Ülkemizde ilk dişçilik yüksek okulu 22 Kasım 1908 yılında açılmış. Dişçi Mekteb-i Aliyesi olarak bilinen bu yüksekokulun açılış tarihi ülkemizde bilimsel diş hekimliğinin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Ve 1996 yılından itibaren ise bu günü içine alan kasım ayının o haftası diş hekimliği haftası olarak kutlanmaktadır.
Biz diş hekimleri ise bu haftayı okullarda diş taramaları ve diş hekimliğine yönelik eğitici seminerler ile bireylere aktarmakta ve ağız diş sağlığının önemini anlatmaktayız.
Şu unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir yaşam ağız ve diş sağlığı ile başlar. Ağız vücuda giriş kapısıdır. Dolayısı ile ağız ve diş sağlığımıza ne kadar çok dikkat edersek genel sağlığımızı da o kadar korumuş oluruz. Ağız ve diş sağlığı alışkanlığı küçük yaşlarda kazandırılması gereken bir alışkanlıktır. Burada görev öncelikle ailelere daha sonra biz diş hekimlerine düşmektedir. Anne ve babalar kendi ağız sağlığına ne kadar iyi bakar ise çocuklarda onları örnek alarak bu alışkanlığı kazanırlar.
Az evvel ağı vücuda giriş kapısıdır diye belirtmiştim; bunu biraz açacak olursak ağız ve dişlerdeki olumsuzluklar, çürükler, iltihabi durumlar çiğneme işlemini doğrudan etkilemekte ve yeterince çiğnemeden yutulan besinler sindirim problemlerine yol açmaktadır. Sadece sindirim değil dişler konuşmada ve kişinin estetik görünümünde de oldukça etkilidir. Eksik dişlere sahip bireyler rahat yemek yiyemedikleri gibi rahat konuşamazlar. Aynı zamanda ağız içerisinde yetersiz bakım sonucu oluşan iltihabi durumlar bireyde kalp, böbrek ve eklemsel bölgelerde önemli sağlık durumlarına sebebiyet verebilirler.
Bu sebeplerden ötürü ağız ve diş sağlığına özen gösterilmesi, ağız içerisindeki eksiklik ve rahatsızlıkların giderilmesi önem arz etmektedir. Hastaya düşen görev ise dişlerin düzenli olarak fırçalanması ve 6 aylık rutin diş hekimi kontrollerini ihmal etmemeleridir.