Ne acıdır ki: Osmanlı Devleti: Kayı Boyundan gelen bir Türk beyliği olmasına karşın, millet değil, bir hanedan adıdır… Kurucusu Osman Bey olduğu için devletin adı Osmanlı’dır. Türk değil yani… Sultan Orhan’dan sonra, Vahdettin’e kadarki padişahların analarının da Türk olmadığı söylenmektedir… Türk Soylu kadınların, padişahları cezp edemediği için olmalı! Osmanlı devlet ricali; Müslümanlığın yayıcısı olarak gördükleri Araplara, ”Kavm-i Necip”, yani üstün ırk derlerken: Araplarda Türkleri, “Edrak-ı bi idrak”; yani akılsız Osmanlı, kafasız Türkler diye yad ederlermiş… İstanbul’da gerek ileri gelenler, gerekse de sa-ray erkanı: Anadolu’da yaşayan Türkleri, Araplardan öğrendikleri gibi; Edrak-ı bi idraklar diye hor görürler, ancak: Asker ve vergi toplamada hatırlarmış… Fatih’den Osmanlı Devletinin sonuna kadar, ve-zir-i azamların pek çoğu, Enderun denilen okulda yetiştirilen devşirmelerdenmiş… Türk Soylu olmadıkları için tabii… Osmanlı anlayışı Türk folklor ve kültürünü hakir gördüğünden olsa gerek; İbadet Arabi, edebiyat far-si, devletin yazışma ve konuşması ise: Adına Osmanlıca denilen, Arap ve Acem karması bir dille yapılmaktaymış… Anadolu da konuşulan ve Yunus Emre’de somutlaşan öz Türkçe dili, sevemedikleri için herhal-de… Günümüzde de: Kimi rahatsız ediyorsa, “TÜRK” sözcüğü: Ağır, ağır yürürlükten kaldırılıyor. ANDIMIZ gibi… Niçin? İleri demokrasimizin çok çok daha ileri paketin-de! Bir ırkın, diğer ırklar üzerinde üstünlüğünü ifade ettiğinden faşizan bir baskı doğurduğundan… Baskı doğuran neresi? Metnin içinde var olan “TÜRK” sözcüğü ve metnin tamamı mı? Okuyalım: “TÜRKÜM, doğruyum, çalışkanım. İlkem: Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir… Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yükseleceğime and içerim. Varlığım TÜRK varlığına armağan olsun… Ne mutlu TÜRKÜM diyene!” Atatürk’ü saymasak metinde Üç TÜRK sözcüğü geçmekte; sırf TÜRK’e duyulan alerjiden olsa ge-rek, artık bu güzelim metin bundan sonra okullarda söylenmeyecek… Anti demokratik olduğu ve zorla tüm milleti TÜRK olmaya zorladığı için! Öyle mi? Ey Ülkemi yönetmekle halktan güç alanlar! Ey bu ülkeyi “siz yönetin” diye yetki verenler! Irkınız TÜRK olmayabilir, bu nedenle TÜRKLÜ-ĞÜ sevmeyebilirsiniz, kimse size ille de TÜRK olacaksın diye dayatma hakkı da yok. Kabul! Ama: Yarının büyükleri olacak şimdinin küçüklerini hangi ideolojik duyguyla yetiştireceksiniz? Küçüklerini korumayı, büyüklerini saymayı, yurt ve milletini özünden çok sevmeyi ilke edinmesinler mi? Bu milleti yükseltmeyi düşünmesinler, bunun için çalışmasınlar mı? Yeni nesiller, böylesi duygu ve heyecanla eğitilip yarına hazırlanmayacaksa, onlardan ve ülkemiz-den nasıl bir gelecek bekliyorsunuz? Bu and; sözüm ona “anti demokratikmiş; onun için yürürlükten kaldırılmış”… Tıpkı ulusal bayram törenlerini okullardan kaldırdığımız gibi… Çok yakın gelecekte, Türkiye Cumhuriyeti’nin başındaki Türkiye sözcüğü, anti demokratik görüle-rek kaldırılırsa şaşırmayalım… Öyle ya: İçinde TÜRK sözcüğü bulunan her deyim faşiz-mi dayatıyor! Öyle ya: İmralı da ki gücenebilir, Kandil kızabilir, PKK tekrar silaha sarılabilir; şehit anaları gözyaşlarına boğulabilir!… Ey TÜRK! Ne kötü kaderin varmış senin; ne Osmanlıya yaranabilmişsin ne de günümüzdekilere… Seni Tanrı korusun…