gövdesine çarpan sinyallerin artması ve geri yansımasıyla birlikte Muavenet’in cihazları da artan bu elektromanyetik dalga adedi sebebiyle olağanüstü bir durum olduğunu tesbit eder ve uçak gemisinin silah sisteminin artık üzerine kilitlenme safhasına geldiğini Elektronik Harp operatörüne bildirir.
Fakat zaman o kadar dardır ki!..
Yeşil periyotta bulunulmasına rağmen füzelerin hedefinde şimdi TCG Muavenet vardır. Taktik durum içinde ve 341 rotasına doğru 16 deniz mili sür’atle ilerlerken her şey birkaç saniye içerisinde olup bitivermiştir.
Sancak tarafında beliren ve hızla yaklaşan kırmızı bir ışık demeti çok kısa bir süre içinde ulaşmıştır köprü üstüne. Meydana gelen şiddetli bir patlama ve aynı anda köprü üstünden püsküren bir alev yumağı sığamadığı dar mekandan taşmıştır dışarıya. İki-üç saniye ya geçmiş ya geçmemiştir ki ikinci patlama gerçekleşir.
USS Saratoga’dan ard arda fırlatılan ve gecenin karanlığında hızla ilerleyen iki güdümlü merminin kat edeceği mesafe pek o kadar uzun sayılmaz ve hedeflerine ulaşmaları on saniye bile sürmeyecektir. Belki de Muavenet personeline savunma için gerekli olan zamanı tanımamak için 20 millik mesafe kuralını kendileri ihlal edip dört mile kadar indirmişlerdi aradaki mesafeyi. Yoksa, on saniye içinde köprü üstüne ulaşan güdümlü mermilerin alacağı mesafe ve zaman dilimi en az beş kat daha uzamış olacaktı. Bu da, TCG Muavenet personeli için savunma sistemlerini devreye sokması için yeterli süreyi sağlayacaktı.
Nispi sancak 58 derecesinde yer alan 7.200 yarda -4 mil- mesafedeki USS Saratoga uçak gemisinden atılan iki Sea Sparrow güdümlü mermisi ile köprüüstünden ve değişik yerlerinden vurulan Muavenet Muhribimiz ağır hasar almıştır.
İlk füzenin komuta köprüsüne isabet edip patlamasıyla birlikte büyük bir basınç oluşur köprü üstünde. Askerler dört bir yana savrulurken artık yapılabilecek bir şey yoktur onlar için. Sonra diğer Sea Sparrow gelip ulaşır hedefine.
İlk patlama anında aniden ortaya çıkan büyük bir enerji dalgasıyla birlikte köprü üstündeki personel birden bire ortaya çıkıveren yüksek basıncı ve dayanılması imkansız olan cehennem sıcağını hissederler üzerlerinde. Bu ısıyla birlikte oluşan basınç bir anda ön köprü üstünde ağır bir şok dalgası meydana getirir. Lumbuzlardaki camlar basıncın etkisiyle kırılıp paramparça olarak tuz buz olup dört bir yana savrulurken aşırı sıcağın etkisiyle içindeki her şey kavruluverir o an. İkinci attıkları güdümlü mermiye ise Proxmity dedikleri zaman ayarlı tapa takmıştır düşman kuvvetler. TCG Muavenet’in Savaş Harekât Merkezine hızla yaklaşırken temasa yüz metre kala gerçekleşen patlamanın ardından parçalara ayrılan bu mermi, içinde sayıları bini aşan şarapnel parçalarını barındırmaktadır ve patlamayla birlikte bir anda bir şemsiye gibi açılan bu şarapnel parçalarının TCG Muavenet’in bedenine ulaşmaları sesten çok daha hızlı olur. O hızla gelip saplanarak değdiği yeri delip geçen yüzlerce şarapnel parçası delik deşik eder köprü üstünü. O anda Muhabere Yardımcı Subayı Teğmen Ahmet Tırnava daha başını çevirir çevirmez kafasının sol yanına isabet eden bir şarapnel parçasıyla olduğu yerde acı ile kıvranıp yere düşerken diğer parçalardan bir kısmı da Muhabere Subayı Uluç Teğmenin göğsüne saplanıp ciğerlerine kadar işleyiverir. TCG Muavenet Komutanı Yarbay Kudret Güngör ise şehit olmuştur, iskele tarafında yerde yatan Telsiz Çavuş Mustafa’da şehit olanlar arasındadır. Patlamayla birlikte oluşan kızıl bir alev demetinin ardından enerji hatları devre dışı kalan köprü üstü bir anda derin bir karanlığa gömülür.
52 topun arkasında patlayan ikinci merminin parçaları platformun zeminini delerek II.Komutan Necati Binbaşının kamarası ve İkmal Subayı İlter Üsteğmenin kamarasına ulaşmıştır. Yatağında istirahat eden ikmal subayı acı ile açar gözlerini. O da ne olduğunu anlayamamıştır. Kamarasında yangın çıkan ikmal subayı girdiği şokla birlikte can havliyle kendisini yataktan dışarı attığında sol ayağının paramparça olduğunu fark eder. Kapıya kadar sürünerek gelip kapıyı açmaya çalışır fakat kapı patlamanın etkisiyle sıkışmıştır. Üstelik sadece sol ayağı değildir kaybettiği, sol eli de parçalanıp kopmuş sağ kolu ve bacağından da isabet almıştır. Son bir gayretle asıldığı kapı nihayet açılır. O an kapının dışında dikilen, sesini duyup kendisine yardıma gelen Necati Binbaşının durumu, kolundan süzülen kanlara rağmen İlter Üsteğmen kadar vahim görünmemektedir. Hızla ikmal subayının koltuk altlarından tutarak subay salonuna kadar çekip taşır.
Her perdeyi aşışında yeniden patlayıp parçalara ayrılarak yoluna devam eden ikinci güdümlü merminin ikmal subayının kamarasının tabanını delip ulaştığı son bölme ise kıdemsiz astsubay salonudur. Astsubay salonunda hasara yol açan füzenin son kurbanı ise salonda arkadaşlarıyla birlikte oturmakta olan genç Astsubay Serkan Aktepe olur.
52 top taretinin delik deşik olan yüzeyi yanında paramparça olan mermi yataklarının hali tam bir facia görüntüsündedir. Olaydan kısa bir süre önce silah subayı Yüzbaşı Meftun Dırman’ın bu taretteki askerleri 51 topa almış olması daha büyük bir facia ve can kaybını önler. Belki de 52 topta görevli olan en az 12 askerimiz daha şehit olacaktı.
Şimdi bu güdümlü mermilere dönecek olursak eğer, yerine getirdiği işlev ve işlediği bu cinayetlerle Muavenet’e fırlatılan bu füzeye seri katil ismini takmamız isabetsiz mi olur acaba? Sanırım en azından sevk eden ellerin takacağı isimden şüphesiz daha gerçekçi olurdu bu. Ne isim takacaklardı ileride daha da geliştirecekleri bu güdümlü mermiler için biliyor musunuz?
“Daisy cutter”
Yani, “Papatya kesiciler...”
Güdümlü merminin astsubay salonunun tavanında açtığı delik bir futbol topu büyüklüğündedir ve durana kadar da tek tek kesip durmuştur papatyalarımızı.
Gerçek katiller ise şüphesiz o füzeleri ateşleyen ellerin sahipleridir.