İnsanları yerden ot bitirir gibi yaratan ve onların emrine kainatı bahşeden Tanrı, ilim ve rehber kaynağı olarak mesajlarını da bildirmiştir.

 

İnsanları yerden ot bitirir gibi yaratan ve onların emrine kainatı bahşeden Tanrı, ilim ve rehber kaynağı olarak mesajlarını da bildirmiştir. Bu mesajları insanlar Tanrı tarafından seçilip görevlendirilen elçilerden alırlar. Ayrıca akıl sahibi olmaları hasebiyle içsel elçi de denilen akıllarını kullanarak Tanrı'nın mesajlarını görürler, öğrenirler ve mahiyetini anlarlar. Üçüncü olarak da, kader ve Allah'ın sünneti olarak da ifade edilen Tanrı'nın evreni yoktan var ederken koyduğu yaratılış kanunları ile evrendeki düzenin işleyişini belirleyiş tabiat kanunlarını görerek Tanrı'nın mesajlarına vakıf olurlar. Birinci mesajın adı vahiy, ikincisinin ki aklı işletmek veya aklı kullanmak, üçüncüsü de evren yasalarıdır.
Her durumda akıl ön plana çıkmaktadır. Her konuda her tür bilgileri en ince ayrıntılarına kadar, açık, net ve ayan beyan açıklayan ve Hiçbir kuşkuya yer bırakmayan vahiy kaynaklı mesajı iyi ve doğru anlamak, öğrenmek ve uygulamak da, içsel elçi olan aklını işi işleterek hayır ve yararlı işler yapması gerektiğinin künhüne vakıf olmak da ve son olarak evren yasalarındaki muhteşem ahengi ve harikulade uyumu fark ederek bunlardan dersler ve ibretler çıkartmak da doğru ve iyi işletilen ve iyi çalıştırılan akıl sayesinde mümkündür.
Başıboş olarak yaratılmamış ve emrine akıl gibi eşsiz bir komutan, mükemmel bir hazine verilmiş olan insan aklının sahip olduğu bu hazineden gerektiği şekilde yararlanmaması durumunda sonuç ne olur? Eğer insan aklını işletmez ise, yaşamı kirlilik, pislik, açlık, sefalet, yokluk, yoksulluk, yoksunluk, gerilik, cehalet, mahrumiyet, bereketsizlik, ıstırap, kargaşa, savaş,terör, anarşi, huzursuzluk, telaş, korku, güvensizlik içinde geçer ömrü. Dilediği gibi yaşayacağı, istediği işi yapacağı, sevdiği yerde ikamet edeceği, arzuladığı yerleri gezeceği, seçtiği şeylere inanacağı, inancına uygun olarak yaşayabileceği, inancını ve düşüncelerini serbestçe ifade edebileceği ortamı bulamaz. Kısaca her türlü hak ve özgürlüklerden yoksun kalır, zalim ve ahlaksız yöneticiler elinde kötü idare edilir. Bu gerçeği bilen Anatole France “Kederli olmamızın kökü, varlığımızın hikmetini bilemeyişimizde saklı” der.
Her şeyi yaratan Kudret, mesajında insanların sıkıntı çekmelerini ve huzursuz olmalarını istemediğini; yani insanların insanların zorluk ve problem çekmelerini, şiddet ve terör içinde yaşamalarını arzu etmediği söylemektedir. (Taha,2) Şu halde Tanrı'nın mesajını doğru anlamak gerek. Bu da aklın işletilmesiyle mümkün. Danold Kaird “hiç kimse senden daha iyi değildir. Ama sen ortaya bir şey koyamazsan, sen de hiç kimseden daha iyi değilsin.” derken kastettiği şey aklı kullanmak olmalı. Evren yasalarına uygun yaşayan ve düşünüp aklını kullanan insanlar usta şair Hazım Hikmet'in dile getirdiği gibi: “Bir orman gibi beraber, / bir ağaç gibi tek ve özgür.” dür.
ÖZSÖZ: “Elmas nasıl yontulmadan kusursuz olmazsa, insan da acı çekmeden olgunlaşmaz.” (Konfüçyus)