Almanya´da iktidarda olan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ile Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partilerinin milletvekilleri, yalan haberlerin yayılmasına uygulanan cezaların ağırlaştırılmasını istedi. CDU ve CSU milletvekilleri, Eylül 2017´de yapılacak parlamento seçimleri öncesinde medya manipülasyonlarından korktuklarını dile getirerek, yanlış haber ve bilgilerin yayılmasının daha ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti. Almanya Adalet Bakanı Maaş, “İftira ve karalamalar basın özgürlüğü kapsamında değil. Yargı tarafından bunlar internette de iyi bir şekilde takip edilmeli” diyerek, kamu görevi yapan bir kişi hakkında yalan ve iftira içerikli haberlere 5 yıla kadar hapis cezası verildiğine işaret etti. “Siyasi tartışmaları bu yalanlarla manipüle etmeye çalışanlar bunu bilmeli.” şeklinde konuştu. Güleyim bari. 15 Temmuz´dan bu yana, Allah sizi inandırsın, neredeyse her gün Türkiye ve Müslümanlar hakkında karalama haberleri çıkmaktadır. Son olarak Alman basını, işin arka yüzünü ve doğrululuğunu araştırmadan, İstanbul Lisesi´nde okuldaki Noel etkinliklerinin okul yönetimi tarafından yasaklandığı haberleri ile, ortalığı velvele´ ye verdiler. Hemen ardından Alman hükümeti ve siyasilerden tepkiler yağdı. Verilen tepkilerde, • Geleneklerin yaşatılmasının yasaklanması kabul edilemez • din özgürlüğünün ihlali • Atılan adım Erdoğan Türkiye´sinin Avrupa ile tüm köprüleri attığını kanıtlıyor Almanya´nın gönderdiği, 1957 tarihinde iki ülke arasında imzalanan kültür anlaşmasında yer alan, “Taraflar, diğer memleketin kültür zenginlikleri hakkında bilgi vermek hususunda karşılıklı yardımda bulunmaya gayret sarf edeceklerdir” ifadesi uyarınca 80 alman Öğretmen, bunun 35´i söz konusu lise´de görev yapıyor ve bunlar Almanya tarafından finanse ediliyor. İstanbul Alman Lisesi yönetimi ise, Almanca ve Türkçe olarak haberi yalanlayan bir açıklama yapmasına rağmen tepkiler sürmektedir. Tabii ki bir bomba fitillenmiş oldu bir kere ve algı operasyonun bir örneğini daha yaşıyoruz böylece. Almanya´da görev yapan Din ve Türkçe eğitimcileri, MİT ajanı diye damgalayan ve bu sebeple ülkeyi terk etmesini isteyen Alman siyasileri, çuvaldızı kendilerine batınca nasıl da zıplıyorlar? Bizlere, Alman okullarında geleneklerimizi unutturmaya çalışan ve Eğitimcilerimize çirkin iftiralar atarak ülke dışı yapmaya çalışanlar, bu davranışlarını ne ile bağdaştıracaklar? Ayrıca din özgürlüklerimizi kısıtlayan Almanya, ne zamandan beri buna önem veriyor? Hmm anladım, kendilerine yapılınca geçerli. Unutmayalım ki İstanbul Lisesinde alman veya Hristiyan talebe yok. Orada 130 erkek öğrenci Alman lise diplomasi almak için okuyor. Yani böyle bir yasak gelmiş olsa idi bile, hiç bir öğrencinin din özgürlüğü kısıtlanmış olmazdı. Almanya´da Milyonlarca Müslüman Türk var. Din özgürlüğü adına hangi okulda Ramazan aylarında ilahiler okundu. Ayrıca, asıl meseleye göre, Almanya´da bir Alman okulunda Türk Öğretmeni tarafından Ramazan ayında Hristiyan çocuklara ilahiler okutup, öğrencilerin isteğine aykırı, kendi inisiyatifi ile İslam dersi vermiş olması gerekiyordu. Din özgürlüğü deyip izin verecekler miydi ki İstanbul Lisesi olayını kınıyorlar? Aynen böyle olmuştur olay. Burada benim diyeceğim şu ki, olaya Pembe Gözlükler ile bakmamıza gerek yok. Alman ve Batı medyasının resmen kasıtlı olarak yanlış anlattıklarını anlamamız lazım. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye´ye karşı büyük bir algı operasyonu mevcuttur. Buna Almanya´da dâhildir. Türkiye´nin terörle mücadelesinde Almanya´dan destek gelmesi yerine tam tersi olmuyor mu? PKK´nın Almanya´yı örgütsel faaliyetleri için kullandığına ne demeli? PKK´nın Terör örgütü olduğu kabul edilen Almanya´da, daha nasıl işçi partisi diye söz edilir? Tutuklu HDP milletvekilleri ve eş genel başkanlarının PKK ile ilişkilerini kendileri tarafından da ortaya konulduğunu ve terörist cenaze ve taziyelerine gittiklerini dünya âlem biliyor da bunlar mı bilmiyorlar, görmüyorlar? Bunun aksine PKK hakkında haber verirken onları destekleyici cümleler ile Haber yapılıyor. Otursunlar yerlerinde ve bir düşünsünler bakalım. Şimdiye kadar Almanya´da Türkiye aleyhine yapılan haberler, Türklere karşı yapılan eylemler ve dini değerlerimizi çiğneyen hükümler ile nasıl rahatsız olunuyormuş. Yeri gelmişken sunu da dile getirmeden edemeyeceğim. Âlemi görüyorsunuz değil mi? Alt tarafı 35 Hristiyan´a (sözde) yapılan din özgürlüğü kısıtlaması nasıl da alman siyasiler el birliği ile insanına sahip çıkıyor. Avrupa´da Milyonlarca Türk olmamıza rağmen asırlardır ve hemen hemen her gün bir şekilde haksızlık yapıldığı zaman, hükümetimiz tarafından kaç kez Alman hükümetine hesap sorulmuştur? Alman siyasiler son 10 yıldır gurbetçilere olan ilgi ve değer arttığından dolayı rahatsız oluyor zaten, bunu bilin. Gurbette yalnız olmadığımızı görüyor ve bunda tehlike seziyorlar emin olun. Bundan önce kim kime dum duma idi. Haklarında yapılan yalan haber, iftira ve suçlamalar ile oy kaybedecek korkuları başlamış demek ki “yalan habere ağır ceza” diye insanları korkutmaya başladılar. 2017´de seçim var ya? Şimdi yavaş yavaş hepsi Müslüman dostu kesilecekler oylarımızı kazanmak için. Bu aralar, özellikle gurbetçi Türkler tarafından, sosyal medyalarda ülkemize ve insanımıza karşı yapılan haberlerde, ayaklanmalar geçen senelere rağmen yüzde 80 artış var. Milletine sahip çıkan bir devletin, devletine sahip çıkan bir Milleti olur. Almanya hükümetine gelince. Yalan haber ve iftira sadece kendilerine yapılınca mı yasak? Size atış serbest mi? Bu ne biçim yasa? Ey Alman Hükümeti. Mademki yalan haberlere, iftiralara, karalamalara ve kamu görevlileri lekelemeye 5 yıla kadar hapis cezası var, hemen şu Noel yasağı haberi yapan kişilere karşı gereğini yapın da göreyim. |