Kurban, Allah’a yaklaşma arzusu ile yapılan dini, mali, sosyal ve toplumsal içerikli bir ibadettir. Toplum-da kardeşlik, yardımlaşma, dayanışma ve sosyal adaletin gelişmesine vesile olur. Zengine malını başkasıyla paylaşma imkânı verir. Diğer taraftan aylarca evine et alamayan çoluk çocuğuna et yediremeyen muhtaç olan insanlarda bundan istifade eder. “Rabbin için namaz kıl, kurban kes” (Kevser süresi, 108/2) ilahi emri gereğince hali vakti yerinde olan Mü’minlerin kurban kesmeleri dini bir vecibedir. Bir Müslümanın, ibadet niyetiyle bir hayvanı kurban etmesi hem mâli bir fedakârlık hem de Allah rızası için yapılan önemli bir ibadettir. Yüce Allah (c.c) Kur’an-ı Kerim’de yine bu konuda: “Biz her toplum için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanların üzerine Allah’ın kendileri-ne rızık olarak verdiği hayvanların üzerine Allah’ın adını ansınlar diye kurban kesmeyi gerekli kıldık, ilahınız bir tek ilahtır. Artık O’na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlaslı ve tevazu sahibi Mü’minle-ri müjdele.” (Hac,22/34) buyurmaktadır. Bütün ibadetlerde olduğu gibi, kurbanda da iyi ni-yet ve ihlas şarttır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Fakat O’na sadece takvanız ulaşır.” (Hac,37/34) buyurulmuştur. Kurbanla ilgili olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v)’ de: “Kimin hali vakti yerinde olur da kurban kesmezse namazgahımıza yaklaşmasın” (İbn Mâce, Adâhi, 2) buyurmaktadır. Kurban, ibadet maksadıyla belirli bir zamanda, ha-li vakti yerinde olan kişilerin belirli şartları taşıyan bir hayvanı Allah rızası için usulüne göre kesmektir. O halde kimler kurban keserler ve hangi hayvanlardan kurban olur? Kurban kesmekle akıllı, buluğa ermiş ve nisâp miktarı para veya servete sahip olan ve mukim olan Müslümanlar yükümlüdür. Kurban kesmeyi vacip kı-lan zenginliğin ölçüsü; kişinin asli ihtiyaçlarının ve borcunun dışında nisâp miktarı malının ve parasının bulunmasıdır.Nisâp miktarları beş deve, 30 sığır, 40 koyun-keçi, 80.18 gram altın veya bu değerde para veya ticaret malı, 561 gram gümüştür. Zekat ile mükellef olmak için nisâp miktarı malın artıcı nitelikte olması ve üzerinden bir yıl geçmesi şart olmasına kar- şılık, kurban ibadeti ile mükellef olmak için bu şartlar aranmaz. Fakire yani nisap miktarı mal veya parası olmayana kurban kesmek vacip olmadığı gibi misafire ve yolculuk halinde bulunan kimseye de vacip değildir. Şayet dinen misafir ve yolculuk halinde olanların nafile olarak kurban kesmeleri caizdir, kesmedikleri takdirde sorumlu olmazlar. Ancak İmam Şafii, İmam Malik, ve İmam Ahmed b. Hanbel’e göre dinen yolcu sayılan kimselerde kurban kesmekle mükelleftirler. İmamı Ebu Hanife’nin dışındaki alimlerden İmamı Şafii, Maliki ve Hanbeli ile Hanefi İmamlardan İmam Ebu Yusuf ve İmamı Muhammed’e göre ise kurban vacip değil, sünnet-i müekkededir. Şafii mezhebine göre kişi için ömründe bir defa kurban kesmek Sünnet-i Ayn, Ev halkı için ise Sünnet-i Kifâyedir. Yani ev halkının geçimlerini sağlamakla yükümlü olan kişi bir kurban keserse, hane halkı sorumluluktan kurtulur. Hanefi mezhebinde ise hane içerisinde nisap miktarı mala ve paraya sahip olan herkese kurban kesmek vaciptir. Kurban ibadetinin sahih olması olması için; Kurban edilecekolan hayvanlardan olması, kurban olmasına engel kusurların bulunmaması ve kurbanın vaktinde kesilmesi ve keserken Allah’ın adının anılması (Bismillâhi Allahü Ekber denilmesi) gibi şartları vardır. Kurbaqnlık hayvan alımlarının başladığı bu günlerde konuyla ilgili bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum. Kurban; Koyun, keçi,sığır, manda ve deve-den olur. Bunlardan deve 5, sığır ile manda’nı 2 ve koyun ile keçinin 1 yaşını doldurmuş olmaları gerekir. Ancak koyun 