1 Haziran Cuma günü Ayasofya’da topluca ilk Cu-ma namazının kılınması; Fatih Sultan Mehmed’in, Ortadoks Mezhebi’ni himayesine alarak ilk Hıristiyan patriğini ataması; ardından da Sadrazam Çandarlı II. Halil Paşa’nın önce sadaretten azledilerek Yediku-le Zindanı’na atılması ve ardından da îdam edilmesi; Karıştıran Süleyman Bey’in İstanbul muhafızlığına atanırken Celalzâde Hızır Bey’in de İstanbul kadılığına getirilmesi; 10 Haziran günü Fatih Sultan Mehmed’in Edirne’ye dönmesi ve geçici olarak Mühtedî Sarı İshak Paşa’nın sadaret makamına atanması ve donanma komutanı Hamza Bey’in de Enez ve de Midilli Adası’ nı feth eylemesi (1453) 4) Sırbistan seferleri, Belgrat muhasarası ve Dayı Karaca Bey’in şehadeti (1454/56) 5) Venedikliler ile yapılan sulh antlaşması, Arnavutluk seferi ve İshak Davut Paşa’nın Arnavutluk’ta Mat Bozğunu (1457) 6) Mora seferleri, tüm Sırbistan’ın başkenti Semendire’nin fethi ve Sırbistan’ın bir Türk vilâyet haline getirilmesi (1458) 7) Yedikule’nin inşası, Eyüp Hz. Halit camii ve türbesinin yapımı ve Akşemseddin’in vefatı (1459) 8) Kuzey Anadolu’ya karşı askerî harekâtın başlatılması Cenevizlilerden Amasra’nın alınması; Amasya kökenli ve İnegöl doğumlu İshak Paşa’nın
Anadolu beylerbeyliğine getirilmesi ve Candaroğullarından Sinop ve Kastamonu’nun alınarak Sinop beyi İsmail Beye, Yenişehir, Yarhisar ve İnegöl’ün dirlik olarak verilmesi; Kardeşi Kızıl Ahmed’in de Bolu sancak beyliğine atanarak İsfendiyar ülkesinin Osmanlı ülkesine katılması ; Trabzon Rum İmparatorluğunun ortadan kaldırılması (1461) 9) Vidin muhafızı Nureddin Hamza Bey’in, Eflak beyi Drakula’ya nasihatçı olarak gönderilmesi ve bu sırada tuzağa düşürülen Hamza Bey ve askerlerinin ortadan kaldırılarak hakaret olsun diye hepsinin birer kazığa vurulması (1462) 10) Bosna Krallığı’nın ortdan kaldırılması ve Hersek Dükalığı’nın tabiiyyet altına alınması; Mühtedî Sarı İshak Paşa’nın Bosna beylerbeliğine atanması (1463) 11) Konya’nın fethi ve Karaman İli’nin bir Türk vilâyeti haline getirilmesi; Anadolu beylerbeyi Amasya kökenli İnegöl doğumlu İshak Paşa’nın vezaret pâyesi alarak divan üyeliğine getirilmesi (1466) 12) Şehzade Cem Sultan’ın Karaman sancak beyliğine atanması (1468) 13) Sadrazam Rum Mehmet Paşa’nın sadaretten azledilerek yerine Anadolu beylerbeyi Amasya kökenli ve İnegöl doğumlu İshak Paşa’nın ilk defa sadaret makamına getirilmesi ve İnegöl’de İshakpaşa Külliyyesinin inşaatına başlanması (1469) 14) Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’da İnşa edilmiş olan Fatih Külliyyesi’nin tamamlanarak ibadete açılması (1470) 15) Bosna beylerbeyi Mühtedi Sarı ishak Paşa’ nın, Hırvetistan içlerine doğru akınlar yapması; (1471) 16) Amasya kökenli ve İnegöl’lü İshak Paşa’nın sadaretten azledilerek Selânik valiliğine atanması ve yerine Bosna beylerbeyi Mühtedî Sarı İshak Paşa’ nın üçüncü