Mevlit, doğum zamanı ve doğum günü, “Mevlid-i Nebi” ise Hz. Muhammed (s.a.v.)’in doğumu veya doğum günü demektir. Peygamberimiz (s.a.v.) 20 Nisan 571’de (Rebiulevvel ayının 12. Gecesi) Mekke-i Mükerreme’de dünyayı teşrif etmişlerdir. Yüce Allah kullarına karşı çok lütufkâr ve merhametinin gereği kendi içlerinden insanı insan yapan bütün değerleri ve en güzel ahlaki özellikleri şahsında toplayan numune-i imtisal olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’i tüm dünyaya göndermiştir.
Allah Teâla Sebe Süresi 28.âyette şöyle buyurmaktadır; “Biz seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Lâkin insanların çoğu bilmezler.” Bu ayet Peygamberimiz (s.a.v.)’in tüm insanlığa cenneti müjdelemek, cehennem ile de uyarmakla görevlendirildiğini belgelemektedir. İnsanların bilmesi gereken gerçek bu olduğu halde bir takım dâhili ve hârici nedenlerden dolayı bunun farkında değildir. Genelde ben Müslüman’ım diyen herkes, özelde de biz din görevlileri bu ayetin bize yüklediği sorumluluğu yerine getirmekle mükellefiz. Bu ulvi görevi yerine getirirken zorluklarla karşılaşacağımız muhakkaktır. Tebliğ yaptığımız herkes iman edecek diye bir şey söz konusu olamaz, Cenab-ı Hak “ Sen ne kadar yürekten dilesen de, insanların çoğu iman etmezler” (Yusuf12/103) buyurmuşlardır.
Dünyada insanın en çok muhtaç olduğu huzur, sükûn, can ve mal güvenliği o gün yoktu ,Allah Rasülü, cahiliye dönemi dediğimiz bu karanlık dönemi değiştirmek için çözüm arıyordu. Allah çözümü İbrahim Süresinin 1.ayetinde çözümü Resulüne ve bizlere buyuruyor “Elif, Lâm, Râ. Bu Kur'ân öyle büyük bir kitaptır ki, insanları Rablerinin izni ile karanlıklardan aydınlığa, her şeye galip ve hamde lâyık olan Allah'ın yoluna çıkarman için onu sana indirdik.” Bu günde dünyamız o dönemden farksız değil tekrar Kur’ana ve Allah Resulüne dönmemiz gerekiyor bu da bize sevgili peygamberimizin bıraktığı iki emanete sahip çıkmaktan geçiyor. Kur’an-ı ve Resulü iyi anlamalı ve hayatımıza yansıtmalıyız. Biz bunu başaramazsak evlatlarımızı gençlerimizi peşinden sürükleyecek, Allah korusun! İki dünyalarını da kaybettirecek rol modeller çıkarılacaktır. Şunu da belirtmek isterim ki Peygamberimiz rol model değil en güzel örnektir. Yüce Rabbimiz Ey iman edenler! Allah’ı ve ahiret gününü arzulayan ve O’nu sürekli anıp yücelten kimseler için Allah’ın Elçisi, o sarsılmayan imanı, tertemiz ahlâkı, fedakarlığı, cömertliği, cesareti, kararlılığı ve çalışkanlığı kısaca bir hayat boyu yaşadığı kulluğu ile gerçekten size mükemmel bir örnektir. (Ahzab 33/21) Peygamberler Allah’tan aldıkları emirleri en üst düzeyde ilk uygulayan kişilerdir. Bizler ise normal düzeyde uyguluyoruz. Örnek verecek olursak bize beş vakit namaz farz kılınmışken Peygamberimiz (s.a.v.)’e ise teheccüd namazı da farz kılınmıştır. Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) ashabına emrettiği her iş ve yüke ashabıyla birlikte katlandı, hatta onlardan daha fazlasını yaptı. O Müminlerle beraber hendeği kazan, açlık ve diğer zorluklara göğüs gerenlerin içindeydi. O kuşatma(Hendek Savaşı) sırasında yaklaşık bir ay sürdü savaş alanından bir an olsun bile ayrılmadı. Bizler bütünü ile O’nun hayatını tam anlamıyla yaşayamasak da bunun mücadelesini vermeliyiz. Diyanet İşleri Başkanlığımız, bu yılki Mevlid-i Nebi Haftası’nın teması Hz Peygamber ve Aile olarak belirlemişlerdir. Bu konu ilgili olarak birkaç spot cümleyi de buraya aktarmak istiyorum “O’nun ailesi birbirine güvenirdi. Ya senin?” “O’nun ailesi sevgi doluydu. Ya senin? O’nun ailesinde şefkat vazgeçilmezdi. Ya senin? O’nun ailesinde istişare hakimdi ya senin? Son cümle ile ilgili Hudeybiye Antlaşması’nda ilk etapta aleyhimize gibi görülen maddelere itiraz eden sahabe ihramdan çıkmak istemediler… Ey Ümmü Seleme! Nedir bu halkın tutumu? Emrime icabet etmiyorlar. Zarafet ve zekâ sahibi annemiz : Ya Rasülellah Bu işi yapmak istiyor musunuz? O halde kurbanlıklarınızı kesinceye, berberinizi çağırıp o sizi tıraş edinceye kadar ashaptan hiç birisine bir kelime bile söylemeyin. Siz bunları yapınca ümmetiniz size uyacaktır. Diyerek bu sorunu çözmüşlerdir. Ailesine hiçbir konuda danışmayan kişi Allah Resulünü örnek almıyor demektir. Huzur İslam’da… Cuma ve Mevlid Kandilinizi tebrik eder ailemize, ülkemize ve İslam alemine huzurlar getirmesini Yüce Allah’tan dilerim. Selam ve hürmetlerimle…