İnegöl, sonbahar ve kış mevsimlerinde, maalesef birçok şehir gibi, hava kirliliğinden nasibini alıyor.
Sanayi faaliyetlerinin yoğun olduğu bu bölge, özellikle bu mevsimlerde kapalı bir hava, düşük görüş mesafesi ve puslu bir manzarayla çevreleniyor. İnegöl, Türkiye'deki birçok ilden nüfus olarak daha büyük olmasına rağmen, çevresel sorunlarla başa çıkmak zorunda kalıyor. Hava kirliliği nedeniyle adeta gri bir örtüyle kaplanmış bir görüntü ortaya çıkıyor. Ancak, bu kötü manzaranın ardında İnegöl’ün derin tarihini ve eşsiz doğal güzelliklerini koruma adına atılması gereken adımlar yatıyor.
İnegöl, Türkiye'nin sanayi merkezlerinden biri olmasının yanı sıra, tarihi dokusu, kültürel zenginliği, ünlü mobilya sanayisi, şifalı kaplıcaları ve lezzetli İnegöl köftesiyle tanınır. Ancak, son yıllarda hava kalitesinin hızla kötüleşmesi, bu güzel ilçemizin karakterini ve halkının sağlığını tehdit ediyor. Kapalı hava, sis ve pus, İnegöl'ün doğal güzelliklerini gölgelemekte ve bu tablo, ilçemizi yaşanmaz bir hale getirmektedir.
Hava kirliliği sadece estetik bir kayıp yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda sağlık açısından ciddi tehlikeler oluşturuyor. Solunum yolu hastalıkları, alerjiler ve diğer sağlık sorunları, kirli havanın etkisiyle hızla artmakta. Bu durumda yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve halkın birlikte hareket etmesi büyük önem taşıyor. İnegöl’ün geleceği, bu çevresel sorunları çözmek için atılacak adımlara bağlı.
İnegöl’ü seviyoruz. Sokaklarında adım adım gezmek, tarihi mekanlarını keşfetmek ve bu güzellikleri yaşamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Ancak, hava ve su kalitesinin giderek kötüleşmesi, bu mutluluğu gölgeliyor. Bir ilçenin doğal güzellikleri, sadece turistler için değil, orada yaşayan insanlar için de büyük bir değer taşır. Bu nedenle, İnegöl’ün yeşil kimliğini korumak ve bu kimliği yeniden güçlendirmek için elimizden geleni yapmalıyız.
İnegöl’ün gerçek rengi yeşildir. Bu ilçemizin ormanları, parkları ve doğal alanları, doğanın tüm tonlarını barındırır ve bölgenin ruhunu yansıtır. Hava kirliliği ve çevre sorunları, bu doğal mirası tehdit etse de, İnegöl’ün geleceği için atılacak doğru adımlar büyük bir önem taşır. Ağaçlandırma çalışmaları, yeşil alanların artırılması, su kaynaklarının korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi, İnegöl’ün sürdürülebilir geleceği için olmazsa olmazdır. Hem de bu sorumluluk sadece bizim değil, gelecek nesillerin de yükümlülüğüdür.
İnegöl'ü korumak, sadece bizlerin değil, bu topraklarda yaşayan herkesin görevidir. Yeşil alanların ve doğal güzelliklerin korunması için yerel yönetimler, halk ve sanayi sektörü birlikte çalışmalı. Her birey, çevreye olan duyarlılığını artırmalı ve bu güzel ilçenin doğal kimliğini yaşatmak için daha fazla sorumluluk almalıdır.
Hayallerimizin başkenti, İnegöl’ümüz için daha özverili olmalıyız. Çünkü: Başka İnegöl yok.