defa sadaret makamına getirilmesi (1472) 17) Fatih Sultan Mehmed’in Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’a karşı savaş ilân etmesi ve Sadrazam Mühtedî Sarı İshak Paşa’nın sadaretten aziledilerek yerine, Mahmut Paşa’nın sadaret makamına getirilmesi ve Otlukbeli Zaferi (1472-73) 18) Büyük astronomi âlimi Ali Kuşçu’nun ölümü ve sadaretten azledilmiş olan Mahmut Paşa’nın îdam edilmesi (1474) 19) Balkanlarda sağlanan sosyal ortamın yeterli hale geldiğinden beş vakit namazın kılınması için Fatih Sultan Mehmed tarafından bir ferman yayınlanması ; Arnavutluk seferine çıkmaktan imtina edenSadrazam Gedik Ahmed Paşa’nın sadaretten azledile rek yerine Karamânî Mehmed Paşa’nın atanması (1477) 20) Akıncı Turahanoğlu Ömer Bey’in İtalya’ya karşı başarılı akınlar gerçekleştirmesi ; Arnavutluğun eski merkezi olan Kroya’nın = Akçahisar Kalesi’nin fethi (1478) 21) Mühtedî Sarı İshak Paşa’nın damadı Gedik Ahmet Paşa’nın , Hersekzâde Ahmet Paşa’nın araya girmesiyle,affedilmesi ve kaptanıderyâlığa atanması (1478) 22) Hac-yolu üzerinde yer alan su-bentlerinin bakımı ve de Zülkadir oğulları üzerinde kurulacak hakimiyet nedeniyle Osmanlı-Memlûk ihtilâfının şiddet lenmesi (1479) 23) Kazaskerliğin, Rumeli Kazaskerliği ve Anadolu Kazaskerliği olmak üzere İkiye ayrılması ; Selanik valisi olan Amasya kökenli İnegöl doğumlu İshak Paşa’nın İstanbul muhafızlığına ve de sadaret kayma- kamlığına getirilmesi (1480) 24) Fatih Sultan Mehmed’in, planladığı bir askerî harekâtı gerçekleştirmek üzere Sadrazam Karamânî Mehmed Paşa ile birlikte ordunun başında Anadolu yakasına geçmesi ve Maltepe civarında bulunan Hünkâr-Çayırı’nda kurulan ordugâhta, beklenmedik bir anda, vefat eylemesi (1481) Yapılan Krolojik Sıralamya İlişkin Bir Özet Değerlendirme: Görüldüğü üzere aziz okuyucum! Fatih Sultan Mehmed, 30 yıl süren saltanat döneminde hem Anadolu coğrafyasında ve hem de Rumeli coğrafyasında bir çok fetihlere imzasını atmıştır. Vefat ettiği 1481 yılıa kadar 12 devlet, dükalık veya beyliği, Osmanlı ülkesine katmıştır. Vefat eylediği 1481 yılında Gedik Ahmet Paşa komutasında gönderdiği bir askerî birlik ile de İtalya Yarım Adası’nda yer alan Otranto Kalesi’ni kuşattırmıştır. Fatih Sultan Mehmed’in ölüm haberi üzerine Gedik Ahmed Paşa, Otranto Kalesi çev- resindeki kuşatmayı kaldırarak İstanbul’a dönmüştür. Fatih Sultan Mehmed, 1481 yılında hazırladığı güçlü bir ordu ile sefer hazırlığı içinde iken İstanbul-Gebze’de kurulmuş olan otağı hümâyûn’a geldiğinde geçirdiği ânî bir rahatsızlık sonunda ve hiç beklenme-dik bir anda hayata gözlerini kapamıştır. Ordugâhta bulunan Sadrazam Karamânî Mehmed Paşa, Fatih Sultan Mehmed’in vefatını, hem askerden ve hem de halktan saklamış ; yerine geçmesini istediği Fatihin küçük oğlu ve Karaman sancak beyi Şehzade Cem Sultan’ a gizli bir haberci göndererek süratle İstanbul’ gelip tahta geçmesi haberini gönddrmiştir. Ancak bu sırada Anadolu beylerbeyliğini üstlenmiş olan Sinan Paşa, gönderilen haberciyi yakalayıp hapsettiği için Şehzade Cem Sultan’a haberin ulşma-sı gecikmiştir. Buna karşın İstanbul muhafızlığını yürüten Amasya kökenli ve İnegöl doğumlu eski sadra- zamlardan İshak Paşa ve onun yanında yer alan di-ğer devlet ricali ise Fatih’in yerine Amasya sancak beyi ve Fatih’in büyük oğlu Şehzade Beyazıt’ın geçmesini istediklerinden onlar da bir ulak göndererek Şehzade Byazıt’ın süratle, İstanbul’a gelmesini sağlamışlardır. Böylece; Amasya sancak beyi Şehzade Beyazıt, erken davranmış ve İstanbul’a kardeşi Şehzade Cem Sultandan önce gelerek Osmanlı tahtına oturmuştur. Ancak yukarıda ismi zikredilen devlet adamlarından bir kısmı, Şehzade Beyazıt tarafını tutarken bir diğer kısmı da Şehzade Cem sultanı tumuştur. Bu nedenle adı geçen devlet ricali arasında kıyasıya kanlı bir iktidar mücadelesi yapılmış ve -maalesef- bir kısmının kanı bu yolda heder olmuştur. Sultan II. Beyazıt ünvanı ile tahta oturan Şehzade Beyazıt, Amasya kökenli ve İnegöl doğumlu İshak Paşa’yı, sadrazam olarak atamıştır. Hatırlanacağı üzere İshak Paşa’nın ilk sadrazamlığı, Fatih Sultan Mehmed devrinde (1469-1471) yılları arasında olduğundan (1481-1483 ) yıllarını kapsayan bu seferki sadareti, İshak Paşa’nın ikinci sadareti olmuştur. Amasya sancak beyi Şehzade Beyazıt, Osmanlı hükümdarı olunca Amasya kökenli ve İnegöl’lü İshak Paşa’ yı sadaret makamına getirdikten sonra -10 gün kadar sonra da olsa – Fatih Sultan Mehmed’in nâşı gasledilmiş, tekfin ve techizi yapıldıktan sonra sağlığında inşa ettirmiş olduğu Külliyye’nin hazîresine defnedilmiştir. Daha sonra Sultan II. Beyazıt tarafından Fatih Sultan Mehmed’in türbesi ve türbedâr ile ilgili tesisler, yaptırılmıştır. Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’a defnedilen ilk Osmanlı hükümdarı olmuştur. Ondan önceki Osmanlı hükümdarlarının hepsi, Bursa’da toprağa verilmiştir. Serhad şehri olduğu için hiç bir Osmanlı hükümdarı, Edirne’ye defnedilmemiştir. Bir önceki bölümde işaret olunduğu üzere Fatih Sultan Mehmed (1451-1481), tahta geçer geçmez ilk askerî seferini Karamanoğlu Beyliği üzerine yapmıştır. Sefer dönüşünde de İnegöl coğrafyasında Kazan-cı yöresinde konaklamıştır. Günümüzde “Kazancı” adıyla anılan bu yörede konaklarken yeniçeriler, “ulûfe” almak amacıyla isyan etmişler ve isyan belirtisi olarak yemek kazanlarını devirmişler ve –güncel ifsdesiyle- yemek boykotu yapmışlardır. Fatih Sultan Mehmed, çiçeği burnunda genç bir hükümdar olarak 1451 yılında karşılaştığı bu duruma çok içerlemiş ve yeniçeri ağasını hemen görevinden azletmiştir. Ancak isyan eden yeniçeri ordusunu yatıştırmak gerektiği için bu işi Anadolu beylerbeyi olan eski sadrazamlardan Mühtedî Sarı İshak Paşa üstlenmiştir. Bu sebepten Mühtedî Sarı