Sevgili okurlarım bu haftaki yazımda son günler-de beni rahatsız eden Türkiye gündemini eleştirmek istedim. Rahatsızlığımın sebebi ise bizlerin aptal yerine konulup uyutulmamızdır. “Hadi oradan, bizi kimse uyutamaz” diyen arkadaşlar buyrun hep beraber bir test yapalım sizlerle ve nasıl uyutulduğumuzu görelim.
En son ne zaman kitap okuduk? Altı ay, bir sene, geçtiğimiz yaz tatilinde öyle bir göz gezdirmiştim. Peki en son ne zaman televizyon izledik, dün, bu-gün, her an hatta şuan. Ne izledik? saatler süren, hiç elzem olmayan saçma bir yarışma programı, Türk aile yapısıyla alakası olmayan boş diziler.
Sonuç; televizyon aracılığıyla bilgisizliğe mahkum edilerek, uyutulan bir nesil. Kim bizim kitap okumamızı engelemek ister ki, bunu neden yapsın?
Türkiye’yi ellerinde tutan dış güçler, ülkeyi sömürenler ve onlara hizmet eden siyasiler istemez. İş adamları, köy ağaları, uydurma şeyhler istemez. Çünkü ellerindeki asıl olmayan bilgilerin gün ışığına çıkmasından korkarlar. Çünkü Türk halkının bilinçlenerek sesinin yükselmesinden ağalık, paşalık gibi ünvanlarına baş kaldırmalarından korkarlar. Çünkü Türk halkı televizyon karşısında vakit öldürürken, ülke daha rahat bölünebilir, parçalanabilir. Amaçları Türk haklının beynini gereksiz meşkalelerle uyuşturup, ülkede fink atmaktır.
PKK terör örgütü değilmiydi, yıllarca ana dil de eğitim istiyoruz diyerek yüzlerce masum Kürt kökenli çocuklarımızın okumasına engel olan? Ana dilde eğitim, ana dilde savunma gibi isteklerin gündemde olduğu bu günlerde kürt kardeşlerimiz sanıyormu ki bu istekler yerine geldiği takdirde PKK’nın silah bırakacağını ve kendilerinin de artık huzurlu bir yaşam sürebileceklerini? 30 yıldır sadece ana dilde eğitim için mi silahla mücadelesi devam etti, binlerce insanımızın kanını akıttı? Tabiki hayır, PKK örgütüne ne verirsen, ver istekleri son bulmayacak, her geçen gün farklı taleplerde bulanacaklardır. Dolayısıyla bağımsız Kürt devleti kurma hayalleriyle hem kendilerini avutacak, hemde Kürt kardeşlerimizi uyutmaya devam edeceklerdir.
Oysa ki Kürt kardeşlerimiz biraz olsun uykularından uyanmayı istemiş olsalar son on yıl içerisin-de Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yapılan yolları, havaalanlarını, iş sahalarını görebilecek yıllarca uyutularak mayıştırılan bedenlerini ve zihinlerini buralarda yora bileceklerdir.
Beni rahatsız eden bir başka konuda gençlerimizin farklı yollardan uyutulması. Bir milleti yok etmek isteyenler için en büyük hedeftir gençliği ele geçirmek. Oysa gençlerimiz bizim için gelecektir, umuttur, çoğumuzda olmayan güvendiğimiz cesaretimizdir. Gençlerimizin deli cesareti uyutulmak için biçilmiş kaftandır. Yıllardır gençlerin üzerinden kirli oyunlar oynanarak uyutulmaya çalışıldı ve biz bunları ne yazık ki çoğu zaman göremedik. Bir yandan alkol, uyuşturucu gibi bağımlılık yapan maddelerle beyinleri uyuşturuldu.
Öyle gün geldiki, Türk aile yapısına ters düşen cinsellik farklı anlatıldı, çağdaşlık, modernlikten geldiği öne sürülerek Türkiye’de olan tabular yıkılmaya çalışıldı. Amaç çok açık bir şekilde belliydi. Müslüman bir ülkede ahlaksız, namus fukarası genç bir nesil yetiştirerek İslamiyet’ten uzaklaştırmaktı.
Uyanın gençler!
Bu ülkenin geleceği sizlersiniz. Zaaflarınıza yenilmeden, özünüzden bir şeyler kaybetmeden uyanın.
Rüya mı tüm bunlar kabus mu?
Koca bir ülke uyutuluyor, kimi bu uykudan hoşnut, kimi farkında bile değil.
Bilinç altımıza yalanlarla, boş vaadlerle yerlerşti-rilen tatlı bir rüya gibi görünsede, işin aslı ne yazık ki bir kabustan ibaret. Bunun farkına varıpta uyana-na eyvallah, rüyalardan uyanmak istemeyene ise geçmişler ola...