İnsan için en önemli ve vazgeçilmez değer hiç kuşkusuz ailedir. İnsan, gözünü açtığı ailesi veya kendisine aile sıcaklığı sağlayan ortam içinde hayata tutunur. Bu ortamda kimliğini kazanır, gelişir ve sosyalleşir. Aile; insanoğlunun içinde doğduğu, büyüdüğü, ilk eğitimini aldığı en küçük sosyal topluluktur.

Bitkisiyle, hayvanıyla yeryüzünde her varlığı dişi ve erkek olarak yaratan Rabbimiz, varlıkların en değerlisi olan insanı da kadın ve erkekten yaratmıştır. “Biz her şeyden çift çift yarattık ki düşünüp ibret alasınız”(Zariyat 51/49) ayetiyle bu konuyu idraklerimize sunmuştur.

Bireyin mutluluğunu temin eden, toplumla fert arasını bağlayan ve o ferdi topluma kazandıran ailenin temelinin sevgi ve rahmet olduğunu Yüce Rabbimiz bir ayeti kerimede açıkça ortaya koymaktadır. “Allah’ın varlığını belgelerinden biri de, içinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp, aranızda sevgi ve rahmet var etmesidir. Doğrusu bunda iyi düşünen bir toplum için ibretler vardır.” (Rum 30/21) Allah Teala insanoğluna eşini kendisiyle huzur ve mutluluk bulacağı varlık olarak görmesini telkin etmektedir. Şu halde aile hayatında mutluluğun ön şartı eşlerin böyle bir bakış açısına sahip olmalarıdır. Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.

Bizler mutluluğu tek başına yakalayamayız, zorluklara karşı tek başına göğüs geremeyiz, tek başına dinimizi tam anlamıyla yaşayamayız, bu gerçek Allah Rasülü’nün (s.a.v.) mübarek dilinden şöyle sadır olmuştur. ‘’Kişi evlendiğinde dininin yarısını tamamlamıştır. Diğer yarısı içinde Allah’tan korksun, O’na sığınsın’’ İnsan varsa kâinatın bir anlamı vardır, insan neslinin devamını ve meşru bir şekilde çoğalmasını sağlamakta evlilikle mümkün olur. Yüce dinimiz İslam, genel ahlaka ve kurallara uygun bir evliliği onaylarken; nesle ve sosyal hayata zararlı olan zinayı haram kılmıştır. Ana-babaya, velilere evlenme çağına giren, evliliğin sorumluluğunu alabilen bekârların evlendirilmesini emreden Yüce Allah şöyle buyurmaktadır. “Aranızdaki bekârları evlendirin. Erkek-kadın hizmetçilerinizden durumu uygun olanları da evlendirin. Eğer onlar fakir iseler Allah onları kendi lütfuyla zenginleştirir. Allah lütfu geniş olan ve her şeyi bilendir.” (Nur 24/32) Bu ayeti kerime aile oluşturmayı bir toplumsal görev olarak Müslümanlara yüklemektedir. Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) de; “Ey gençler! Evlilik yükümlülüğüne gücü yetenleriniz hemen evlensin, çünkü evlilik, gözü ve ırzı harama karşı daha fazla korur” Bu hadis-i şeriften, evlilikte cinsel hayatın da önemli olduğunu anlıyoruz. Bir başka hadis-i şerifte; “Nikah benim sünnetimdir. Kim benim sünnetime uygun davranmazsa bizden değildir. Evlenin, çünkü ben(kıyamet günü) diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim” Tabi bu konuda aileler eğitim sağlık başta olmak  üzere evlatlarının en güzel şekilde yetişmelerinden de sorumludurlar. Aile kurmak aileyi yaşatmak o kadar önemlidir ki, Allah Rasülü ‘’ Ailesini koruyup savunurken ölen kişi şehittir’’ sözleriyle konunun önemine dikkatlerimizi çekmiştir. 

