Evet arkadaşlar! Bu yazımızda zengin, fakir ya da yaşlı, genç demeden herkesin başına gelen bir olayı aydınlatmaya çalışacağız. Esnemek! Doğru duydunuz esnemeyi ve biri esnediğinde diğeri niye esner onu inceleyeceğiz. Ben yazarken bol bol esnedim eminim sizde okurken esneyeceksiniz. Bak işte başladı bile. Hepimiz yaşamamıza rağmen bu olay hakkında kimse ciddi anlamda kafa yormamıştır. Şimdi gelelim işin aslına.
Bilim insanları esnemenin sebepleri konusunda ihtilaf halindedirler. Fikir ayrılıkları vardır. Lakin genel kanı uykusuzluk ve stresten kaynaklandığı yönündedir. Bazılarına göre de esnemek sıkılmanın bir işaretidir. Mesela sınava hazırlanan öğrenciler, kötü haber bekleyenler ve sporcularda esnemenin daha sık görülüyormuş. Bu da bize esnemenin hem fiziki hem de ruhsal bir sürecin sonucu olduğunu gösteriyor. Bilim insanları her ne kadar esnemenin sebepleri konusunda fikir ayrılıkları yaşasa da sağlıklı bir eylem olduğu konusunda birleşiyorlar.
Bazı bilim insanları da esnemenin uyku ile bir ilgisinin olmadığını, beynin ısısı ile alakalı bir durum olduğunu ileri sürerler. Hadi şimdi buradan yak. Esnemenin beyin ısısı ile ne ilgisi var dediğinizi duyar gibi oldum. Bu görüşe göre, esnemek beyni serinletiyor ve daha iyi çalışmasını sağlıyor. Diğer bir deyişle esnemek bilgisayardaki vantilatör görevi görüyor. Isınmaktan kurtulan beyin böylece soğuyup uykuya dalmıyor. Gerçekten de çok ilginç bir görüş. Ayrıca esneyerek beyindeki oksijen oranının dengelendiğini ileri sürenlerde var. New York Eyalet Üniversitesi’nden Andrew Gallup, beynin aşırı ısınmaya karşı hassas olduğunu, ısınmanın bir dereceden bile az bir değişim göstermesi halinde tepki verme süresinin azaldığını ve hafızanın zayıfladığını ileri sürer. Andrew Gallup, esnemenin beyin ısısı üzerindeki etkisini incelemek için fareler üzerinde araştırma yapar. Bu deneyin sonunda esneyen farelerin vücut ısısının esnedikten sonra normale döndüğünü tespit ederler. A.Gallup, bu durumun insanlar için de geçerli olduğunu ifade eder.
Çok katmanlı bir konu. Tam dibine ulaştım derken, daha da derinleşen bir kuyu gibi adeta. Acaba İsviçreli bilim adamlarına mı havale etsek bu konuyu. Aslında gelişen bu teknolojiye rağmen insan beyninin hala daha çok az bir kısmını çözebilmişken, bu konu ile ilgili görüş ayrılığının olması çok normal.Tam vay be demek esnemenin sebebi buymuş derken bir başkası farklı bir açıklama yapıyor. Durum giderek ilginçleşmeye başlıyor.
Bir kısım bilim insanı stres ve kaygı zamanlarında beynin kimyasal yapısının değiştiğini ve vücudun; normalleşme için ortalama 6(altı) saniye boyunca esnediği belirtir.
Şimdi gelelim bulaşıcı esneme sendromuna. Biri karşımızdayken biz niye esneriz? Elbette bu ilginç durumunda bilimsel açıklaması var. Bir kısım bilim insanı biri esnediğinde bizim karşı koyabileceğimizi ve esnemeyi engelleyebileceğimizi ileri sürerler. Bu tezlerini kanıtlamak için maymunlar üzerinde deney yaparlar. Yapılan gözlemlere göre, lider maymun esnediğinde diğer maymunlarda ona uyum sağlamak için esnemişler. Bu durum taklit etmek ve sürü psikolojisi tezlerinin kanıtı gibi.
Aynı deneyi yapan ekip, biri karşımızda eserken, beynimizdeki nöronlar harekete geçer ve diğer insanın yaşamakta olduğu deneyimi hissetmemizi sağlar. Bu görüşe göre aslında biz karşımızdaki ile empati kurduğumuz için esneriz.
Hiç aklımıza gelmeyecek ve farklı bir bakış açısı. Esnemeye hiç bu açıdan yaklaşmamıştım doğrusu. Bu konunun hiç bu kadar derin ve farklı alanlara uzanan kollarının olacağını tahmin etmemiştim. Lakin o kadar da basit bir olay değilmiş. Ayrıca teknolojinin bu kadar geliştiği ya da geliştiğini düşündüğümüz bir dönemde esnemenin bir sır olarak devam etmesi ve bilim dünyasının net bir şey söyleyememesi hayret verici bir durum.
İstediğimiz yönden inceleyip yorumlayabileceğimiz birçok noktası var. Ama şurası kesin, sağlığımız için faydalı bir eylem. Bu yüzden haydi çenelerimize kuvvet bol bol esneyin esneyebildiğiniz kadar.