İnegöl ve çevresinde sürekli gezdiğim için, derelerin kenarlarında gördüğüm çirkinlikler dolayısıyla çok üzülüyorum. Bu konuyu birkaç kez gündeme getirdim. Yetkilileri, gerekli önlemleri almaları konusun-da uyardım ama ne yazık ki, yine aynı manzaralarla karşılaşmak moralimi bozuyor… Kahroluyorum…
Derelerimizin kenarları maalesef çöplük gibi.. Gerek çevrede piknik yapanlar, yediklerinin, içtiklerinin atıklarını buralarda bırakıp gidiyorlar. Gerekse şehir içerisinde inşaat veya bina tadilatı yapanlar, molozları getirip dere kenarlarına döküyorlar.. Hem dere yatağı dolup, muhtemel sel felaketine davetiye çıkarılıyor, hem de çevre kirliliğine yol açılıyor. Bu durumu bir kez daha yetkililere duyuruyor, bir çevreci olarak, gerekli önlemlerin alınmasını, çevreyi kirletenlere karşı yaptırımlar uygulanmasını istiyorum…
Bir önemli mesele de, doğal ortamda yaşayan çeşitli hayvanlara karşı olan olumsuz tutumlardır. İlçemizin yakınlarında deniz veya göl olmadığından, balık avla-ma meraklarını ve zevklerini derelerde tatmin ediyorlar. Her nedense hiç bir şeyin değerini bilmeden, müsrifçe kullanıp, hatta işi katliam boyutuna getiriyoruz. Doğayı hayvanları yok ediyoruz. Bunların kanıtları çok olduğundan bir konuya değineceğim.
Derelerimizdeki balıkları her zaman olduğu gibi bilinçsizce tutup yok ediyoruz. Balıkları, daha kolay nasıl tutarız diye bir sürü icatlar düşünüp, uyguluyoruz. Bu sıralar çoğunlukla kullanılan ‘Tırıvırı’ diye tabir ettiğimiz, çok ince misine ile file gibi örülmüş olan, basit gibi görünen, acemi kişilerin bile rahatlıkla kullanabileceği bu alet, hemen yasaklanmalı.
Gerçi, bu aletin kullanımı yasak ama satışı serbest, denetimi de yeterli olmadığı için son günlerde herkes tarafından kullanılıyor.
Bu mevsim sıcak sulara gitmek dereleri kullanan havyarlı, yani yumurtalı balıklar, Tırıvırı ile avlananlar tarafından hun- harca yok ediliyorlar. Yetkili olan herkes, Jandarma Komutanlığı İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü veya Muhtarlar, serbestçe satılan, güya kullanımı yasaklanmış olan Tırıvırılara karşı yoğun mücadele başlatmalıdır. Balık katliamına yol açan Tırıvırıları kullananların tespit edilip cezalandırılması gerekiyor. Balıklara olduğu kadar, derelerde yaşayan diğer canlılar içinde büyük tehlike arz eden Tırıvırı- ların satışları da yasaklanmalıdır…
Bir başka önemli konu da, derelerdeki boğulma olaylarıdır. Havaların ısınmasıyla birlikte özellikle yaşları küçük çocuklar derelere gidip, hangi tehlikelerin kendilerini beklediklerinden habersiz, serinlemek amacıyla suya giriyorlar. Hiçbir ıslah çalışması yapılmayan, tehlikeli uyarısı da bulunmayan dereler, her yaz döneminde mutlaka birkaç can alıyor. Bu konuda, baş-ta anne-babalar olmak üzere herkesin çok dikkatli olması gerekmektedir.