İyiliği sonsuz ikramı bol olan Allah’ın adıyla!
Değerli dostlar insanın en kıymetli sermayesi zaman olduğu halde en sorumsuzca tükettiği de zamandır. Allah’ın ilk emri “OKU!” olan bir dinin ilk sorusu da “OKUDUN MU?” olacaktır!
Müslümanlar olarak, ne kâinat kitabı olan Evreni, ne de yazılı kitap olan Kur’an-ı okuya bildik. Yok, biz kur’an-ı okuyoruz diyorsanız. Evet, okuyoruz ama anlamadan. Hatta ben kim, Kur’an-ı anlamak kim? dercesine kendimizi Kur’an dan, mesajından soyutlayarak diyorsanız. Eğer Kur’an’ın meramını okuyarak anlamış olsaydık. Dünyada ki Müslümanların hayatı Kur’an’a zıt bir hayat olmazdı.
İslam, barışı, güven, huzur, adalet ve sevgi demektir. Bu değerleri Müslümanlar olarak ne kendi içimizde, nede İslam olmayan toplumlara karşı uygulayamadık. Nedenini Kur’an bize söylüyor. Resul diyecek ki: “Ey Rabbim! toplum bu Kur’an’ı (Mehcur) terk etmiş bir hale getirdi!” (Furkan-30)
Değerli dostlar! Niyetim kınama veya ümitsizlik bombalamak değildir. Hakikat’i tespit ve geleceğe Kur’an’ı bir hayat özlemidir. Rabbimiz tek hidayet ve yol gösteren yüce kitabımızda (Kamer suresi 17-22 ve 40 ) ayetlerinde:
“Yemin olsun ki, biz Kur’an’ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?” Elbette, anlamadan okuduğumuz bir metinden nasıl öğüt ve ibret alabiliriz ki?
“Kur’an’ı yavaş, yavaş ve düşünerek oku.” (Müzzemmil 1-4) Biz ise teganni ile hızlı okuma yarışındayız. Hem de düşünmeden, anlamadan okumalar yapıyoruz. Geliniz şu soruyu başkasına değil, bizzat Kur’an’ın kendisine soralım. Rabbimizin tek hidayet rehberi olarak bize gönderdiği Kur’an! Seni nasıl okumamız gerekir?
En başta istiaze ile yani: Taşlanmış, kovulmuş, aşağılanmış, uzaklaştırılmış şeytandan, Kur’an’ı doğru anlamaya engel olabilecek her türlü şeytani duygu ve düşünceden, ön yargılardan, peşin kabullerden, pazarlıklardan bilgi ve zihin kirliliğinden Allah’a sığınarak, Rahman ve Rahim olan, esirgeyen ve bağışlayan, özünde merhametli, iyiliği sonsuz, ikramı bol, yaradan Rabbinin ismiyle başlayarak: (96/1)
Acele etmeden (75/1)
Allah’tan ilim için yardım isteyerek (20/114)
Aklı kullanarak (2/242)
Öğüt ve ibret alarak (58/8-10) - (14/52)
Din adına daha önce ki bilgilerini bir kenara bırakıp, kendini resetliyerek, sadece Kur’an’ı anlamaya odaklanarak. Çünkü din Kur’an dır. Kur’an da din tamamlanmıştır. Dolayısıyla din adına konuşanlar, Kur’an dan konuşmak zorundadır.
Kur’an’a uyarak (7/3)
Kur’an özelde Resulullah’ın hocası (42/52) genelde tüm müminlerin hocasıdır. Nebimiz vefat etti ama hocası hala elimiz de ve önümüzde duruyor.
Kur’an’ın yol gösterici (2/2)
En doğru yola ulaştıran (17/9)
Karanlıklardan aydınlığa çıkaran 14/1)
Açık ve anlaşılır (22/16)
Açıklanmış (11/1-2)
Detaylı, eksiksiz, tastamam (6/38-97-1149 (7/52)
Doğru ile yanlışı bir birinden ayıran (2/185) (25/1)
Müminler için Rahmet, rehber ve şifa olduğunu (17/82) hatırdan çıkartmadan.
Mümkün oldukça gece okumaya çalışarak (17/79)
Hem Kur’an’ı anlamaya çalışmak, her müslümanın üzerine (28/85) farzdır.
Kur’an üzerinde derin, derin düşünerek (38/29) (47/24)
Ahrette hesaba çekileceğimiz tek kitabın Kur’an olduğunu unutmadan (43/44)
Arkadaşlar! Lütfen kendinize, ailenize ve bütün yaratılanlara bir iyilik yapın. Çok geç olmadan Kur’an’ı anladığınız dilden okuyun ve amel edin.
Selam tek hidayet rehberi Kur’an’a tabi olanların üzerine olsun.
Allah’a emanet olunuz…