İshak Paşa, genç hükümdar ile yeniçeri ordusu arasına girmiş ve meyda-na gelen ulûfe problemini çözüme kavuşturmuştur. İşte ulûfe probleminin çözüme kavuşturulduğu coğrafya, günümüzde “Kazancı Köyü ” diye anılırken ulûfe problemini çözüme kavuşturan Anadolu beylerbeyi Mühtedî Sarı İshak Paşa’nın çadırının bulun- du-ğu yer de ( iş bitiren adamın yeri anlamına gelmek üzere); “Kulfal Köyü” diye isimlendirilmiştir. Fatih Sultan Mehmed devrinin İnegöl’e ilişkin ilk yansıma şekli işte böyle böyle olmuştur. Fatih Sultan Mehmed devrinin İnegöl coğrafyası-na ilişkin ikinci yansıma şekli de şöyle vuku bulmuştur. Hatırlanacağı üzere; Fatih Sultan mehmed, 1461 yılında Karadeniz Bölgesi’ni Osmanlı toprağına katmayı planlamıştır. Bunun için 1461 yılında, önce Karadeniz Ereğlisi’ni, Cenevizlilerden almıştır. Ardından da Trabzon Rum İmparatorluğu’nu ortadan kaldırma-yı planlamıştır. Ancak bunu gerçekleştirmek için Kastamonu ve Sinop’u elinde bulunduran Candaroğlu Beyliği’ ni Osmanlı toprağına katmak gereği duyulmuştur. Bunun için Trabzon’a gitmesi planlanan Osmanlı donanması, hiç beklenmedik bir anda, Sinop’u işgal etmiş ve Candaroğlu Beyliği’ni Osmanlı toprağına katmıştır. atih Sultan Mehmed, aralarında sıhrıyyet bağı da olan Sinop beyi İsmail Bey’i, bir kardeş gibi karşılamış ve ona, başta İnegöl olmak üzere, Yenişehir ve Yârhisar kazasını dirlik olarak vermiştir. Kardeşi Kastamonu beyi Kızıl Ahmed’e de Bolu yöresini dirlik olarak vermiştir. Bu arada İsmail Bey’in ablası Tâcünnisâ Sultan Hatun’un eşi ve Amasya muhafızı Yergüç Paşa’nın husûsi defterdârı olan Îsabeyzâde İshak Paşa’yı da Fatih Sultan Mehmed, Sadrazam Mahmut Paşa aracılığı ile Ankara’ya davet eylemiş ve İshak Paşa’yı, Anadolu beylerbeyliğine atamıştır. Bu nedenle Amasya kökenli İnegöl doğum-lu İshak Paşa, ilk hayrî eseri, Ankara’da Ulus’ta İsken-dertaşı civarında inşa ettirmiş olduğu Şengül Hama- mı’dır. Anadol beylerbeyi olarak Kütahya’da da İshak Paşa’nın hayrî eserleri olmuştur. 1451 yılında Karamanoğlu Beyliği’ne karşı yapılan ilk askerî harekât sonrasında ve dönüş yolu üzerinde İnegöl coğrafyasında vuku bulan ulûfe proble- mini Anadolu beylerbeyi Mühtedî Sarı İshak Paşa, çözüme kavuşturmuş idi. 1461 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından Candaroğlu İsmail Bey’e dirlik olarak verilmiş olan İnegöl coğrafyasına yerleş mesine de –muhtemele- Anadolu beylerbeyliğine getirilmiş olan Amasya kökenli ve İnegöl doğumlu İshak Paşa, vesile olmuştur. Zira İnegöl coğrafyası, İshak Paşa’nın baba ocağıdır ve eşi Tâcünnisâ Sultan Ha-tun da İsmail Bey’in ablasıdır. Tâcünnisâ Sultan Hatun aynı zamanda, Sultan II. Murad’ın dul eşi ve Fatih Sultan Mehmed’in anneliği Hatice Alîme Hatun’un da halasıdır. Fatih Sultan Mehmed devrinin İnegöl coğrafyasına bir yansıma şekli de işte böyle olmuştur. Konuyu açmak gerekirse: Osmanlı