Su, Ateş ve Ahlak dostluk kurmuşlar..
Dolaşırlarken birbirlerini merak etmeye başlamışlar.
Suya sormuşlar; “kaybolursan seni nasıl bulacağız”
Cevap; “Nerede bir şırıltı duyarsanız ben oradayım.”
Ateşe; “seni yitirirsek ne yapalım...”
Ateş; “bir duman gördüğünüz yerde ben varım..”
Sıra ahlaka gelince, cevabı şu olmuş, “Beni kaybederseniz, bir daha asla bulamazsınız..”
İman bakımından “Mü’minlerin en üstünü ahlaken en güzelidir” Hadisi’nin artık bizler için hiç bir şey ifade etmediği bu günlerde, Ahlak’ı ara ki bulasın..
Bugün özellikle gençlerin ahlaken çöküntü ile kıvran-dığı bir dönemi yaşıyoruz.. Ahlaklı, namuslu, dürüst ol-mak toplumda eski zaman kavramı olarak nitelendiril- mektedir...
İnsanların Ahlakını sorgulamak sana mı kaldı dediğinizi duyar gibiyim..
Kimseye buradan Ahlak dersi verecek değilim, Haddi-mi bu kadar aşacağımıda sanmıyorum..
Ama yazımı üzerine alıp da Ahlaki davranışlarını bir kez daha gözden geçirerek kendine çeki, düzen verirse hiç de fena olmaz sanırım..
Evvela durup düşünmeliyiz, “Ne oldu da bu hale geldik...”
Modern bir ülke, çağdaş yaşam ve çzgürlük...
Toplumda bazı insanların Ahlaki bir bunalım geçirip uçurumun eşiğine getiren eşcinselliğin adeta moda olduğu, kumarın, rüşvetin, insanların birbirlerine güvenememelerinin, evlilik öncesi birlikteliğin modernlik zanne- dilmesinin, insanların utanma duygularını yitirmelerinin, dürüst ahlaklı insanların saflıkla nitelendirilerek yadırganmasının ardında yatan en önemli üç unsurdur..
Söz edilen modernlik ve çağdaşlık, güzel özellikler olan çağın gelişmelerini yakından izlemek, yeniliğe açık olmak değildir. Amaç, her türlü ahlaksızlık ve sapıklığı topluma normalmiş gibi sunmaktır...
Millet olarak hepimiz modern bir ülke istiyoruz..
Yüzünden ar perdesini indirmiş, Dinimizle dalga ge-çen, sapkın insanların göstermeye çalıştığı türden modernlik değil, istediğimiz bizler insanlığa yol gösterecek, ışık tutucak gerçek modern bir ülke istiyoruz..
Biz modern ülkeyi kızlarımız çocuk yaşta evlendirilmesin, okusun bu ülkeye faydalı bir birey olsun diye iste-dik..
Modern bir ülkeyi çocuk işçiler olmasın, ezilmesin, çocukluklarını yaşasın diye istedik... 15’inde alkol ile tanışsın, madde bağımlısı olsun diye istemedik..
Biz modern ülkeyi kadınlarımız çağ dışı kalmış dayakların esiri olmaktan kurtulsun, kendi ayakları üzerinde durarak bir erkeğe bağımlı olmadan yaşayabilsinler diye istedik..
Sokaklar da boş boş dolaşıp fıngirdesinler diye istemedik.
Fingirdemek deyince birden aklıma Gezi Parkı açılışında, orta yaşlarda bir hanımın Vali Mutlu'ya yöneltiği soru geldi, “Kocamla parkta öpüşebilecek miyim?”
Yazımın haklılığını gösteren en güzel örnek bu olsa gerek.. Ahlak sınırlarını çoktan aşmış, aklı belden aşağa çalışan, beni dahi kadınlığımdan tiksindiren sözüm ona modern bir Türk kadını..
Başta dediğim gibi kimselere ahlak dersi verecek değilim ama küçük bir hatırlatma yapmadan da yazımı bitir-mek istemiyorum..
Sözüm modern düşünüp, bunu ahlaksızca yaşayan insanlara. Sizler sokaklarda öpüşüp, koklaşmaya devam edin, benim için sorun yok. Gerektiğinde önünüzden geçerken gözlerimi kapar o şekilde yürür giderim. Ama gözlerini kapamayan cinsel dürtüleri uyanmış çocuk sapıkları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.. Sokaklarda yapılan her ahlaksız davranış bir çocuğumuzun cinsel istismara uğra-masına neden olur..
Unutmayalım; Bir Ülkeyi Toplum Ahlakı ayakta tutar...