6 ayı tamamladığı halde 1 yaşını doldurmuş gibi gösterişli ise bu da kurban edilebilir. Keçinin ise mutlaka 1 yaını doldurmuş olması lazımdır. Bu hayvanların dışındaki hayvanlardan; tavuk, horoz, kaz, ördek, deve kuşu gibi hayvanlardan kurban olmaz. Kurbanlık hayvanların erkek ve dişi olmaları arasında fark yoktur. Ancak damızlık hayvanlar ile karnında yavru bulunun gebe hayvanlar kurban edilmemelidir. Koyun ve keçi bir kişi için, sığır, manda ve deve ise yedi kişiyi aşmamak üzere ortaklaşa olarak kurban edilebilir. Yedi kişiyi geçmemek şartıyla ortakların tek veya çift kişi olmalarında fark yoktur. Erkek ve kadın olmalarında da fark yoktur. Ortaklaşa kurban kesecekler hep birlikte hayvanı satın alırlar veya içlerinden vekâlet verirler. Bir kişinin kendisi için aldığı kurbana sonradan başkaları da ortak olabilir; ancak bu durum mekruhtur. Bu nedenle ortak kurban keseceklerin kurbanlık hayvan almadan önce buna karar vermeleri ve kurban kesmek niyetiyle ortak olmaları gerekmektedir. Ortakların hepsi, yönleri değişik olsa bile, buna kurban niyetiyle katılmak durumun- dadırlar. Meselâ, ortaklardan biri vacip olan kurbanı, diğeri adak kurnanı, bir diğeri de nafile kurbanına ni-yet etmiş olsalar, böylece hepsi de ibadet niyetiyle katılmış bulunmaktadırlar. Fakat ortaklardan biri ibadet niyetiyle değil de, et almak yada kaza kurbanı kesmek maksadıyla katılmış olsa, bu sahih olmaz ve diğerleri de niyet etmiş oldukları kurbanı kesmiş sayıl-mazlar. Deve ve sığır gibi hayvanlar ortaklaşa kurban edildiğinde etleri ortaklar arasında tahmini olarak de-ğil, tartılarak taksim edilir. Ancak bir ailenin fertleri için kurban edilecek olursa bunun etinin taksim edimesi gerekmez. Diğer taraftan ortaklaşa kurban kesenler, kurban etini tamamen yoksullara dağıtacak ve bir kuruma verecek olurlarsa bu takdirde de kurban etini taksim etmeleri gerekmez. Kurban etininin hepsini yoksullara dağıtmak ve kendisi ve çocuk çocuğu için alıkoymak caiz ise de, en uygun olanı; kurban etini üçe taksim edip; birini kurban kesemeyen yoksullara dağıtmak, bir bölümünü de akraba, tanıdık ve komşulara dağıtmak, birini kendi çoluk çocuğu ile yemek-tir. Kurban derisini seccade veya evde kullanılacak bir şey yapmak caiz olduğu gibi bir fakire veya hayır işlerine hizmet eden bir kuruluşa vermek de caizdir. Kurban derisi satılmaz ve kasap ücreti olarak da verilemez. Bu hayvanlarda kurban olmaya engel bir durum da olmamalıdır. Bazı kusurlar vardır ki, bunlar, hayva-nın kurban olmasına engeldir. Bu kusurlar şunlardır: -İki veya bir gözü kör olan, -Kemiklerinde ilik kalmayacak derecede zayıflamış olan, -Kesim yerine kadar yürüyüp gidemeyecek kadar topal olan, -Kulağının ve kuyruğunun üçte birinden fazlası kopmuş olan, -Dişlerinin yardan fazlası dökülmüş olan, -Doğuştan kulağı olmayan -Memesinin ucu kesilmiş olan, -Koyun v keçide bir, sığırda iki memesi kurumuş olan, -Boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırılmış olan, -Pislik yiyip de bir süre hapsedilip temiz yiyeceklerle beslenmemiş olan, ilaçla sütü kesilmiş olan, -Burnu kesilmiş olan, -Dilinin çoğu kesilmiş olan,Ölüm derecesinde hasta olan hayvanlar kurban olmazlar. Ancak; Boynuzsuz veya boynuzu biraz kırılmış, dişlerinden biraz dökülmüş olan ile, burulmuş hayvanların kurban edilmeleri caizdir. Yaşlılığı sebebiyle cinsellikten ve sütten kesilmiş olan, kulağı yarılmış, delinmiş, kırılmış buzağısı ve kuzusu olan hayvanları kurban etmek sahih ise de, mekruhtur. Diyanet İşleri Başkanlığımızın başlatmış olduğu Vekelatle Kurban kesim kampanyası devam etmekte olup, 14 Ekim Pazartesi günü mesai saati bitiminde sona erecektir. Bu vesileyle, vekaletle kestireceğiniz kurbanları ve kendi keseceğiniz kurbanları Allah şimdiden kabul etsin.