hânedanı ile Kastamonu İsfendiyar Oğulları Beyliği arasında kurulan sosyal ve siyasî ilişkile-rin geçmişi, Orhan Gazi (1326-1361) devrine kadar inmektedir. Zira Orhan Gazi, oğlu Süleyman Paşa’nın kızını -bir diğer ifadeyle- torununu, Candar oğullarından Kötürüm Beyazıt’a vermiştir. Sultan II. Murad (1421-1451) devrinde de Sultan II. Murad, ablası Selçuk Sultanı, Kastamonu beyi İsfendiyar Bey’in oğlu İbrahim Bey’ e verirken o da İbrahim Bey’in -güzelli-ği dillere destan olan- kızı Hatice Alîme Hâtun’u nikahlamıştır. Böylece, Kastamnu-İsfendiyar Oğulları beyliği ile Osmanlı hânedânı arasında evliliğe dayanan bir akrabalık bağı kurulmuştur . Diğer yandan Yıldırım Beyazıt, Birinci Kosova Savaşı’na götürdüğü Amasya beylerinden Îsa ve Yahşî beyleri, savaş sonrasında Amasya’ya göndermemiş ve onlardan Îsa Bey’e İnegöl coğrafyasında Îsaören Köyü’nü dirlik olarak verirken, Yahşî Bey’e de Çoban Karyesi’ni=Yenice Beldesi’ni dirlik olarak vermiştir. Îsa Bey’in torunu olan İshak Paşa, Amasya muhafızı Yergüç Paşa’nın husûsî defterdârı olarak yetişmiş ve Kastamonu beyi İsfendiyar Bey’in kızı Tâcünnisa Sultan Hatun ile de evlenmiştir. Bunun için İshak Paşa ile Osmanlı hanedanı arasında sıhriyete dayalı bir yakınlık vücuda gelmiştir. Zira Sultan II. Murad’ın eşi Hatice Alîme Hatun, İshak Paşa’nın eşi Tacünnisa Sultan Hatun’un öz yeğenidir. Bu arada Ankara-Çıbuk meydan Müharebesi sonrasında Timur’a esir düşen Yıldırım Beyazıt’ı, kurtarmak için yapılan operasyonda hem îsa bey ve hem de Yahşî Bey, şehid düştükleri için İnegöl coğrafyasındaki dirliklerin tasarrufu oğullarına geçmiştir. Bu nedenle Şadgeldi Îsa Bey’in oğlu İbrahim Ağa, babasına tahsis edilmiş olan îsâören Köyü’nde yaşarken oğlu İshak Paşa’yı Amasya Muhafızı Yegüç Paşa’nın emrine vermiştir. Sultan II. Murad (1421-1451) devrinde Amasya muhafızı olan Yergüç Paşa’nın hususî defterı olan İs- hak Paşa, babası İbrahim Ağa yerine dedesi İsa Bey’e nisbet edilmiş ve “Îsabeyzâde İshak Paşa” adıyla şöhret bulmuştur. Amasya kökenli ve İnegöl doğumlu olan bu Îsabeyzâde İshak Paşa, Kastamonu beyi İsfendiyar Bey’in kızı Tâcünnisâ Sultan Hatun ile de evlendiği için Osmanlı hükümdarı Sultan II. Murad (1421-1451) ile aralarında, eşleri arasında ki “hala-yeğen bağlantıs”ından dolayı sıhriyet bağı oluşmuş-tur. Muhtemelen böyle bir sıhrıyyet bağının bulunmasından dolayı olsa gerektir ki 1461 yılına gelindiğinde Fatih Sultan Mehmed, İshak Paşa’yı Anadolu beylerbeyliğine atarken Sinop ve Kastamonu’yu feth etmiş ve İsmail Bey’e de İnegöl, Yarhisar ve Yenişehir’i dirlik olarak vermiştir. Diğer yandan Anadolu beylerbeyliğine atanmış olan Amasya kökenli ve İnegöl doğumlu İshak Paşa da baba ocağı olan İnegöl coğrafyası ile yakînen ilgilenmiş ve eşi Tâcünnisa Sultan Hatun’un, İsmail Bey’e dirlik olarak verilmiş olan İnegöl’ e yerleşmesine vesile olmuştur.