Tarihte milletler ve onun örgütlenmiş şekli olan devletler arasında büyüklü küçüklü pek çok savaşlar olmuştur . Günümüzde de savaşlar hız kesmeksizin sürüyor. Görünen o ki, gelecekte ekonomik, siyasal vb. nedenlerle bu savaşlar şekil değiştirse de devam edecektir. Peki , milletlerarası sorunlar ortaya çıktığında savaş kaçınılmaz bir çözüm yolu mu? Bu sorunun cevabı tarafların içinde bulundukları yerel ve uluslararası koşullara, tarafların ekonomik, askeri, siyasal güç durumlarına ve hepsinden önemlisi karşı karşıya gelen devletlerin halklarının yani milletlerinin maddi ve manevi kalitesine, örgütlü olup olmadıklarına göre değişir. Adı konulmamış olsa da bugün Ortadoğu, Afrika ve Akdeniz merkezli topyekun bir savaş şöyle ya da böyle sürdürülmektedir. Hem de ısrarla ve büyük paralar, yeni sürüm silahlar harcanarak ve bol bol ´terör örgütleri´ kullanılarak. Dünyanın çeşitli yerlerinden devşirilmiş, beyinleri iğfal edilerek yıkanmış, tamamen öldürmeye ve yok etmeye göre eğitilmiş ve programlanmış çeşitli milletlere mensup bu militanlar, kendilerini eğiten, akıl, para ve ellerine silah veren ağababalarının buyruklarına göre hareket ediyorlar. Vekalet savaşları hızla yayılıyor. Bu savaş "derin" bir savaş...Hem de oldukça derin. Karşımızda büyük oyun kurucular, süper güçler , büyük devletler, dev silah saniyiinin patronları var. Ama her şeye rağmen umutsuz olmaya gerek yok. Türk milleti bu savaşları kazanacaktır. Bunda kuşku yok. BAŞARI KOŞULU Savaşan tarafların savaşı kazanarak başarılı çıkmalarını sağlayacak parasal, insan, moral, silah, inanç faktörleri; disiplinli ve iyi eğitimli asker, halkın örgütlü, eğitimli ve bilinçli olma hali gibi çok sayıda unsurlardan oluşan koşullar vardır. Bunlar içinde en önemli olan husus ise toplum bireylerinin bilinçli olarak işin ciddiyetinin farkında olmaları, millet, vatan ve devlet için herkesin el ele, gönül gönüle vererek kenetlenmiş olmalarıdır. İşte bu noktada Ergün Diler´in 13.02.2018 günlü makalesinde işaret ettiği bir konunun oldukça dikkat çekici ve bir o kadar da ciddi olduğunu teslim etmek durumundayız. Yazısında "Mehmetçik kışın ortasında ülkeyi savunmak adına gözünü kırpmadan adımlarını atıyor.Gideceği hedeflere kilitlenmiş yürüyor." diyen Diler, Türkiye´deki çok önemli işadamlarının ülkemizde kazandıkları paraları milletin ve devletin gözünün içine baka baka yurt dışına kaçırdıklarını iddia ediyor. Şöyle yazıyor: "Tam da bu sırada bizim işadamlarımızda garip şeyler oluyor...Aslında yeni olan bir şey değil. Ama oluyor. İsim vermek istemiyorum ama bildiklerimiz dışında çok önemli isimler varlıklarını, servetlerini dışarıya kaçırıyorlar.... Kaç zamandır hem de! Sistematik bir şekilde bu işlem devam ediyor. Çok önemli bildiğimiz işadamları paralarını alıp götürdüler. Götürüyorlar. Görüntüde kendileri burada! Oysa Türkiye´de kazandıkları servet şu an yabancı bankaların kasalarında. Değişik yollardan bunu yapmaktalar. İşin garibi nedense kimse bunu durduramıyor! Hadi onlar bu ülkeyi bizim kadar sevmiyor! Bizim kadar bağlı da değiller. Bizim gibi geleceklerini burada da aramıyorlar! Tamam! Ama devlet buna nasıl izin veriyor! Neden kimse işin bu tarafına bakmıyor! Anlamakta zorlandığım yer burası!" BUNLAR DOĞRUYSA, YANLIŞ, İLGİLİLERİN DUYARSIZLIĞI OLMUYOR MU? Türkiye´de doğup büyüyen bir insanların, inancı, yaşam felsefesi, ideolojisi, aidiyeti, siyasal görüşleri ne olursa olsun Ergün Diler´in yerinde deyişiyle "Burada yemlenip dışarıda yumurtlaması olmaz!" Bazı işadamlarının paralarını yurt dışına kaçırdıkları haberleri doğru ise, yapılan bu ayıp ve suç asla bağışlanamaz! Bunun adı tek kelimeyle ´ihanet´tir! Çünkü millet ordusuyla birlikte ölüm kalım savaşı verirken, verdiği bu savaş, Türk milletini, Türk vatanını ve Türk devletini var olma veya yok olma gibi çetin bir sonuca sürüklerken hangi gerekçeyle olursa olsun, bu ülkenin insanlarının alın terleriyle emeklerinin karıştığı kazanımlarını yabancı bankalara aktarmalarını devlet didik didik araştırmalı, bunları yapanları engellemeli ve aslında milli servetimiz olan bu paraların yurt dışına kaçırılmasını behemehal önlemelidir. Keza bu alçaklığı yapanları da vatana ve millete ihanet suçundan yargılamalıdır. Özetle, haber doğru ve gerçekse, devletin de hiç bir önlem almadığı da doğru ve gerçekse; o zaman bu olayda devlet kademelerindeki görevliler ve ilgililer kusurludur ve yanlış yapmaktadır. Türk devleti muz cumhuriyeti değildir. ÖZSÖZ: "Allah güçlüklere göğüs gerenlerle beraberdir." (Enfal/66) |