İnsan olarak yaratılma, Allah’a karşı sorumlu olma bakımından erkekle ile kadın arasında fark yoktur. İslam kadına annelik, babaya da babalık görevi vermiştir. Üstünlük takvadadır. Hayatın sayısız zorlukları bu birlik sayesinde daha kolay aşılabilir. Hz. Peygamberimiz’ (s.a.v.) e Hira’da ‘’Oku, yaratan Rabbinin adıyla oku, O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı, Oku! İnsana bilmediklerini belleten, kalemle yazmayı öğreten Rabbin sonsuz kerem sahibidir.’’ Ayetleri gelince, Rasülü Ekrem (s.a.v.) bu hadise üzerine korku ve heyecanla Hira’yı terk ederek evine döndü. Eşi Hz. Hatice (rah) annemizden üstünün örtülmesini istedi. Sakinleştikten bir süre sonra yerinden kalktı ve başından geçenleri hayat arkadaşı eşiyle paylaştı. Hz. Hatice (rah) annemiz; bunların kötü bir şey olamayacağını, zira akrabayı gözeten, ihtiyaç sahiplerine yardım eden ve misafirlere ikramda bulunan bir kişi olduğunu söyleyerek eşi Allah Rasülü (s.a.v.) efendimizi teselli etti.  Bu ve buna benzer nice konularda maddi ve manevi olarak her şeyi ile Rahmet elçisinin yanında yer aldı.

Toplumun temeli aile, ailenin temeli ise evlilik kurumudur. Parçaları sağlam olmayan yapının bütünü de sağlam değildir. İyi bir evlilik eş seçimiyle başlar, eş seçerken şu hadis-i şerif kriterimiz olmalıdır; “Kadın, dört şeyi için nikâhlanır; malı, soyu, güzelliği ve dini; sen dindar olanını seç ki, evin bereketlensin”  Aile yuvası kurulurken eşler ağır borç altına sokulmamalıdır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da en güzel örneğimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)dir. “Nikahın en hayırlısı en kolay olanıdır.” “En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır.” Diyerek aşırıya kaçılmaması hususunda ümmetini uyarmışlardır.

Bu dünyaya gelmemizin sebebi Allah’a kul olmaktır, bu görevimizi bireysel olarak da aile olarak da yerine getirebilmemiz O’nun yardımıyla mümkündür. Bütün sorumluluklarımızı yerine getirsek de sonucu ihsan edecek olan Yüce Allah’tır. Bu sebeple çocuklarımız, eşlerimiz ve ailemiz için Rabbimizin bize öğrettiği dualarla O’na yalvarmalıyız. İşte o dua ayetlerinden ikisini buraya almak istiyorum; “Rabbimiz, bizi yalnız sana teslim olmuş kullar eyle. Neslimizden de sana teslim olan bir ümmet oluştur. İbadetlerimizin yolunu bize göster, tövbelerimizi kabul et. Çünkü Sen tövbeleri çok kabul edensin ve çok merhametlisin.” (Bakara 2/128)

“Rabbimiz, bize göz aydınlığı olacak eşler ve nesiller bağışla; bizi takva sahiplerine öncü yap.”(Furkan 25/74)

İnşallah, ailenin önemi ile ilgili yazımıza önümüzdeki Cuma günü devam edeceğiz, günümüzün hayırlı bereketli geçmesi temennisiyle…

Bir duyuru ile yazımızı sonlandıralım; Huzuru, asayişi, kardeşliği temin ve barışı tesis etmek üzere yola revan olan kahraman ordumuzun ve güvenlik güçlerimizin  ‘BARIŞ PINARI’ harekâtında mansur ve muzaffer olması niyazıyla harekât boyunca sabah namazlarında önce bütün camilerimizde ‘Fetih Süresi’ okuyor ve dua ediyoruz… Ey Rabbimiz görünen ordumuza, görünmeyen ordularınla yardım et! Mazlum ve mağdurların umudu olan ülkemize zaferler ihsan eyle! Selam ve hürmetlerimle…